aslında kendini anlama fırsatını çok önceden kendine vererek, kendinden olmayanı daha çok anlamanı sağlayandır. yazmak, bir bencillik nesnesi değildir. ne de bir tatmin vs. anlama olayını çözmektir. küfrü sevmeseniz, kullanmasanız bile güzel küfür edeni anlamaktır. dahasıdır.
denize açılmaktır. ancak nedense, dertler o ilk derinliklerdeki kumlar gibi ceplerine dolar insanın. onları ayıklardan bakmışsın dalmışsın. bir yandan üşür titrersin ama daha da açılmak istersin. boyunu geçsin istersin, boğulmak bile istersin ama hemen ardından kurtarılmak. yazmak budur, yaşamadan her riski tatmak. yazarak kendini bir bina boşluğundan bırakabilirsin. hem de slow motionda. plazanın camlarından iki dikiz atabilirsin. yere çakılma anını bile yaşarsın. nefesini kesersin. yapamadığın, yaşayamadığın ne varsa, düşünür hissedersin.
tabi ki bir yaşamak değildir. ama içte bir yerdedir. ben mesela, delirmeyi severim. öyle böyle değil. yazarak kabul ettirmek istemiyorum. anlaşılsa yeterli. hatta siz beni anlamayın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?