15.200 personelin açığa alındığı bilgisi sızdırılmış olup yarın sabah il ve ilçe memlerde kararnamelerin sisteme düşüp tüm günün hatta haftaların eğitim camiası içinde vazgeçilmez gündem maddesi olmaya aday temizliktir.
yarın ola hayrola..
kamua paralel yapı temizliği
bu sene atama puanlarının düşmesine neden olabilecek ve mülakat getirilmesini haklı gösterebilecek durum (gbkz:12.500 + 15.200) milli eğitimi hep ele geçirmişler zaten
biz de diyoruz bu milletin önü neden tıkandı alımlar olmuyor. hatırlıyorum da, 2010 kpss sınavın da komşumuzun kızı üniversite okuduğu şehrin baş ablasıydı ve 96 puan almıştı.
edit: bu entryi girdikten sonra bu fotoğrafı buldum. 96 puan aldığı sınavın ikincisine girdiğinde 73 puan alan sadece bu ablamız değilmiş /gorseller/yukle/images/atama.jpg edit2: 6.538 kişi daha görevden alınmış.
biz de diyoruz bu milletin önü neden tıkandı alımlar olmuyor. hatırlıyorum da, 2010 kpss sınavın da komşumuzun kızı üniversite okuduğu şehrin baş ablasıydı ve 96 puan almıştı.
edit: bu entryi girdikten sonra bu fotoğrafı buldum. 96 puan aldığı sınavın ikincisine girdiğinde 73 puan alan sadece bu ablamız değilmiş /gorseller/yukle/images/atama.jpg edit2: 6.538 kişi daha görevden alınmış.
21.738 kişiye yükselmiş durumda. Bu tahliyeler yeni değil, daha önceden paralel yapı ile alakası olan kişiler için, uyarı gerektiren bir cezadan dahi olsa görevden uzaklaştırma yapılıyordu. Şu an itibariyle bu uyarı veya ceza gerektirecek hiçbir bahane aranmaksızın insanların görevlerine son veriliyor. Bu olaylar başlamadan ben her iki tarafın da (ak parti ve paralel yapı) haksız olduğu kanısındaydım. Ha bi taraf vatan haini çıktı diye diğer taraf aklanamaz. Diğer tarafın eksiklikleri, hataları ivedi bir şekilde konuşulmalı.
İnsanı meraka sürükleyen noktalardan biri ise şu; bu kadar kişiyi iki gün içerisinde nasıl tespit ettiler? Aslında sorunun cevabı içerisinde gizli. Zamanında torpil yaptıkları, yerleştirdikleri insanları tespit etmeleri o kadar da zor olmamış anlaşılan.
Bir sürü yerde mülakattan elenmiş biri olarak, bu güne kadar tek bir referans kullanmadan çalışmış biri olarak (özel ve kamu farketmeksizin) ben katii suretle hakkımı helal etmiyorum. Aynı şekilde bu korkuyu taşıyan öğretmen, memur her ne ise zamanında ittirilmemişseniz bu gün size ittiremezler merak buyurmayın. Yok zamanında birileri tarafından yardım alarak bir yerlere geldiyseniz bu gün başınıza gelen şeylerden siz sorumlusunuz. Bir sendika üyesi oldum diye beni işten attılar, ben çoluğuma çocuğuma ne götüreceğim diye ağlayıp zırlanacak vakit değil. Çoluğunuza çocuğunuza götürdüğünüz o haksız ekmeklere sayarsınız.
Bu insanlar masum bu öğretmenlerin, memurların ne günahı var diye düşünüyor olabilirsiniz. bu insanlar masum falan değil. Dersane olaylarında, güneydoğuda ki mit yapılanmalarında, devlette bakanlık, yargıda hakimiyet isterken yine bu insanları desteklediniz. Sendika kurdunuz, twit attınız, öğretmenler odasında reklam yaptınız, hocam dediğiniz adama tam itaatle saygı duydunuz....
hükümetle kavga ettikten sonra iş siyasi zeminde giderken birden yıllarca taşıdığınız muhafazakar görüşü bırakıp muhalif oldunuz, hükümeti acımazca eleştirdiniz, devlet içinde bir sürü olay gerçekleştirdiniz (şahit değilim ancak kör de değilim) bunca şey olurken birbirinizin arkasındaydınız, omuz omuzaydınız, kardeştiniz. Darbe olunca biz masumuz diyemezsiniz. Darbe yapan kişilere hiç bir katkınız olmadıysa bile arkalarında hissettiler sizi.
