Sultan 2. Abdülhamid Han ın muhterem validesi
Tir-i müjgan Kadın efendi
sultan 2. Abdülhamid Han daha 10 yaşında iken annesi vefat eder, babası Sultan Abdülmecid tarafından Perestü Kadın Efendi'nin himayesine verilir.
Ölüm tarihini 26 Nisan 1853 olarak gösteren kaynaklar da vardır. Abdülmecid'in ikinci kadınefendisi ve II. Abdülhamid'in öz annesidir. Kafkasya'daki Çerkez kabilelerinden Şapsıhlara mensup olduğunu, saray hareminin aynı kabileden yaşlı kalfaları anlatırmış. Abdülhamid de Şapsıhlı cariyelere “-validemin soyundan” dermiş. ıı. Abdülhamid'in padişahlığında, karşıtları salt kendisini kötülemek için saraylıların dedikodularını ciddiye alarak Tirimüjgan'ın Ermeni asıllı olduğunu yaymaya çalışmışlardır. Ali Saib, Abdülhamid'in Evail-i Saltanat adlı yapıtında, Tirimüjgan'ın Ermeni asıllı olmadığını; asıl adı Çandır olup saray hareminde hizmet cariyesi iken her nasılsa Abdülmecid'in dikkatini çekip kadınefendileri arasında yer aldığını yazar.
Yeşil-ela gözlü, beyaz tenli, kumral saçlı, narin endamlı, ince belli, elleri ayakları harikulade olan bu Çerkez kızının, ince yapılı ve hassas Tirimüjgan'ın, Abdülmecid ailesine kattığı bir sultan ile iki şehzade; 1840'ta eski Çırağan Sarayında doğurduğu Naime Sultan ile Abdülhamid ve Mehmet Abid Efendidir. Fakat Naime Sultan üç yaşında, Abid Efendi de ayını doldurmadan ölmüş. Tirimüjgan Kadınefendi de yakalandığı veremden kurtulamamış. Bir seferinde, Sultan'ın koynunda iken öksürmüş ve ağzından kan gelmiş. Abdülmecid, verem olduğunu anlayarak Tirimüjgan'ı bir daha yatağına almamış (Kaderin cilvesine bakın ki kendisi de 39 yaşında veremden ölmüştür). Eski Çırağan Sarayı'nın fer'iye dairesinde veya hava değişimi için götürüldüğü eski Beylerbeyi Sarayı'nda, otuz yaşlarında iken ölmüş; Yeni Cami Havatin Türbesine gömülmüştür. Tirimüjgan'ı tedaviyle görevlendirilen Zoğrafos'un bir anısına göre, o zaman on yaşında olan şehzade Abdülhamid, ölen annesinin odasına gizlice girerek yüzündeki örtüyü çekerek son kez annesine bakmış. denecek o ki, onca güzelliğine karşın Tirimüjgan, Abdülmecid'e mutluluk yerine üç ölüm acısı birden yaşatmış, hayatta kalan oğlu Abdülhamid'i de öksüz bırakmıştır -ki oğlu Abdülhamid ileride Osmanlı Tarihi'nin en kıymetli padişahlarından biri olacak ve belki de hakkında en çok yazı yazılan ve değerlendirilen Osmanlı Padişahı olacaktır.
Abdülmecid'in çiçekten ölen kızı Naime Sultan'ın acısından dolayı, tebaasının çocuklarına çiçek aşısı yaptırttığını anılarında yazan özel doktoru Spitzer, ilk defa 1845 baharında, yani Naime Sultan'ın ölümünden sonra Büyükçekmece'de uygulanan çiçek aşısı kampanyasında bizzat padişahın da bulunduğunu yazar.
Yeşil-ela gözlü, beyaz tenli, kumral saçlı, narin endamlı, ince belli, elleri ayakları harikulade olan bu Çerkez kızının, ince yapılı ve hassas Tirimüjgan'ın, Abdülmecid ailesine kattığı bir sultan ile iki şehzade; 1840'ta eski Çırağan Sarayında doğurduğu Naime Sultan ile Abdülhamid ve Mehmet Abid Efendidir. Fakat Naime Sultan üç yaşında, Abid Efendi de ayını doldurmadan ölmüş. Tirimüjgan Kadınefendi de yakalandığı veremden kurtulamamış. Bir seferinde, Sultan'ın koynunda iken öksürmüş ve ağzından kan gelmiş. Abdülmecid, verem olduğunu anlayarak Tirimüjgan'ı bir daha yatağına almamış (Kaderin cilvesine bakın ki kendisi de 39 yaşında veremden ölmüştür). Eski Çırağan Sarayı'nın fer'iye dairesinde veya hava değişimi için götürüldüğü eski Beylerbeyi Sarayı'nda, otuz yaşlarında iken ölmüş; Yeni Cami Havatin Türbesine gömülmüştür. Tirimüjgan'ı tedaviyle görevlendirilen Zoğrafos'un bir anısına göre, o zaman on yaşında olan şehzade Abdülhamid, ölen annesinin odasına gizlice girerek yüzündeki örtüyü çekerek son kez annesine bakmış. denecek o ki, onca güzelliğine karşın Tirimüjgan, Abdülmecid'e mutluluk yerine üç ölüm acısı birden yaşatmış, hayatta kalan oğlu Abdülhamid'i de öksüz bırakmıştır -ki oğlu Abdülhamid ileride Osmanlı Tarihi'nin en kıymetli padişahlarından biri olacak ve belki de hakkında en çok yazı yazılan ve değerlendirilen Osmanlı Padişahı olacaktır.
Abdülmecid'in çiçekten ölen kızı Naime Sultan'ın acısından dolayı, tebaasının çocuklarına çiçek aşısı yaptırttığını anılarında yazan özel doktoru Spitzer, ilk defa 1845 baharında, yani Naime Sultan'ın ölümünden sonra Büyükçekmece'de uygulanan çiçek aşısı kampanyasında bizzat padişahın da bulunduğunu yazar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?