b12 eksikliği olan biri olarak (103\'e kadar düşmüş ) ileri derecede unutkanlık varmış. Unutkanlığımın olup olmadığını hatırlamıyorum bu arada.
Dahiliye doktoru bu ilaçları kullan bir hafta sonra yine gel dedi. BEnde öğleden sonra kalkıp gittim. Orada ki kadın görevliden sıra aldım görünmek için. Sıra numarası verdi bana numara 103. Gidip odanın kapısında beklemeye başladım. Ekrana bakıyorum adım yok. Yazmadılar herhalde deyip bir-iki saat bekledim. Aşağı indim çay içtim geldim yine yok. En son nasıl sinirlendiysem artık orada bana fişi veren kadına gidip \'\'ya ben bayadır bekliyorum ne adım yazıyor ne de sıra geliyor\'\' dedim. Kadın baktı benimle odaya kadar geldi ve doktora sırası geçmiş dedi yardımcı olur musunuz tarzında. Sonra kadın gitti ve ben hastanın çıkmasını beklemeye başladım. Kadın gidince yanlış kapıyı iki saattir beklediğimin farkına vardım. Fişin üzerinde yazan 103 sıra numarasıymış ve ben iki saat boyunca 103 nolu odayı beklemişim. Halbuki oda 105 nolu odaymış.
not:iyice mallaştıysam demek ki!
yapılmış en aptalca dalgınlık
Aynı gün içerisinde üç kere yemek yakmak. Alkışları alayım.
SAbah saat 7:30 da kalkıp apar topar gittiğim sınav. Kahvaltı bile yapamadım geç kaldım diye. Gittim okulun bahçesinde kimse yok. Veli bile yok o derece boş. Bir kişi vardı sadece usul usul yanaştım;
-abi bu gün sınav vardı niye kimse yok dedim.
-bimiyorum belki başka bi yere almışlardır dedi. Sen en iyisi içeri girip bi sor dedi.
Girdim içeri kimse yok. Hizmetli odasından televizyon sesi geliyor daldım içeri
- Kolay gelsin. bu gün sınav yokmuydu. Niye kimse yok? Başka bir yere mi taşıdılar acaba. 15 dk kalmış.
- Sınav bu gün değil yarın dedi amca
Kağıta göz attım harbiden 22 mayıs diyor. Bu gün 21 biri. Çıktım dışarı ilk sorduğum adamla göz göze geldik. Adam hayırdır neymiş der demez sırıtmaya başladı, abi söyleyeyim ama gülme dedim olur mu? Olur dedi gülerek sınav yarınmış dedim. Adam bastı kahkahayı.
Gittiğim o kadar yolu adil olsun diye yürüyerek döndüm belki 15km. Bu dalgınlığın, aptallıkta denebilir belki beni çok üzmedi genel itibariyle bir leylalığım var ancak sabahın köründe uyanmak ve uykudan olmak beni iyice sinirlendirdi.
-abi bu gün sınav vardı niye kimse yok dedim.
-bimiyorum belki başka bi yere almışlardır dedi. Sen en iyisi içeri girip bi sor dedi.
Girdim içeri kimse yok. Hizmetli odasından televizyon sesi geliyor daldım içeri
- Kolay gelsin. bu gün sınav yokmuydu. Niye kimse yok? Başka bir yere mi taşıdılar acaba. 15 dk kalmış.
- Sınav bu gün değil yarın dedi amca
Kağıta göz attım harbiden 22 mayıs diyor. Bu gün 21 biri. Çıktım dışarı ilk sorduğum adamla göz göze geldik. Adam hayırdır neymiş der demez sırıtmaya başladı, abi söyleyeyim ama gülme dedim olur mu? Olur dedi gülerek sınav yarınmış dedim. Adam bastı kahkahayı.
Gittiğim o kadar yolu adil olsun diye yürüyerek döndüm belki 15km. Bu dalgınlığın, aptallıkta denebilir belki beni çok üzmedi genel itibariyle bir leylalığım var ancak sabahın köründe uyanmak ve uykudan olmak beni iyice sinirlendirdi.
her gün yeni birisini yapmamla daha yapmadığımı tahmin ettiğimdir.