Ak parti açısından ise şöyle;
bu adamları yıllarca içinizde beslediniz, her kadro için bu insanları yerleştirdiniz haklı veya haksız, kendi kadronuz olmadığı için de olsa,Bu adamlara vekilik, bakanlık, generallik, hakimlik, savcılık verdiniz. Bunlarda öndemli değil, insanların bu adamlarla tanışmalarını sağladınız. Siyasi anlamda, ticari anlamda, gönül anlamında. Ak parti olarak bu adamların saflarına katılsın diye zamanında yaptığınız reklamlar ile bu adamlar bu kadar güçlendi. 2011 e kadar bu adamların kurumsallaştıklarının farkında değildiniz diyelim. Ben bile bu gün komiserlik teklifi almış biri olarak bunun farkındaydım ama siz farkında değildiniz öyle mi? Camı kapıyı açık bırakıp bu insanlara bu gün vurmak hain oldukları için haktır kabul ama camı kapıyı neden açık bırakıyorsunzu? nasıl bırakırsınız?
Paralel yapı denen şeyin farkına vardığınızda bu insanlara neden önlem almadınız. Paralel dediğiniz insanların hepsi gülenci mi? Size karşı muhalif olanların ve sizin politikalarınızdan tiksinti boyutuna gelen, makam mevkiye düşkün olan, vatanı kendi kariyerlerinden daha altta gören insanların hepsi bu saflarda birleşmedi mi? Hadi paraleli anlamadınz bu adamların birleşmelerini de mi anlamadınız?
SAdece 20.000 öğretmen şuan işsiz durumda. Bu işlerin ekonomik boyutlarını düşündünüz mü? Şu an sinirlisiniz, canınıza kastettiler anlarım ancak devlet yönetimi kişiler ile baki değildir. görev başındaysanız bu işlerin ilerisini gerisini de düşünmeniz lazım değil mi? Beter olsunlar kabul ancak bu insanların ekonomiye yansıması umrunuzda mı? Tabi ki hayır.
Şu anda görevden aldığınız sınıf öğretmenlerinin yerine görevlendireceğiniz öğretmenleriniz hazır mı? Bir çocuğun en önemli eğitim dönemi için bunun önlemini aldınız mı? görevden aldığınız askerlerin yerlerine görevlendireceğiniz askerler hazır mı? Ne kadar sürede eksikleri tamamlayacaksınız? Bunların planları ile ilgili bir çalışma var mı? Yarıda görevden uzaklaştırılan kişilerin yerleri ne zaman dolacak. bu adamların verdikleri kararlar, içeri attıkları insanlar denetlenecek mi?
Görevlere atadığınız insanlarda liyakat olayını bitirdiniz. Bir milli eğitim bakanı düşünün ki eski milli savunma bakanı. Alt makamdakilere hiç girmiyorum. Kendinizi psikolojik olarak bitirdiniz. İçimizde ki hainleri temizleyeceğiz diye herkesten, her şeyden şüphe duymaya başladınız ve liyakat denen bir şey kalmadı. İşi bilen insan yerine aman vatanı satmasın, hainlik yapmasın da varsın bişeden anlamaz olsun dediniz.
sizin şüphelendiğiniz kadar yokmuş demek ki!Şu an sokaklarda olan ve g3 yerine oy pusulasının daim olmasını isteyen insanları tutun siyasi görüşü farketmeksizin içlerinden seçin.
İçeride bulunan terör örgütü lideri öcalan için ceza evi şartları ile bu kişilere vereceğiniz ceza evi şartları aynı olacak mı? Biri plazma izlerken diğerine tuvalet ihtiyacının dışında bir şey vermeyeceğiniz doğru mu? Öteki haine neden plazma veriyorsunuz. öteki kişi için neden idamı gündeme getirmediniz? Kendi nefsinizi ne kadar sorguluyorsunuz, garibanın çocuğu şehit olunca ve binlercesini katleden biri imralıda yatarken sizin canınıza kasteden biri ile adaletiniz neden aynı değil? Bence ikisi de daha ağır olmalı orası ayrı ancak sizin adaletinizi sorguluyorum?
Bu olaylar sırasında cana ve mala gelen zararların tazmini yapılacak mı? Bu olayları gerçekleştiren insanların mal varlıkları ne olacak?
İnsanı meraka sürükleyen noktalardan biri ise şu; bu kadar kişiyi iki gün içerisinde nasıl tespit ettiler? Aslında sorunun cevabı içerisinde gizli. Zamanında torpil yaptıkları, yerleştirdikleri insanları tespit etmeleri o kadar da zor olmamış anlaşılan.
