bugün anladım ki bu "çıkışta görüşecez oğlum senle" tehdidinin temeli taa küçük çocukluk döneminde atılıyormuş.
çocuklar çok küçük olduğu için hepsinin eline aynı anda makas veremiyorum yanıma dörtlü gruplar halinde çağırarak kesme çalışmaları yaptırıyorum. geri kalanlar da kendisine sıra gelene kadar hamur oynuyorlar. ama herkes kendi masasında kendi hamuru ve kalıbıyla oynayacak şartı ile. (evet gülebilirsiniz ben de gülüyorum bunu hayal edince )
neyse herkes 10 saniyeliğine yerine oturdu ben de yanımdaki çocuklarla ilgileniyorum. en hareketlimiz yine yerinden kalkıp taaa ilerideki arkadaşının yanına gitmiş onun hamuru ile oynuyor. başka bir öğrencim hemen şikayet etti tabi şikayet fırsatlarını itina ile değerlendiririz.
y:öğretmeniiiiiiiim e.... ayağa kalktı m'nin yanına gitti.
ben:e... kaç kere dedim kuzum sıra sana gelene kadar kalkma yerinden diye otur yerine.
ben uyarınca yerine oturan öğrencim kendisini bana şikayet eden arkadaşına bir bakış attı ki görmeniz lazım. gülsem mi kızsam mı bilemedim. bu yaptığının farkında olduğumu bilsin diye sordum ve aramızda şu diyalog geçti:
ben: e... o nasıl bir bakıştı arkadaşına bir şey mi anlatmaya çalıştın?
e: evet öğretmenim sen sessiz olun diyorsun diye gözlerimle ona "çıkışta seni anneme söylicem seni annene söylesin bi daha bize gelmeyin" diyeceğim dedim. şimdi sen sorunca bir daha söylemiş oldum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?