Bir ay önce ayın 26sına randevu verdi hastane. Neden bilmiyorum aklımda cuma diye kalmış. Her sorana cuma diyorum. Neyse cuma oldu sabah çıktım gittim. Bölümün olduğu kat bomboş. Ay erken bitecek işim diye sevindim bide. Dosyamı çıkarttırmaya gittim. Dedim benim randevum var. Adam soruyo kim verdi niye verdi nasıl verdi. Neyse randevu kağıdını istedi verdim. Ee ayın 26sı dedi. Evet dedim. Ama bugün ayın 27si dedi!Tarih kavramım olmadığından aklimda cuma kaldi diye gittim. Neyse az hava aldım gezdim eve geri gittim.
aptallığımdan her gün bir yenisini daha eklediğim dalgınlıklardır. o kadar çok ki hatırlamıyorum bile.
Bu gün başıma gelen olay şöyle;
MEB birimler arası futbol turnuvası var. Bizde katıldık. HAftada iki gün maçımız oluyor. Bize genelde salı ve cuma günleri denk geliyor. Bu gün özel öğretim ile maçımız var. maçı yaptık. Her zaman ki gevşeklikten dolayı ve arkadaşlar ile tebrikleşme olayları falan yine sona kaldım.
Soyunma odasına gittim. Lan arabaya gideyim hızlıca eve gideriz orada soyunurum, duşumu alır yatarım. NEyse çantayı ayakkabıyı toparladım bi etrafa baktım bişe kaldı mı diye. Zaten en son giyinenlerden biriydim. Etrafta da bişe yok araca doğru yol adım.
Araca bindim. Maç dikmende bu arada. Dikmenden kızılaya girmek üzereyken telefonu aradım sağı solu kontrol ederek baktım yok. Allah Allah çantada pantolonun cebinde kaldı herhalde dedim. Abi sağa çek bi telefona bakayım dedim. Baktım pantolon yok. Telefon,cüzdan,evin anahtarı haydaaaa.
Ben halı sahaya gidecem bi bakayım orada mı? Araç full. Şimdi adamlara gelin geri dönelim 10km yolu sonra gideriz diyemedim tabi. Döndüm geri.
Dolmuşa bindim üzerimde forma,altta transparana yakın beyaz bir short (bu şort maçta öyle değildi halbuki, dolmuşa binince öyle oldu demek ki) ayakta krampon ve siyah beyaz karışımı bir tozluk (çorap). Herkes bi kesti tabi sonra yarısı ilgilenmedi demek ki diğer yarısı bakmaya devam ediyor ya da ben öyle uyduruyorum.
Gittim halı sahaya baktım soyunma odasına yok, içeri gittim buraya pantolon getiren oldu mu diye yok dediler. Bi benim telefonu arayabilir miyiz dedim tabi dedi. ARadım müdür çıktı. Hayırdır müdürm benim pantolonun sizde ne işi var dedim. Maça gelen bi arkadaş kendi pantolonu sanmış. Sen onu sıkı tut ben bi odun bulup geliyorum dedim.
Müdürün ve benim evim işyerine yakın. İş yerine güvenliğe bırakıyorum al dedi. Tekrar dikmenden eve dönmeye çalıştım. Geri dönerken bi 50 TL almıştım yaşlı abiden. Cep bile yok. Elde parayla dolaşıyorum. geri dönmek için dolmuşa bindim yine herkes bana baktı. Allah allah dedim parayı verdim gittim oturdum. Dolmuştan indim metroya binmem lazım. Metroya bindim iki durak sonra farkettim ters yöne gittiğimi. Kendime az sövüp geri döndüm diğer yöne. Tekrar insanlar bakmaya başladı.
Metrodan inip gittim aldım pantolonu. Sonra eve gittim. Eve gelene kadar yaklaşık 3 saat falan sürdü bütün bu olay hemen hemen. Ayrıca ankaranın soğuğunda donla dolaştım dersem yeridir. Ayrıca bütün milletin mal mal bakışları da cabası.
MEB birimler arası futbol turnuvası var. Bizde katıldık. HAftada iki gün maçımız oluyor. Bize genelde salı ve cuma günleri denk geliyor. Bu gün özel öğretim ile maçımız var. maçı yaptık. Her zaman ki gevşeklikten dolayı ve arkadaşlar ile tebrikleşme olayları falan yine sona kaldım.
