Bu ülkenin başına gelmiş en beter belalardan biridir.
12 eylül 1980 darbesi
Hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın bütün darbeler, millet iradesinin gasp edilmesidir.
#12Eylül darbesi vesayetin, zulmün, işkencenin, fail-i meçhullerin adıdır.
12 Eylül zihniyetinin ülkemizin geleceğinde asla yeri olmayacaktır.
#12Eylül darbesi vesayetin, zulmün, işkencenin, fail-i meçhullerin adıdır.
12 Eylül zihniyetinin ülkemizin geleceğinde asla yeri olmayacaktır.
12 Eylül Unutma.
Bu "utanç"ı
Bilmemekten Utanma!
"… Hak geçmesin diye
sağcı-solcu iki iki astık"
12 Eylül darbesinin
Genel Kurmay ve Güvenlik Konseyi başkanı Kenan Evren anlatıyor.
Bu "utanç"ı
Bilmemekten Utanma!
"… Hak geçmesin diye
sağcı-solcu iki iki astık"
12 Eylül darbesinin
Genel Kurmay ve Güvenlik Konseyi başkanı Kenan Evren anlatıyor.
Lanet olsun darbelere, darbecilere ve darbecilerden medet umanlara...
#12Eylül...
Türkiye tarihinde bir kara leke...
Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. İçlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir anlamda sahiplendi. Çünkü selam verişinden ve simasından bu gencin nasıl biri olduğunu hemen anlamıştı.
Genç oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu, epeyce bir müddet konuşmadı. Daha sonra yaşlı adamdan bir seccade istedi ve kıblenin ne taraf olduğunu sordu. Sonra kalktı ve yavaş yavaş ikindi namazını kıldı. Yaşlı adam gencin namazını bitirmesini bekliyordu, onunla enine boyuna tanışmak istiyordu. Fakat genç ikindi namazını bitirdiği halde daha namaz kılmaya devam ediyordu, sonunda bitirdi ve yerine geçip oturdu. Yaşlı adam biraz daha yanına yaklaştı.
-Nedir o fazladan kıldığın namaz? Biliyorsun ikindi namazından sonra kılınan nafile bir namaz yoktur? Delikanlı bir müddet cevap vermedi, daha sonra sakin bir sesle:
-Kaza namazı dedi.
-Ne zaman kazaya bırakmıştın? dedi yaşlı adam.
-Gözaltındayken, dedi. Çok yavaş bir şekilde söyledi bunu, daha sonra da gözleri uzaklara dalıp gitti. Yaşlı adam onu konuşturarak ve bir şeyleri hatırlatarak üzmek istemiyordu. Fakat yine de kendine hakim olamadı.
-Ne kadar tuttular göz altında?
-Yirmi dokuz gün.
-Allah Allah, yirmi dokuz gün öyle mi?
-Evet, yirmi dokuz gün. O yirmi dokuz günlük namazımı kaza edeceğim.
-Kılamamışsındır, kıldırmamışlardır herhalde? Delikanlı bir müddet sustu ve sonra yaşlı adama döndü:
-Aslında namazlarımı kıldım, bir tek vaktimi bile kaçırmadım fakat…
-Fakat ne?
-Fakat namazın şartlarını yerine getiremedim, hep eksikti. Çoğu zaman abdest alamadım, teyemmüm ettim.
-Olsun, teyemmümle olsun, kabul değil mi?
-Fakat toprak bulamadım teyemmüm edecek, bazen beton duvara, bazen de demir kapıya ellerimi sürerek teyemmüm ettim, kabul olur mu?
-Ne demek kabul olmaz, elbette olur.
-Kıbleyi de bilmiyordum, rica ettim söylemediler. Hem bu arada namazın diğer rükünlerini de yerine getiremiyordum, askıdaydım, hem ellerim hem ayaklarım bağlıydı, çoğu zaman zorla rükuya gidebiliyordum, hele hiç secde yapamıyordum.
-Olsun, olsun yine de kabuldür senin kıldığın bu namaz, dedi yaşlı adam. Fakat ses tonu gittikçe değişiyor, ağlamaklı bir hal alıyordu.
-Sen öyle hep kabul kabul diyorsun ama… dedi ve bir müddet sustu genç adam. Daha sonra değişik bir ses tonuyla devam etti.
-Biliyor musun, gözaltında bulunduğum o yirmi dokuz günün on beş günü anadan üryandım, çırılçıplaktım, soymuşlardı beni. Yalvarıyordum onlara, ne olur Allah için bir tek külotumu bana verin, hiç olmazsa namaz kılacağım vakit verin diyordum, fakat vermiyorlardı. İşte o şekilde kıldım namazlarımı. Mümkün olduğu kadar toparlanıp avret yerlerimi örtmeye çalışıyordum. Fakat bazen onu da yapamıyordum, bu şekilde namaz kılıyordum…
Ortalığı epeyce bir müddet sessizlik kaplamıştı, delikanlı yaşlı adamdan cevap bekliyordu, bu namazları kaza etmesi gerekmiyor muydu? Yaşlı adam kafasını kaldırdığında gözyaşlarının baştan sona yüzünü ıslattığını gördü, ağlıyordu, ağlıyordu. Sonra birden doğruldu ve delikanlının omuzlarından kuvvetlice tuttu ve kendine çekti:
-Bana bak delikanlı! Anlıyor musun, o namazları asla kaza etmeyeceksin. O namazları alıp Allah'ın huzuruna varacaksın. “ Allah'ım, sana bunları getirdim.” diyeceksin. Biliyor musun, belki hayatında kıldığın en önemli namazlar, senin bu namazların olacak.
