16/01/2016 tarihli yazısı aşağıdadır .. akademisyenlerin yazmış olduğu bildiriye karşı bildiri yazmıştır son yazısında ..
karşı bildiri
biz aşağıda imzası bulunmayanlar, aşağıda imzası bulunsa bile hiçbir vakit tarafınızdan 'makbul vatandaş' kabul edilmeyenler, 'itibarlı yurttaş' olarak görülmeyenler.
Biz aşağıda imzası bulunmayanlar. Kara halkın kara çocukları. Bugün kazandığını bugün yiyenler. Yarın için her daim 'Allah kerim' diyenler. Önüne sandık konulduğunda hatırlananlar.
Üst mevkilerde tanıdığı olmayanlar. Saçlarını ayda bir mahalle berberine kestirenler. Bodrum katlardaki tekstil atölyelerinde, talaş içerisindeki marongozhanelerde asgari ücretle çalışıp halini 'bizden de beterleri var, buna da şükür' cümlesiyle izah edenler. Orta iki terkler. Babası 'bana benzemeyeceksin, sen okuyacaksın' dediği için okuyanlar. İngilizcesi mükemmel olmayanlar.
Biz aşağıda imzası bulunmayanlar. İki lafı bir araya getirip sizin gibi süslü cümleler kuramayanlar. İnsan haklarından, demokrasiden, gelişmiş batı standartlarından çakmayanlar. Düğünü ya sokakta ya camide, hatta daha iyisi ikisinde birden yapanlar. Avunmak istediği zaman anasının dizine yatanlar. Askere davul zurnayla yollananlar. Tabutuna bayrak sarılanlar.
Biz deriz ki efendiler. Memleket dediğin bir tanedir. Memleket dediğin bir tanedir ve bize onu sevmek; gerekirse uğrunda ölmek öğretilmiştir.
Rus Harbinden, Balkan Savaşlarından, Çanakkale'den, İstiklal Harbinden beri ölmekteyizdir. Memleket ne zaman kuşatılsa, ne vakit dara düşse 'Allah' deyip geçmişizdir siperin arkasına. Türkümüz de geçmiştir Kürdümüz de, Arabımız da geçmiştir Lazımız da.
Biz deriz ki efendiler. Memleket bir yandan PKK denen illetle, bir yandan IŞİD denilen belayla, bir yandan Rusya'yla, bir yandan Suriye'deki Esedçi pisliklerle kuşatılmaya çalışırken ne yaptığınızı görüyor, biliyor, anlıyoruz. Gözümüz yok sanırsınız siz. En büyük yanlışlığınız da buradadır zaten. Şükür, gözümüz vardır. Şükür, gözü olana gün ışımıştır.
Unutkan da değiliz. Affederiz elbet. Affetmeyi biliriz. Lakin niçin unutalım? Daha bir kaç yıl önce, memlekette çözüm süreci çalışmaları sürerken PKK'ya silah bırakmaması için adeta yalvardığınızı unutmuş değiliz misal. Dağda bayırda PKK ile dolaşıp 'aman barış olmasın' diyen paşa torunlarını da aklımızdan çıkarmadık henüz misal.
Biz sorarız efendiler. Kendi küçük, değersiz ihtiraslarınız için daha kaç memleket evladı vurulup düşecek toprağa?
Kaleme aldığınız ve gözümüzde bir paçavra kadar bile değeri olmayan bildiride o hain terör örgütünün adını bir kez olsun anmayacak denli bir akıl tutulmasına nasıl ilerlediniz?
Biz sorarız efendiler. Hendek kazıp içine 14-15 yaşındaki çocukları dolduran, bebekleri, sivilleri katleden bir örgüte dünyanın hangi ülkesi izin verir? Dünyanın hangi ülkesinin hangi akademisyenleri, hangi aydınları, gözünü kırpmadan sivil katleden bir terör örgütüne böylesi nobranca, böylesi açıktan destek verebilir?
Memleketini sevmeyen, memleketinin çocuklarını birbirinden ayıran, gerilla ölünce yas tutup asker ölünce sevinen adama akademisyen, aydın, insan denir mi?
Biz deriz ki efendiler. Kürt çocuklarının canları azizdir. Türk çocuklarının canları azizdir. İnsan yavrularının canları azizdir. Bugün umarsızca destek verdiğiniz terör belası, Kürt çocuklarının da, Türk çocuklarının da, insan yavrularının da can düşmanıdır.
Durmayın efendiler durmayın. Bizi faşistlikle, bizi gelişmemişlikle, bizi devletçilikle falan suçlayın. Avrupa'daki, Amerika'daki ağa babalarınıza şikâyet edin bizi. İnsan hakları mahkemelerine verin. Çok satan barı gazetelerinde afişe edin bizi.
Vallahi ne faşistiz, ne gelişmemiş, ne de devletçi. Sadece diyoruz ki: Yaşa memleket yaşa! Sen yaşa ki kahrolsun düşmanların.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?