büyüdükçe kaybedilen yetenekler

takla atmak.

televizyon izleme isteği.

tom ve jerry çizgi filminde tom'un durumuna sevinememe

gittikçe azalan yok olan samimiyet ve buna nispet artan iğrenç,pislik sahtelik.

Saatlerce sıkılmadan oturup ders çalışabilme yeteneği.
Şimdi olmuyor en ufak bir şey dikkatimi dağıtmaya yetiyor.
Çocukken konsantrasyon problemim yoktu sözlük. Kafamı dağıtacak, aklıma takılacak şeyler yoktu çünkü.
(gbkz:Keşke hiç büyümeseydim)...

Kolayca affedebilme.

basket atabilme yeteneğimi kaybettim. Eskiden mesaj atar gibi basket atardım. Lap şap he pi girerdi. Şimdi bakıyorum bitmişiz. Turnikeler zor giriyor

Mutlu olabilme yeteneği. Belki de mutlu olamama yeteneği kazanıyorum. Bir yeteneğimi kaybettim ama başka bir yetenek kazanmışım. Ne güzel, ne güzel...

Kosulsuz sevebilmek ,
Kosabilmek ,
Ip atlamak ,
Sacma sacma seylere saatlerce gulmek

düşünsel anlamda: düşüncelere sınır koymama yeteneği.
insan, büyüdükçe ve öğrendikçe, kendisine öğretilen düşünce kalıpları çerçevesinde, hayalleri ve beklentilerini de sınırlandırıyor. bir çocuk için, hayalini kurabildiği her şeyin gerçekleşebilme ihtimali vardır. bu açıdan, mucitleri ve kaşifleri, çocukluğundaki hayal kurabilme yeteneğini büyüdüğünde de kaybetmemiş kişiler olarak tanımlayabiliriz.
bedensel anlamda: inanılmaz elastikiyet.
sadece kas ve eklemlerdeki elastikiyet değil, aynı zamanda kemiklerde de, yetişkin bir insana göre çok daha fazla esneme kabiliyeti vardır. okuduğum bir yazıya göre, çok ekstrem durumlar haricinde, üç yaşından küçük bebeklerde, aile içi şiddet dışında kemik kırılması olaylarına rastlanmıyormuş.

yaramazlık. efendi uslu biri oldum artık.

Çizgi film izleme isteği.