nazım hikmet ran

hak etmediği halde vatan haini ilan edilmiş, mezarının bile ülkesinde olmasına izin verilmemiştir. mavi gözlü dev, en sevdiğim şiirlerin şairi.
aşkı, vatan sevgisini, kadını en güzel anlatan şairdir bana göre. öyle şiirleri vardır ki üzerine tek kelime etmeye gerek kalmaz sizin yerinize her şeyi söylemiştir zaten. ne yazık ki siyasi fikirleri yüzünden vatan haini ilan edilmiş ve ömrünün büyük bölümü sürgünlerde geçmiştir. öyle ki bu büyük şairin mezarı bile türkiye'de değildir!


--- (gbkz: spoiler) ---

ustası, hocası yahya kemal ile annesi celile hanım arasındaki aşkı fark eden nazım; eve derse gelen yahya kemal'in ceketinin cebine koyduğu aşağıdaki not ile bu aşkı tarihin sayfalarına geçirmiştir:

\"muallimim olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremeyeceksiniz!\"

--- (gbkz: spoiler) ---

doğum gününün bitmesine sayılı dakikalar kalan büyük şair. güzel insan, en sevdiğim şiirlerin sahibi. nur içinde yat.

Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
---
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
---
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
---
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
---
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.



Nâzım HİKMET

'' ben Sovyetler Birliği'nin çocuğuyum, 19 yaşımdan beri yalnız kalbim ve kafamla değil, geçmişimle de Sovyetler Birliği'ne bağlıyım. Gözlerimin ışığını Stalin'e borçluyum, beni o yarattı. Karl Marks'ı, Lenin'i, Engels'i sevdiğim gibi onu da seviyorum.” (Sovyet Yazarlar Birliği- ilk gün konuşmasından)

\"...Nâzım Hikmet, şiirin kapısını düşünceye açan adamdır. Heyecanı ile dili ile yerli, kullandığı malzeme ile beşerî. Nâzım, ilk defa olarak, kökleri tarihin karanlıklarına ve insan ruhunun derinliklerine dayanan bir dünya görüşünü bütün ruhuyla benimsiyor, onu ülkesinin mustarip insanlarına tanıtmaya çalışıyordu. Nâzım'ın Türkçesi dilin varabileceği bütün sınırları zorlayan ve daha sonraki nesillere yol gösteren bir Türkçe. Ne var ki, şairi geniş hazırlıklı, soğukkanlı bir düşünce adamı sanmak da yanlış. Sıhhatli bir çocuktu Nâzım. Aşırılıkları, ihtiyatsızlıkları ile çocuk. Ve yalnızdı. Bence Türk şiiri Nâzım'la biter, Avrupai düşünce Nazım'la başlar.\"
cemil meriç

Kelebek misalidir aşk;
anlamayana ömrü günlük
anlayana bir ömürlüktür.

Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler

Hani şimdi bize
Cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
Yalnız cumaları,yalnız pazarları

Hani şimdi biz
Bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
Işıklı caddelerde mağazaları,
Hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.

Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
Açılır kara kaplı kitap:Zindan

Kayış kapar kolumuzu
Kırılan kemik, kan

Hani şimdi bizim soframıza
Haftada bir et gelir
Ve
Çocuklarımız işten eve
Sapsarı iskelet gelir

Hani şimdi biz
İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz

Ne demişti büyük üstad Nazım; \"Nasıl üzülmem düşündükçe memleketimi? çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin...\"

bugün doğum günü olan mavi gözlü dev. bana göre aşkı en güzel anlatan en sevdiğim şair.
Şehrime gel sevgili.
Yarın çık gel.
Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki bu şehir adımlarınla anlamlansın.
Gel ki bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki nefes alayım.
Gel.

trum trum makinalaşmak isteyen şair.

İlk bakışta değil,
Son bakıştadır aşk.
Yani ayrılırken sana nasıl bakıyorsa,
O kadar sevmiştir seni...

gelmiş geçmiş en büyük şairlerden birisi kanaatimce. ben gibi düşünmüyordu ve bende hiçbir zaman onun gibi düşünmeyecem muhtemelen ama öyleydi...

saat 21'i vuranda
burada kan panalar çalardı
burada…
burada hasret ve dert
sen nerdeydin?

bugün…
bugün görüş günümüz
herkes geldi, sen nerdeydin?

aynı daldaydık
aynı daldaydık
aynı daldan düştük ayrıldık
aramızda yüzyıllık zaman
yol yüzyıllık.

tam yüzyıl..
tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
gözlerin içimde durmayalı.
dokunmayalı sıcaklığına karnının
tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
aynı daldaydık
aynı daldaydık
aynı daldan düştük ayrıldık
aramızda yüzyıllık zaman
yol yüzyıllık.

3 haziran 1963'te moskova'da vefat etmiş olan vatan haini (!) şair, yazar. memleketinden uzakta hiç unutmadı memleketini. fikri vardı fikrimizden uzak belki ama, fikrimize yakınlardan daha çok sevdi vatanını.
büyük şairdi vesselam. ilk şiiri olan "hala servilerde ağlıyorlar mı?"yı 12 yaşında yazdı. 16 yaşında mehmet nazım adıyla yayınlandı. 16 yaşında 'bence artık sende herkes gibisin' diyebilecek kadar sevdayı tanımıştı. hasret şiirlerinin büyük şairdi. hem memleketine hasret hem sevdasına.

sen esirliğim ve hürriyetimsin
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin.

sen ela gözlerinde yeşil hareler,
sen büyük,güzel ve muzaffer,
ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin

çapkındı da biraz önce galina ile evlendi ardından saçları saman sarısı kirpikleri mavi vera'sıyla.. ama unutmadı yine piraye'sini. "bir gönülde iki sevda olamaz / yalan / olabilir..."

e biraz çapkın ve hovardadır. sevda aleminde çok tutarlı olduğu söylenemez fakat; döneminde şairliğe cübbe giydirmiş şahsiyettir.

"Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?"
***
"Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar."
***
"En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak."

karlı kayın ormanında

(bkz: karlı kayın ormanı)