Bir sürü yerde mülakattan elenmiş biri olarak, bu güne kadar tek bir referans kullanmadan çalışmış biri olarak (özel ve kamu farketmeksizin) ben katii suretle hakkımı helal etmiyorum. Aynı şekilde bu korkuyu taşıyan öğretmen, memur her ne ise zamanında ittirilmemişseniz bu gün size ittiremezler merak buyurmayın. Yok zamanında birileri tarafından yardım alarak bir yerlere geldiyseniz bu gün başınıza gelen şeylerden siz sorumlusunuz. Bir sendika üyesi oldum diye beni işten attılar, ben çoluğuma çocuğuma ne götüreceğim diye ağlayıp zırlanacak vakit değil. Çoluğunuza çocuğunuza götürdüğünüz o haksız ekmeklere sayarsınız.
Bu insanlar masum bu öğretmenlerin, memurların ne günahı var diye düşünüyor olabilirsiniz. bu insanlar masum falan değil. Dersane olaylarında, güneydoğuda ki mit yapılanmalarında, devlette bakanlık, yargıda hakimiyet isterken yine bu insanları desteklediniz. Sendika kurdunuz, twit attınız, öğretmenler odasında reklam yaptınız, hocam dediğiniz adama tam itaatle saygı duydunuz....
hükümetle kavga ettikten sonra iş siyasi zeminde giderken birden yıllarca taşıdığınız muhafazakar görüşü bırakıp muhalif oldunuz, hükümeti acımazca eleştirdiniz, devlet içinde bir sürü olay gerçekleştirdiniz (şahit değilim ancak kör de değilim) bunca şey olurken birbirinizin arkasındaydınız, omuz omuzaydınız, kardeştiniz. Darbe olunca biz masumuz diyemezsiniz. Darbe yapan kişilere hiç bir katkınız olmadıysa bile arkalarında hissettiler sizi.
Ak parti açısından ise şöyle;
bu adamları yıllarca içinizde beslediniz, her kadro için bu insanları yerleştirdiniz haklı veya haksız, kendi kadronuz olmadığı için de olsa,Bu adamlara vekilik, bakanlık, generallik, hakimlik, savcılık verdiniz. Bunlarda öndemli değil, insanların bu adamlarla tanışmalarını sağladınız. Siyasi anlamda, ticari anlamda, gönül anlamında. Ak parti olarak bu adamların saflarına katılsın diye zamanında yaptığınız reklamlar ile bu adamlar bu kadar güçlendi. 2011 e kadar bu adamların kurumsallaştıklarının farkında değildiniz diyelim. Ben bile bu gün komiserlik teklifi almış biri olarak bunun farkındaydım ama siz farkında değildiniz öyle mi? Camı kapıyı açık bırakıp bu insanlara bu gün vurmak hain oldukları için haktır kabul ama camı kapıyı neden açık bırakıyorsunzu? nasıl bırakırsınız?
Paralel yapı denen şeyin farkına vardığınızda bu insanlara neden önlem almadınız. Paralel dediğiniz insanların hepsi gülenci mi? Size karşı muhalif olanların ve sizin politikalarınızdan tiksinti boyutuna gelen, makam mevkiye düşkün olan, vatanı kendi kariyerlerinden daha altta gören insanların hepsi bu saflarda birleşmedi mi? Hadi paraleli anlamadınz bu adamların birleşmelerini de mi anlamadınız?
SAdece 20.000 öğretmen şuan işsiz durumda. Bu işlerin ekonomik boyutlarını düşündünüz mü? Şu an sinirlisiniz, canınıza kastettiler anlarım ancak devlet yönetimi kişiler ile baki değildir. görev başındaysanız bu işlerin ilerisini gerisini de düşünmeniz lazım değil mi? Beter olsunlar kabul ancak bu insanların ekonomiye yansıması umrunuzda mı? Tabi ki hayır.
Şu anda görevden aldığınız sınıf öğretmenlerinin yerine görevlendireceğiniz öğretmenleriniz hazır mı? Bir çocuğun en önemli eğitim dönemi için bunun önlemini aldınız mı? görevden aldığınız askerlerin yerlerine görevlendireceğiniz askerler hazır mı? Ne kadar sürede eksikleri tamamlayacaksınız? Bunların planları ile ilgili bir çalışma var mı? Yarıda görevden uzaklaştırılan kişilerin yerleri ne zaman dolacak. bu adamların verdikleri kararlar, içeri attıkları insanlar denetlenecek mi?
