yıldıray oğur, yazısında cemaat ve abd ilişkilerini deşifre etmek için epey gerilere gitmiş. aslında hiç gerek yoktu. bir miktar okuma yazması olan, olayları kronolojik sıraya göre yorumlayabilen, sıradan zekaya sahip herhangi bir türk vatandaşı, cemaatle abd ilişkisini yıllardır görebilirdi.
yıldıray oğur'un eksik yaptığı bir şey var. cemaatin, sadece abd'yle ilişkisi yoktu. başka güç odaklarıyla da, gayet aleni biçimde yürüttüğü ilişkileri vardı. bunu görebilmek için, yukarda saydığım şartlardan, sadece 'okuma yazma biliyor olma' şartının taşınması da yeterliydi üstelik. hatta, eğer televizyonda haber seyretme alışkanlığı varsa, okuma yazma bilinmesine bile gerek yoktu.
buyrun sadece 6 yıl öncesinde yaşanan bir olayla ilgili haber metni:
''...2010′da patlak veren KPSS’de kopya iddiaları sonrası dönemin ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan, başkanlık görevinden istifa etmişti. İddialara yönelik en çarpıcı yorum ise önce dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ardından da dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Hüseyin Çelik’ten gelmişti.
O dönem AKP’de Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Hüseyin Çelik ise “KPSS’de cemaat soruları sızdırdı” iddialarına “Türkiye’de zaten yağmuru da cemaat yağdırıyor, karı da cemaat yağdırıyor. Biliyorsunuz fırtına olunca da cemaat çıkarıyor. Bu bir moda oldu. Birisi bir şey yapmış olacak, bunu ciddiye bile almak mümkün değil. Geçin bunları” diye yanıt vermişti...''
hatırlamadınız mı. bu nasıl:
https://www.youtube.com/watch?v=PcwDIrMrDzM
...
bu bağlantıları bulmak için, yıldıray oğur gibi, odtü siyaset bilimleri'ni bitirmeye, doktora yapmaya gerek de yok. yarım dakikalık bir google taraması yetiyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?