evliya çelebi seyahatnamesinde hamsi kelimesinin kışın 50 gününden geldiğini söyler, öyle duymuştur. seyahatnamenin bazı yerlerinde hamsi yerine hapsi yazar ve afrodizyak etkisi olduğunu söyler.
hamsi güzel bir balıktır. kılçığını ayıklamaya pek ihtiyaç duyulmadığı için yemesi de güzeldir. limon ve soğanla süper olur. biraz kokusu fenadır. evliya çelebi kokusu için, haşeratı kovalamak için başının yakılıp ateşe atılımasının iyi olacağını yazar.
bir balık çeşidi olan hamsiye bilhassa doğu karadeniz ahalisi ayrı bir anlam yüklemiştir. balık olmadığını idddia ederler, bu şaka değil gerçektir ve bu konuda gayet ciddidirler.
şöyle bir anım vardır bununla ilgili;
trabzondayım, rizeli biriyle konuşuyoruz yanımda bir arkadaşım var. yanımdaki arkadaşım köyünde barajda balık tuttuğundan felan bahsetti, sonra konu balık pazarında balıkçıların, hamsiyi satarken " hamsi var, balık var" diye bağırarak müşteri toplamasına geldi. biz rizeliye bunu söyledik o da "doğru diyorlar hamsi balık değildir."dedi. sonra biz biraz da kızdırmak için "nasıl balık olmaz ya bildiğin balık hemde dandik bir balık bu işte" dedik. o da barajda balık tuttuğundan bahsettiğim arkadaşıma dönerek şöyle bir muhabbete girdi:
rizeli: sen köyde balık tutuyor musun?
arkadaşım: evet
rizeli: peki, hamsi tutuyor musun?
arkadaşım: hayır
rizeli: bak, demek ki hamsi balık değilmiş olsa onu da orada tutardın.
dedi. tabi gülüştük bu duruma, ama rizeli ciddiydi ve hamsinin balık olmadığına bizi ikna ettiği için gayet mağrurdu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?