Tarih 17 Ocak 2007 saat: 14:57.
İstanbul şişlide kafasına sıkılan üç kurşun ile öldürülen bir kişi…
Kaldırımda yatıyor.
Bu kişi Ermeni cemaatine yönelik yayın yapan agos gazetesini kuran ve yöneten Hrant Dink.
Akşam haberlerde tetikçinin resmide yayınlandı. Cinayet mahallinden koşarak uzaklaşan beyaz bereli bir çocuk.
Cinayet saatinde etrafta tetikçiden başka kimler vardı? Bu sorunun cevabı o noktada kayıt yapan ATM kamerasında olabilirdi. Ancak daha sonra araştırıldı ki bu görüntülerin cinayet öncesine ilişkin bir bölümü silinmişti. Cinayetten altı ay önce jandarma muhabiri Coşkun İĞCİ, bir yıl önce de polis muhabiri Erhan TUNEL, ”Hrant DİNK öldürülecek” ihbarını yapmıştı.
Trabzon Jandarması ve Polisi de, İstanbuldaki güvenlik birimleri de cinayetten haberdardı. Bu kamu görevlileri sadece cinayetin işleneceği bilgisine değil en ince ayrıntılarına da vakıflardı. O kadar vakıflardı ki tetikçi henüz yakalanmamışken, cinayet silahı henüz ele geçirilmemişken bile bu silahın ardeşen el yapımı olduğu tutanaklara geçirilebiliyordu. Bu kişiler tetikçinin Ogün SAMAST olduğunu da biliyordu.
SAMAST, Cinayetten bir gün önce istanbula gelmişti. Aynı gün Trabzondan İstanbula gelen bir jandarma olduğu ortaya çıktı. Hatta jandarmaların cinayetten 6 ay önce ve cinayet günü de Dink’in evinin önünde keşif yaptıkları belirlendi. Cinayet işlenirken de beş jandarma görevlisi cinayet mahallindeydi. Dink orada adeta jandarma nezaretinde öldürülmüştü. Cinayete adı karışan en kıdemli jandarma istihparat subayı Muharrem Demirkale, şuanda hem Dink suikasti hemde Gülen örgütünün kalkıştığı 15 Temmuz darbe girişimine katılmaktan tutuklu.
Cinayetin ardından ve güvenlik bürokrasisinin katıldığı bir toplantı yapıldı. O toplantıdaki en kritik isim Gülen örgütünün polisteki en etkili isimlerinden Ramazan AKYÜREK ”bilgim yok” diyerek sessiz kaldı. Oysa ki cinayet ihbarını daha Trabzon’da emniyet müdürüyken almıştı. Akyürek şuan Dink cinayeti ve Gülen örgütü davasından tutuklu.
Cinayetin nasıl işleneceğini, kimin işleyeceğini, hangi silah kullanılacağını bilen kamu görevlileri cinayetten sonra Samast’ın yakalanması için kıllarını bile kıpırdatmadılar. Beyaz bereli tetikçi Samast’ın yayınlanan görüntülerinden tanıyan babası oğlunu ihbar edince kimliği belirlendi ve Samsunda gözaltına alındı.
Bu Cinayet neden işlendi?
Bunu bilmiyoruz ama cinayetin İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki sonuçları ve nedeni hakkında bir fikir verebilir. Dink cinayetinden sonra başta istihbarat birimi olmak üzere bütün kilit kadrolara Gülen örgütünün adamları yerleştirildi. Öteki isimler ihmal ve kusurdan dolayı görevlerinden uzaklaştırılmıştı. Bu kilit kadrolardaki kişiler 6 ay sonra Türkiye’nin en büyük siyasi davalarından Ergenekon soruşturmalarını açacak ve yönetecekti. Ergenekon soruşturması üzerinden TSK’daki tasfiye süreci başlayacaktı. Bu isimlerin yerine gelenler yine Gülen örgütünün kadrolarından oldu. 15 Temmuz darbe girişimi bu kadrolar ile yapıldı. 15 Temmuz Darbe girişiminden öncesindeki ve sonrasındaki Gülen örgütü soruşturmalarında Hrant Dink cinayetine dair yeni delillere ulaşıldı. Elde edilen teknik deliller;
Gülen örgütü ile irtibatlı olduğu görülen polis ve jandarmanın cinayetteki rolüne dair yeni bilgileri ortaya koydu.
Dink cinayeti emniyetteki kadro dönüşümlerini hazırladı. Emniyetteki kadrolar Ergenekon soruşturmalarını, o soruşturmalarda ordudaki tasfiyeyi başlattı.
15 Temmuz yolunu döşeyen pek çok taştan belki de en önemlisi Hrant Dink Cinayetiydi.
[http://www.malayani.com/turkiye/hrant-dink-suikastinin-cizgiler-ile-anatomisi/.html tık tık]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?