Taktik tekerlekli zırhlı araç.
Mutluluğun tam tersi. Üzgünlük hali.
öğrenmeler toplamı
türkücü,şarkıcı, sevimsiz kadın.
Adana'da 19 yıl önce öldürülen Mahmut Canpolat, cinayetinin azmettiricisi olduğu iddia edilen Adanalı işadamı Menderes K. İstanbul'da şarkıcı Ceylan'ın evinde yakalandı. Yargılandığı davada bir yıl önce ceza alan Menderes K.'nın Adanaspor'a talip olduğu iddia edildi.
Adana'da 19 yıl önce öldürülen Mahmut Canpolat, cinayetinin azmettiricisi olduğu iddia edilen Adanalı işadamı Menderes K. İstanbul'da şarkıcı Ceylan'ın evinde yakalandı. Yargılandığı davada bir yıl önce ceza alan Menderes K.'nın Adanaspor'a talip olduğu iddia edildi.
bu adamlardan haddinden fazla var türkiye de.
Benim akrabalardan biri de bu iş için yardırıp duruyor. Yok ankara da bu gün ak partiye gideceğiz yok cumhurbaşkanına dilekçe vereceğiz yok tv ye çıkacağız falan.
Daha geçen gün bir akraba, tokattan kalk ankaraya eylem var diye git. Hem maddi olarak giderleri büyük hem manevi olarak. Biri çıkıp demiyor ki ya arkadaş boşuna zırlamayın vermeyeceğiz yada tamam söz bu işi çözeceğiz. Her türlü bekleyişte ve bu bekleyiş bu insanları gereğinden fazla yıpratmış durumda.
Ak partiye gidiyorlar adamlar muhatap olmuyor, saraya gidiyorlar öyle usulen bi kaç dakika görüşüyor, chp ye gidiyorlar chp dinliyor heee tamam diyor. Tv ye çıkıyorlar tv öyle program dolsun diye güya yardımcı oluyor.
En sinir bozucu tarafı da, güya bir birlik kurmuşlar kendi adlarına, facebookta grup. Kurdukları gurup içerisinde kendileri yazıp kendileri okuyorlar. Aynı şekilde twitterda da etiket verip duruyorlar. Bu bizim ülkemizde sendikalaşma olayının olmadığının en güzel örneği belki de. Kesinlikle eleştri de kabul etmiyorlar.
Geçenlerde bu işler için uğraşan akarabaya dedim ki boşuna bekliyorsunuz. Öncelikle beklentinizi bi bitirip kendinize bir iş bulmanız gerekiyor. İşinizi buldunuz diyelim sonra normal hayatınıza devam edin. Bu işlerle uğraşmayın demiyorum ama ikinci planda olsun. Bu kadar üsteleyince olmuyor.
Şu facebook, twitter gibi saçma gruplardan da bi çık. Senin orada paylaştığın şey bi ay sonra o kadar gerilere gidiyor ki ne bir yetkili bakıyor ne biri okuyor. Kendin arasan bile bulamazsım.
Kendinize bir site kurun ve ora üzerinden yürütün bu çalışmayı. Bi ton halka açık site var. Onlardan biri üzerinde organize olun. Google da bişe aratınca facebook grup gelmiyor önüne. Mesela benim bu yazdığım yazı sizin gruplardan kaç bin kişi ise artık daha kıymetli. Yaz google a en önce bu gelecektir.
Öncelikli tavsiyem bir site üzerinde organize olmak. Geçen sene yazdığınız şey bile bi anda gelebilecek, görünebilecek olsun.
sonra bu gruplaşma olayını daha reel şekile getirmeniz lazım. Reelden kastım şu bi kahvehane kurup orada bekleyin demiyorum. Gidip eylem de yapmazsınız ki çoğu çalışıyor. Bir ekonomist, vergi hukuçusu bulun ve onlar bu işi mantıklı şekilde anlatsınlar. Haber bültenine çıksınlar. Her kafadan yazılacak şey yerine o adamın söylediği, yazdığı bilimsel açıklamayı paylaşın ve örnek gösterin. Diğer türlü ben şu tarihte başladım şu tarihte emekli olmam gerekiyordu ile başlayan cümlelerden artık kendileri bile sıkılmış durumda.