Yaşlı adam sordu adın ne nerelisin ne iş yaparsın,Suçun ne Delikanlı ?
Adım Muhsin Yazıcıoğlu
Suçum Ülkücü olmak....
Türkiye tarihinde bir kara leke...
Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. İçlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir anlamda sahiplendi. Çünkü selam verişinden ve simasından bu gencin nasıl biri olduğunu hemen anlamıştı.
Genç oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu, epeyce bir müddet konuşmadı. Daha sonra yaşlı adamdan bir seccade istedi ve kıblenin ne taraf olduğunu sordu. Sonra kalktı ve yavaş yavaş ikindi namazını kıldı. Yaşlı adam gencin namazını bitirmesini bekliyordu, onunla enine boyuna tanışmak istiyordu. Fakat genç ikindi namazını bitirdiği halde daha namaz kılmaya devam ediyordu, sonunda bitirdi ve yerine geçip oturdu. Yaşlı adam biraz daha yanına yaklaştı.
-Nedir o fazladan kıldığın namaz? Biliyorsun ikindi namazından sonra kılınan nafile bir namaz yoktur? Delikanlı bir müddet cevap vermedi, daha sonra sakin bir sesle:
-Kaza namazı dedi.
-Ne zaman kazaya bırakmıştın? dedi yaşlı adam.
-Gözaltındayken, dedi. Çok yavaş bir şekilde söyledi bunu, daha sonra da gözleri uzaklara dalıp gitti. Yaşlı adam onu konuşturarak ve bir şeyleri hatırlatarak üzmek istemiyordu. Fakat yine de kendine hakim olamadı.
-Ne kadar tuttular göz altında?
-Yirmi dokuz gün.
-Allah Allah, yirmi dokuz gün öyle mi?
-Evet, yirmi dokuz gün. O yirmi dokuz günlük namazımı kaza edeceğim.
-Kılamamışsındır, kıldırmamışlardır herhalde? Delikanlı bir müddet sustu ve sonra yaşlı adama döndü:
-Aslında namazlarımı kıldım, bir tek vaktimi bile kaçırmadım fakat…
-Fakat ne?
-Fakat namazın şartlarını yerine getiremedim, hep eksikti. Çoğu zaman abdest alamadım, teyemmüm ettim.
-Olsun, teyemmümle olsun, kabul değil mi?
-Fakat toprak bulamadım teyemmüm edecek, bazen beton duvara, bazen de demir kapıya ellerimi sürerek teyemmüm ettim, kabul olur mu?
-Ne demek kabul olmaz, elbette olur.
-Kıbleyi de bilmiyordum, rica ettim söylemediler. Hem bu arada namazın diğer rükünlerini de yerine getiremiyordum, askıdaydım, hem ellerim hem ayaklarım bağlıydı, çoğu zaman zorla rükuya gidebiliyordum, hele hiç secde yapamıyordum.
-Olsun, olsun yine de kabuldür senin kıldığın bu namaz, dedi yaşlı adam. Fakat ses tonu gittikçe değişiyor, ağlamaklı bir hal alıyordu.
-Sen öyle hep kabul kabul diyorsun ama… dedi ve bir müddet sustu genç adam. Daha sonra değişik bir ses tonuyla devam etti.
-Biliyor musun, gözaltında bulunduğum o yirmi dokuz günün on beş günü anadan üryandım, çırılçıplaktım, soymuşlardı beni. Yalvarıyordum onlara, ne olur Allah için bir tek külotumu bana verin, hiç olmazsa namaz kılacağım vakit verin diyordum, fakat vermiyorlardı. İşte o şekilde kıldım namazlarımı. Mümkün olduğu kadar toparlanıp avret yerlerimi örtmeye çalışıyordum. Fakat bazen onu da yapamıyordum, bu şekilde namaz kılıyordum…
Ortalığı epeyce bir müddet sessizlik kaplamıştı, delikanlı yaşlı adamdan cevap bekliyordu, bu namazları kaza etmesi gerekmiyor muydu? Yaşlı adam kafasını kaldırdığında gözyaşlarının baştan sona yüzünü ıslattığını gördü, ağlıyordu, ağlıyordu. Sonra birden doğruldu ve delikanlının omuzlarından kuvvetlice tuttu ve kendine çekti:
-Bana bak delikanlı! Anlıyor musun, o namazları asla kaza etmeyeceksin. O namazları alıp Allah'ın huzuruna varacaksın. “ Allah'ım, sana bunları getirdim.” diyeceksin. Biliyor musun, belki hayatında kıldığın en önemli namazlar, senin bu namazların olacak.
