okuduğum bir kitapta geçiyor:
-günler geçiyor ama dünler öylece kalıyor...
ne de doğru söylemiş. silemediğim , silmek istemediğim bir sürü dünüm var. onlarla yaşamayı öğrendim. ama geleceğimle ne yapacağımı bilemiyorum. bana çizilen yolda ilerliyorum anca.
havalar da benim gibi kararsız. sabahları buz gibi öğleden sonra güneşli. duygular da öyle değil mi ? beş dakika önce gülerken beş dakika sonra ağlayabiliyorsun.
uzun zamandır yalnız yaşadığım için evde birilerinin varlığına alışamadım. onlar ki benim 26 yıldır hayatımda olan kişile olsalar bile. neticede özgürüm ve kendi ayaklarım üzerinde duruyorum ama onlar bana hala ilkokula giden küçük çocuklarıymışım gibi davranıyorlar. hatta annem abartarak beslenme çantası bile oluşturuyor.
sevdiklerime mızmızlanmayı seviyorum. nazımı sadece onlara çektiriyorum. onlara dilediğim kadar kızıp bağırıp dilediğim kadar gülüyorum. sonrasında kendime büyüdüğümü hatırlatıp babamın dizine oturmamam gerektiğini söylüyorum ki en acısı da cebinden çikolata çekip alamayacak olmam.
aklıma gelmişken damla çikolata kekin kabarmasını engelliyor demişti birisi, undan sonra koyarsan engellemez. aslında hep böyle yapıyormuşum , doğruyu bildiğim halde kabarmaması niye ki ?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?