Burada bile sorunla ilgili bir paylaşım yok. neyse ben oluşturayım belki sesleri duyulur.
Sorunları neler peki bu adamların;
Ülkemizde emeklilik yaşı ile ilgili en radikal düzenleme 1999 yılında yapıldı. Bu tarihten önce kadınlar 38, erkekler ise 43 yaşında emekli olabiliyorlardı. Ancak bu yaşlarda emekli olmanın devlet bütçesini sıkıntıya düşürdüğü gerekçesiyle 1999'da çıkartılan 4447 sayılı Kanunla emeklilikte köklü bir değişikliğe gidildi.
Söz konusu Kanunla emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde ise 60 olarak düzenlendi. Ancak 1999'dan önce işe girmiş olanlar için kademeli geçiş hükümleri kabul edildi. Örneğin; 1978 yılında ilk defa işe girmiş bir kişi 44 yaşında (25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödenmesi şartıyla) emekli olabilir. Ya da 1996 yılında ilk defa işe girmiş bir kişinin 56 yaşında (25 yıl sigortalılık süresi ve 5825 gün prim ödenmesi şartıyla) emekli olabilmesi mümkün.
Benim akrabalardan biri de bu iş için yardırıp duruyor. Yok ankara da bu gün ak partiye gideceğiz yok cumhurbaşkanına dilekçe vereceğiz yok tv ye çıkacağız falan.
Daha geçen gün bir akraba, tokattan kalk ankaraya eylem var diye git. Hem maddi olarak giderleri büyük hem manevi olarak. Biri çıkıp demiyor ki ya arkadaş boşuna zırlamayın vermeyeceğiz yada tamam söz bu işi çözeceğiz. Her türlü bekleyişte ve bu bekleyiş bu insanları gereğinden fazla yıpratmış durumda.
Ak partiye gidiyorlar adamlar muhatap olmuyor, saraya gidiyorlar öyle usulen bi kaç dakika görüşüyor, chp ye gidiyorlar chp dinliyor heee tamam diyor. Tv ye çıkıyorlar tv öyle program dolsun diye güya yardımcı oluyor.
En sinir bozucu tarafı da, güya bir birlik kurmuşlar kendi adlarına, facebookta grup. Kurdukları gurup içerisinde kendileri yazıp kendileri okuyorlar. Aynı şekilde twitterda da etiket verip duruyorlar. Bu bizim ülkemizde sendikalaşma olayının olmadığının en güzel örneği belki de. Kesinlikle eleştri de kabul etmiyorlar.
Geçenlerde bu işler için uğraşan akarabaya dedim ki boşuna bekliyorsunuz. Öncelikle beklentinizi bi bitirip kendinize bir iş bulmanız gerekiyor. İşinizi buldunuz diyelim sonra normal hayatınıza devam edin. Bu işlerle uğraşmayın demiyorum ama ikinci planda olsun. Bu kadar üsteleyince olmuyor.
Şu facebook, twitter gibi saçma gruplardan da bi çık. Senin orada paylaştığın şey bi ay sonra o kadar gerilere gidiyor ki ne bir yetkili bakıyor ne biri okuyor. Kendin arasan bile bulamazsım.
Kendinize bir site kurun ve ora üzerinden yürütün bu çalışmayı. Bi ton halka açık site var. Onlardan biri üzerinde organize olun. Google da bişe aratınca facebook grup gelmiyor önüne. Mesela benim bu yazdığım yazı sizin gruplardan kaç bin kişi ise artık daha kıymetli. Yaz google a en önce bu gelecektir.
