sevgiyi ifade etmenin sözlerden daha etkili bir yolu varsa o da sarılmaktır. ama her insana karşı sarılma isteği hissedilmez, hissedilmemeli de. hisler israf edilmeye gelmez.
(u:felsefe çalışmaktan beynim yandı mazur görünüz :D)
Her insanın, Varlığını sürdürebilmesi için günde dört kucaklaşmaya ihtiyacı varmış. ayrıca, Duygusal sağlığını koruması için gün de sekiz, Gelişmesi için ise on iki kez kucaklaşmaya ihtiyacı varmış.
hatta ve hatta hiç kucaklanmayan bebekler ölüyormuş. yani fıtri bi ihtiyaç aslında. bi annenin, ölü doğmuş bebeğine bi kaç saat sarılarak hayata dönmesine vesile olduğunu biliyoruz, ikiz bebeklerin anne karnında sarıldıklarını...
yani bi insan kendini mutsuz, yalnız, güçsüz veya korkmuş hissettiğinde küçük bir çocuğa da sarılsa eminim ona ilaç gibi gelir. çünkü çocuklar masum oldukları ve günah işlemedikleri için negatif enerji verip bizim enerjimizi sömürmezler. (u:enerji transfüzyonu :D)
o nedenle, sevmediğim, bi türlü ısınamadığım insanlara sarılmaktan hoşlanmam. mecburen sarılsam da öyle hızlıca hemencecik. çünkü kendilerinde olan negatif enerjiyi size tranfer edip pozitif enerjinizi tüketebiliyorlar. daha çok bunalmış hissediyorsunuz
ne zormuş arkadaş dolaylı yoldan anlatmak. özetle: maneviyatınızı sömürecek tiplere sıkı sarılmayın deniyor tasavvufta işte
(gbkz:Aniden gelen ağlama isteği) ile yarışır
***
(gbkz:Sarılmayı bilirmisin)? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilirmisin aşık olmayı? Bölünebilirmisin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilirmisin? Gerçekten sevebilirmisin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, yada hiç sevmezsin.
Mevlana
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?