Soyunma odasına gittim. Lan arabaya gideyim hızlıca eve gideriz orada soyunurum, duşumu alır yatarım. NEyse çantayı ayakkabıyı toparladım bi etrafa baktım bişe kaldı mı diye. Zaten en son giyinenlerden biriydim. Etrafta da bişe yok araca doğru yol adım.
Araca bindim. Maç dikmende bu arada. Dikmenden kızılaya girmek üzereyken telefonu aradım sağı solu kontrol ederek baktım yok. Allah Allah çantada pantolonun cebinde kaldı herhalde dedim. Abi sağa çek bi telefona bakayım dedim. Baktım pantolon yok. Telefon,cüzdan,evin anahtarı haydaaaa.
Ben halı sahaya gidecem bi bakayım orada mı? Araç full. Şimdi adamlara gelin geri dönelim 10km yolu sonra gideriz diyemedim tabi. Döndüm geri.
Dolmuşa bindim üzerimde forma,altta transparana yakın beyaz bir short (bu şort maçta öyle değildi halbuki, dolmuşa binince öyle oldu demek ki) ayakta krampon ve siyah beyaz karışımı bir tozluk (çorap). Herkes bi kesti tabi sonra yarısı ilgilenmedi demek ki diğer yarısı bakmaya devam ediyor ya da ben öyle uyduruyorum.
Gittim halı sahaya baktım soyunma odasına yok, içeri gittim buraya pantolon getiren oldu mu diye yok dediler. Bi benim telefonu arayabilir miyiz dedim tabi dedi. ARadım müdür çıktı. Hayırdır müdürm benim pantolonun sizde ne işi var dedim. Maça gelen bi arkadaş kendi pantolonu sanmış. Sen onu sıkı tut ben bi odun bulup geliyorum dedim.
Müdürün ve benim evim işyerine yakın. İş yerine güvenliğe bırakıyorum al dedi. Tekrar dikmenden eve dönmeye çalıştım. Geri dönerken bi 50 TL almıştım yaşlı abiden. Cep bile yok. Elde parayla dolaşıyorum. geri dönmek için dolmuşa bindim yine herkes bana baktı. Allah allah dedim parayı verdim gittim oturdum. Dolmuştan indim metroya binmem lazım. Metroya bindim iki durak sonra farkettim ters yöne gittiğimi. Kendime az sövüp geri döndüm diğer yöne. Tekrar insanlar bakmaya başladı.
Metrodan inip gittim aldım pantolonu. Sonra eve gittim. Eve gelene kadar yaklaşık 3 saat falan sürdü bütün bu olay hemen hemen. Ayrıca ankaranın soğuğunda donla dolaştım dersem yeridir. Ayrıca bütün milletin mal mal bakışları da cabası.
:D
Telefonla konuşurken ay vallahi bu sefer bi yerde unuttum diyerek telefonumu aramak. Allah başka dert vermesin
çok sevdiğin birisine aldığın hediyeyi vermek üzere yolda giderken onu iett (500t) otobüsünde unutmak. sonuç olarak hediyeyi aradım bulamadım.
500t ise belki yerine ulaşmıştır sevgili sugge 😂
Özel halk otobüslerinden birine sor onlar kayıp eşyaları saklıyor. Belki bulunur.
haha karakedisi :))
kurmali saat, teşekkür ederim. gerekli müracaatı yaptım fakat bulamadıklarını ilettiler bana maalesef.
kurmali saat, teşekkür ederim. gerekli müracaatı yaptım fakat bulamadıklarını ilettiler bana maalesef.
2005 li yıllar. Lise okuduğum dönemler. Sirkeci garından Tekirdağ için bilet alıyorum. Bilet gorevlisine buradan Anadolu'ya tren var mı diye sormuştum. Adam kızmısti 'denizi nasıl geçecek tren' diye. Baya utanmıştım.
Şimdi Marmaray var tabi.
Şimdi Marmaray var tabi.
Dün yaşadım. Tek başıma yaptigim alışverişten dönerken park halindeki arabayı açıp sağ koltuğa oturdum. Sonra lan mal mısın deyip inip şoför koltuğuna geçtim. Tabi inmeden sağ koltukta torpidoyu açıp bir şeyleri düzeltmiş gibi yaptım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?