Öncelikli tavsiyem bir site üzerinde organize olmak. Geçen sene yazdığınız şey bile bi anda gelebilecek, görünebilecek olsun.
sonra bu gruplaşma olayını daha reel şekile getirmeniz lazım. Reelden kastım şu bi kahvehane kurup orada bekleyin demiyorum. Gidip eylem de yapmazsınız ki çoğu çalışıyor. Bir ekonomist, vergi hukuçusu bulun ve onlar bu işi mantıklı şekilde anlatsınlar. Haber bültenine çıksınlar. Her kafadan yazılacak şey yerine o adamın söylediği, yazdığı bilimsel açıklamayı paylaşın ve örnek gösterin. Diğer türlü ben şu tarihte başladım şu tarihte emekli olmam gerekiyordu ile başlayan cümlelerden artık kendileri bile sıkılmış durumda.
Burada bile sorunla ilgili bir paylaşım yok. neyse ben oluşturayım belki sesleri duyulur.
Sorunları neler peki bu adamların;
Ülkemizde emeklilik yaşı ile ilgili en radikal düzenleme 1999 yılında yapıldı. Bu tarihten önce kadınlar 38, erkekler ise 43 yaşında emekli olabiliyorlardı. Ancak bu yaşlarda emekli olmanın devlet bütçesini sıkıntıya düşürdüğü gerekçesiyle 1999'da çıkartılan 4447 sayılı Kanunla emeklilikte köklü bir değişikliğe gidildi.
Söz konusu Kanunla emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde ise 60 olarak düzenlendi. Ancak 1999'dan önce işe girmiş olanlar için kademeli geçiş hükümleri kabul edildi. Örneğin; 1978 yılında ilk defa işe girmiş bir kişi 44 yaşında (25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 gün prim ödenmesi şartıyla) emekli olabilir. Ya da 1996 yılında ilk defa işe girmiş bir kişinin 56 yaşında (25 yıl sigortalılık süresi ve 5825 gün prim ödenmesi şartıyla) emekli olabilmesi mümkün.
3.35 g'de kaldı benimki.
Alt yapı problemidir. Her taraf kanalizasyon
başkenti prag olan avrupa ülkesi.
(bkz: bana sökmez)
Önüme verdiler nuri arkama verdiler zori.
İçişleri Bakanlığından:
AVUKAT GİRİŞ (SÖZLÜ) SINAV DUYURUSU
Bakanlığımızda istihdam edilmek üzere 02/07/2015 tarihli ve 29404 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İçişleri Bakanlığına Ait Hukuk Müşaviri Ve Avukat Kadrolarına Atama Yapmak İçin Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında Avukatlık Hizmetleri Sınıfından boş bulunan ve aşağıdaki tabloda dağılımı gösterilen (gbkz:30 adet Avukat) kadrolarına 19 - 22 Ocak 2016 tarihleri arasında Ankara'da Giriş (Sözlü) Sınavı ile personel alımı yapılacaktır.
detaylar için [http://euygulama.dpb.gov.tr/dpb_web/menu/yeni_PDF.aspx?d36ed6ef-13ac-4615-8098-8317a98c0fb0 tıklayınız]
(bkz: sövmek)
1987'de mimar sinan üniversitesi sinema-tv bölümü'ne girdi ve 2000 yılında okulu bitirdi.
1999 gemide
2000 dar alanda kısa paslaşmalar
2001 maruf
2005 kurtlar vadisi irak
2006 barda
2009 gecenin kanatları
2011 behzat ç. seni kalbime gömdüm
2013 çanakkaele: yolun sonu
2013 behzat ç. ankara yanıyor
filimlerinin yönetmenliğini üstlenmiş
1999 gemide
2000 dar alanda kısa paslaşmalar
2001 maruf
2005 kurtlar vadisi irak
2006 barda
2009 gecenin kanatları
2011 behzat ç. seni kalbime gömdüm
2013 çanakkaele: yolun sonu
2013 behzat ç. ankara yanıyor
filimlerinin yönetmenliğini üstlenmiş
üsküdar'a giderken dizisinde hayal karakterini canlandırmış oyuncu.
Katı meyve sıkacağı
(bkz: falcı bacı)
izledikten sonra \"darısı başınıza\" duasını ettiğim görüntülerdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