Yaşlı adam sordu adın ne nerelisin ne iş yaparsın,Suçun ne Delikanlı ?
Adım Muhsin Yazıcıoğlu
Suçum Ülkücü olmak....
Tesellisi var elbet bu tarifsiz acının,
Bekçisi o yiğitler Tanrıdağ yamacının,
Onlar Vey kıyısının Kürşadlaşmış gülleri,
Ne sizi unuttuk, ne kahpe Eylülleri!
#12Eylül #darağacında9karanfil
Bekçisi o yiğitler Tanrıdağ yamacının,
Onlar Vey kıyısının Kürşadlaşmış gülleri,
Ne sizi unuttuk, ne kahpe Eylülleri!
#12Eylül #darağacında9karanfil
gazabınız bol olsun.
Gençler izlesin. İhtiyarların tansiyonu çıkabilir. Hem komik, hem acıklı... 7.CB'miz Atatürk gibi giyinir, elinde baston başında şapka poz verir, memleketin kurtarıcısı rolünü oynarken Fetö askeri okullara yüzlerce öğrenci yerleştiriyordu. İşte bugün tutuklu olan 150 general, 1980 Nato darbesi sırasında geleceğin Nato darbesi için ekilen yeni Nato tohumlarıydı...
Gençler izlesin. İhtiyarların tansiyonu çıkabilir. Hem komik, hem acıklı... 7.CB'miz Atatürk gibi giyinir, elinde baston başında şapka poz verir, memleketin kurtarıcısı rolünü oynarken Fetö askeri okullara yüzlerce öğrenci yerleştiriyordu. İşte bugün tutuklu olan 150 general, 1980 Nato darbesi sırasında geleceğin Nato darbesi için ekilen yeni Nato tohumlarıydı...
Biz hala sayılarla uğraşalım. İçimizde birbirimizi suçlayalım.
darbenin yapıldığı saatlerde abd ulusal güvenlik konseyi danışmanı paul henze'nin abd başkanı jimmy carter'a ilettiği belirtilen bir mesaj vardır:
Bizim çocuklar başardı(!).
darbenin yapıldığı saatlerde abd ulusal güvenlik konseyi danışmanı paul henze'nin abd başkanı jimmy carter'a ilettiği belirtilen bir mesaj vardır:
Bizim çocuklar başardı(!).
darbe zamanı, elinizde bulunan deliçi,kırıcı madde olarak ne varsa getirip karakollara teslim edeceksiniz diye dayatılıyormuş. Osmanlı zamanından kalma tarihi savaş ve savunma aletleri de teslim edilmiş. Şu an bu kadar az olmasının sebebi de darbedir.
evet
tbmm kapatıldı,partilerin kapısına kilit vuruldu,mallarına el kondu.
650.000 kişi gözaltına alındı.
1.683.000 kişi fişlendi.
210.000 davada 230.000 kişi yargılandı.
517 kişiye idam verildi,50'si asıldı.
30.000 kişi "sakıncalı" diye işten atıldı.
14.000 kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30.000 kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
171 kişinin işkenceden öldüğü belirlendi.
937 film sakıncalı diye yasaklandı.
3.854 öğretmen,120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
gazetecilere 3.315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
23.677 dernek kapatıldı.
tbmm kapatıldı,partilerin kapısına kilit vuruldu,mallarına el kondu.
650.000 kişi gözaltına alındı.
1.683.000 kişi fişlendi.
210.000 davada 230.000 kişi yargılandı.
517 kişiye idam verildi,50'si asıldı.
30.000 kişi "sakıncalı" diye işten atıldı.
14.000 kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30.000 kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
171 kişinin işkenceden öldüğü belirlendi.
937 film sakıncalı diye yasaklandı.
3.854 öğretmen,120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
gazetecilere 3.315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
23.677 dernek kapatıldı.
Evet
tbmm kapatıldı,partilerin kapısına kilit vuruldu,mallarına el kondu.
650.000 kişi gözaltına alındı.
1.683.000 kişi fişlendi.
210.000 davada 230.000 kişi yargılandı.
517 kişiye idam verildi,50'si asıldı.
30.000 kişi "sakıncalı" diye işten atıldı.
14.000 kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30.000 kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
171 kişinin işkenceden öldüğü belirlendi.
937 film sakıncalı diye yasaklandı.
3.854 öğretmen,120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
gazetecilere 3.315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
23.677 dernek kapatıldı.
tbmm kapatıldı,partilerin kapısına kilit vuruldu,mallarına el kondu.
650.000 kişi gözaltına alındı.
1.683.000 kişi fişlendi.
210.000 davada 230.000 kişi yargılandı.
517 kişiye idam verildi,50'si asıldı.
30.000 kişi "sakıncalı" diye işten atıldı.
14.000 kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
30.000 kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
171 kişinin işkenceden öldüğü belirlendi.
937 film sakıncalı diye yasaklandı.
3.854 öğretmen,120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.
gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.
gazetecilere 3.315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
23.677 dernek kapatıldı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?