Ne kadar safmışız... Üniversitedeyken yılladır dersimize giren profesör Ö.M. bir gün dersliğe elinde fotoğraf makinasıyla gelmişti. Ve birden bire bir fotoğrafınızı çekeyim, hatıra olsun diyerek deklanşöre bastı. Desrlikte oturan öğrencilerin toplu halde fotoğraflarının çekti. Ben gerçekten hatıra fotoğrafı çekiyor sanmıştım. Uzun zaman sonra jeton düştü. Meğer alçak köpek, başörtüsü yasağını uygulamakta birkaç ay geciken Marmara Üniversitesi yönetimini şikayet etmek için delil oluşturuyormuş. Zira sınıfımızda başörtülü kız öğrenciler vardı, darbeci takımına jurnal geçmek için fotoğraf çekiyormuş. Nereden bilebiliriz... Çocuktuk. Bunlar işte böyle köpektiler.
Üniversitelerde maalesef bu imtihanı veren çok az hoca çıktı. Çoğu sessizliğe gömüldü. Bir kısmı aktif olarak postal yaladı... Başı kapalı karısını boşayanlardan tutun, top sakal bırakarak kamufle olduğunu sanan tosuncuklara kadar hepsini gördük... O profesöre ne oldu biliyor musunuz? Yıllar sonra fakültede gördüm. Kafayı yemiş... Hakikaten delirmişti. Öğrencilerden bile azar işitir hale gelmişti. Ailesi dağılmış. Atatürk'ün askeri olayım derken feleği şaşmıştı.... Koridorlarda ibret örneği olarak dolanıyordu. Fakat memlekete çok zarar verdiler. Çok hayat kararttılar. Eğitim sistemiyle oynadılar. Şimdi Yılmaz Özdil-Bekir Coşkun'dan başka yazar bilmeyen newage Kemalistler bunların ürünü..