Görevlere atadığınız insanlarda liyakat olayını bitirdiniz. Bir milli eğitim bakanı düşünün ki eski milli savunma bakanı. Alt makamdakilere hiç girmiyorum. Kendinizi psikolojik olarak bitirdiniz. İçimizde ki hainleri temizleyeceğiz diye herkesten, her şeyden şüphe duymaya başladınız ve liyakat denen bir şey kalmadı. İşi bilen insan yerine aman vatanı satmasın, hainlik yapmasın da varsın bişeden anlamaz olsun dediniz.
sizin şüphelendiğiniz kadar yokmuş demek ki!Şu an sokaklarda olan ve g3 yerine oy pusulasının daim olmasını isteyen insanları tutun siyasi görüşü farketmeksizin içlerinden seçin.
İçeride bulunan terör örgütü lideri öcalan için ceza evi şartları ile bu kişilere vereceğiniz ceza evi şartları aynı olacak mı? Biri plazma izlerken diğerine tuvalet ihtiyacının dışında bir şey vermeyeceğiniz doğru mu? Öteki haine neden plazma veriyorsunuz. öteki kişi için neden idamı gündeme getirmediniz? Kendi nefsinizi ne kadar sorguluyorsunuz, garibanın çocuğu şehit olunca ve binlercesini katleden biri imralıda yatarken sizin canınıza kasteden biri ile adaletiniz neden aynı değil? Bence ikisi de daha ağır olmalı orası ayrı ancak sizin adaletinizi sorguluyorum?
Bu olaylar sırasında cana ve mala gelen zararların tazmini yapılacak mı? Bu olayları gerçekleştiren insanların mal varlıkları ne olacak?
çetin altan'ın meşhur bir lafı vardır:
''batıda düello kültürü vardır. insanlar meselelerini düelloyla halleder. bizim gibi doğu toplumlarında pusu kültürü vardır. düşmanımıza pusu kurarız.'' der.
ben buna eklemede bulunuyorum. bizim toplumuzdaki özelliklerden biri de linç kültürü.
hukuka, adalete bakan insan pek yok.
bugün ayın 20'si. 5 gün içinde suçlular bulundu, yargılama yapıldı, hüküm verildi ve infazlar başladı. mahkemeler mi? ne gerek var canım?..
işin kötüsü ders de almıyoruz.
çok uzak değil. birkaç sene öncesine gidin. ergenekon'dan, balyoz'dan içeri alınan generallere neler demiştik. etmediğimiz hakaret kalmamıştı. hapiste ölenler olmuştu. peki sonra ne oldu. ölmeyenler aklandı ve çıktı. ama çoğunun hayatı kaydı. geleceği karardı. biraz şanslı olanlar tekrar ordudaki görevine döndü ve kaderin cilvesine bakın ki, o hain dediklerimizin bir kısmı, bu darbenin önlenmesinde aktif rol aldı.
bakın, şu an hain dediklerimizin bir kısmının belki darbeyle hiçbir bağlantısı yok. öyle puslu bir ortamdayız ki, birbiriyle kişisel kini olanlar bile birbirini paralelci olarak jurnalliyor. cemaatçi diye gözaltına alınan koyu ülkücü hakim ve savcılar biliyorum. muhtemelen aklanıp çıkacaklar (en azından öyle umuyorum).
insanların öfkesini anlamak zor değil ancak hiç akıldan çıkarmamak lazım. bu insanların içinde masum olanlar olabilir. beklemek ve yargıdan çıkacak kararı görmek lazım.
hatta daha da ileri gidiyorum. darbeci oldukları ispatlansa bile hukuktan ayrılmamak lazım. netice itibarıyla, bu ülke bir aşiret topluluğu değil bir hukuk devleti. ve hukuk devletinde, insanlar suçlarının karşılığı neyse onu çekerler. toplumsal bir histeriyle alınan kararlar, bizi daha demokratik bir toplum yapmaz.
düşünün bir. 1960'ta asılan başbakanın utancını hala yaşıyor bu ülke.
bu başlığın konusu değil ama, darbecilerin cenaze namazını kıldırmama kararı alan diyanet'in kararı da ayrı bir utanç bu ülke için. bunun, ölmüş bir katilin cesedini tekmelemekten hiç bir farkı yok ve böyle bir davranış ancak ilkel toplumlara yakışacak bir tutumdur. tekrar ediyorum biz bir hukuk devletiyiz. darbeciler başarılı olsaydı, onların yapacağını düşündüğümüz şeyleri onlara yaparsak hukuk devleti değil derebeylik oluruz. katil de olsa, hain de olsa onların hukuklarını muhafaza etmek gerekli. terör örgütü elebaşından esirgenmeyen hukuk, darbecilerden esirgenmemeli. büyük devlet ancak böyle olunur.
