idam cezası

insanlara mahkemelerce verilen ve şeriatte -kuranda- bir takım şartları olan ölüm cezası
vatana ihanet edenlere, canice insan öldürenlere, tecavüzcülere, evli olduğu halde zina edip eşini aldatanlara verilmesi gereken cezadır. dinimizde de böyledir.
çünkü bunların hepsi toplumsal düzeni bozuyor ve insanlar, ucunda ölüm olmadığını görünce günah işleme hususunda çok relaks davranıyorlar. eşini aldatan vatandaş, aile yapısını bozuyor, tecavüzcü toplum ahlakını, insan öldüren sosyal düzeni, vatana ihanet eden devlet bütünlüğünü...
şimdi suç işleyene hapiste bakıyor, yedirip içiriyor rahat ettiriyorlar. adamlar sırıtarak hapse gidiyor. hapis cezası suçu çeldirme konusunda oldukça yetersiz.

geri gelmesini istemediğim ceza. zalimin eline geçebileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca idam en ağır ceza değildir. İdam istemek mevcut hukuka güvenmemekten kaynaklı bir istektir. İdamdan ağır cezalar vardır. Bu günkü darbecilere bunlar uygulanabilir. Madem ağır bir şekilde cezalandıracaksınız mal varlıklarına el koyun, en ağır koşullarda cealarını çeksinler.

İdam denilince benim aklıma üç fidan geliyor. İstemsizce içimde bir tepki oluşuyor. Hak eden 100 kişiyi assanız bir haksızı asarsanız bunun vebalini ve psikolojik etkilerini kaldıramazsınız.

bu kararları verecek hakimlerin çalışma şartları ve psikolojilerine hiç girmiyorum. gerek yok tavuk mu yumurtadan çıkar.. muhabbetine.

tekrar getirilse bile, 15 temmuz darbecileri için uygulanamayacak olan cezadır. nedeni basit. hukukun en temel ilkelerinden biri: kanunların geriye yürümezliği ilkesi.

İki infaz, insanlık tarihini değiştirdi: Sokrates ile İsa'nın idamı.