''batıda düello kültürü vardır. insanlar meselelerini düelloyla halleder. bizim gibi doğu toplumlarında pusu kültürü vardır. düşmanımıza pusu kurarız.'' der.
ben buna eklemede bulunuyorum. bizim toplumuzdaki özelliklerden biri de linç kültürü.
hukuka, adalete bakan insan pek yok.
bugün ayın 20'si. 5 gün içinde suçlular bulundu, yargılama yapıldı, hüküm verildi ve infazlar başladı. mahkemeler mi? ne gerek var canım?..
işin kötüsü ders de almıyoruz.
çok uzak değil. birkaç sene öncesine gidin. ergenekon'dan, balyoz'dan içeri alınan generallere neler demiştik. etmediğimiz hakaret kalmamıştı. hapiste ölenler olmuştu. peki sonra ne oldu. ölmeyenler aklandı ve çıktı. ama çoğunun hayatı kaydı. geleceği karardı. biraz şanslı olanlar tekrar ordudaki görevine döndü ve kaderin cilvesine bakın ki, o hain dediklerimizin bir kısmı, bu darbenin önlenmesinde aktif rol aldı.
bakın, şu an hain dediklerimizin bir kısmının belki darbeyle hiçbir bağlantısı yok. öyle puslu bir ortamdayız ki, birbiriyle kişisel kini olanlar bile birbirini paralelci olarak jurnalliyor. cemaatçi diye gözaltına alınan koyu ülkücü hakim ve savcılar biliyorum. muhtemelen aklanıp çıkacaklar (en azından öyle umuyorum).
insanların öfkesini anlamak zor değil ancak hiç akıldan çıkarmamak lazım. bu insanların içinde masum olanlar olabilir. beklemek ve yargıdan çıkacak kararı görmek lazım.
hatta daha da ileri gidiyorum. darbeci oldukları ispatlansa bile hukuktan ayrılmamak lazım. netice itibarıyla, bu ülke bir aşiret topluluğu değil bir hukuk devleti. ve hukuk devletinde, insanlar suçlarının karşılığı neyse onu çekerler. toplumsal bir histeriyle alınan kararlar, bizi daha demokratik bir toplum yapmaz.
düşünün bir. 1960'ta asılan başbakanın utancını hala yaşıyor bu ülke.
bu başlığın konusu değil ama, darbecilerin cenaze namazını kıldırmama kararı alan diyanet'in kararı da ayrı bir utanç bu ülke için. bunun, ölmüş bir katilin cesedini tekmelemekten hiç bir farkı yok ve böyle bir davranış ancak ilkel toplumlara yakışacak bir tutumdur. tekrar ediyorum biz bir hukuk devletiyiz. darbeciler başarılı olsaydı, onların yapacağını düşündüğümüz şeyleri onlara yaparsak hukuk devleti değil derebeylik oluruz. katil de olsa, hain de olsa onların hukuklarını muhafaza etmek gerekli. terör örgütü elebaşından esirgenmeyen hukuk, darbecilerden esirgenmemeli. büyük devlet ancak böyle olunur.
http://www.ogretmenlerhaber.com/ogretmenler-haber/meb-de-aciga-alinan-ogretmenlerin-listesi-h2302.html
öğretmenlerin isim listesi
(u:bu kadarcık mı isim yazmışlar? dediğim liste)
öğretmenlerin isim listesi
(u:bu kadarcık mı isim yazmışlar? dediğim liste)
Kim düzen etti ki bu başlığı ? Meb'e özel açmış idim oysaki. Rica ediyrüm (u:adana şivesi) başlıklarıma dokunmayınız.
aldığım duyumlar arasında açığa alınan öğretmenlerin resmi yazılarında, fetö/pyd örgütüne \"sosyal medya üzerinden destek, finansal destek, doğrudan ya da dolaylı olarak destekte bulunanların isimleri ... şeklinde imiş. Sakarya MEB'den sızdırılan bir liste bile mevcut.
aldığım duyumlar arasında açığa alınan öğretmenlerin resmi yazılarında, fetö/pyd örgütüne \"sosyal medya üzerinden destek, finansal destek, doğrudan ya da dolaylı olarak destekte bulunanların isimleri ... şeklinde imiş. Sakarya MEB'den sızdırılan bir liste bile mevcut.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?