Plastantia

eski başbakanımızdan gelsin. https://s.instela.com/m/ahmet-davutoglu-ndan-ibretlik-gunun-sozu--i631265.jpg

eski başbakanımızdan gelsin...
https://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcQw0BI0FvywGVF-aw3IVI8zhmEbv2_7568kek3OznuyJ5EMSHTEsg

not: gazetecilik önemli.

Ellerini üzüp menden
Yarım bir baş gider oldu
Can deyip can eşiderdik
Bu ayrılık neden oldu

Öz eşgimle dileyimle
Ayrı düşdüm illere men
Ancağ sennen ayrı gezen
Ürek değil beden oldu

Gızıl gülem bes neyem men
Bülbülem gafesdeyem men
Gezirem men gemli gemli
Gören deyir hesteyem men

Öz eşgimle dileyimle
Ayrı düşdüm illere men
Ancağ sennen ayrı gezen
Ürek değil beden oldu..

TÜRK COĞRAFYASININ GENLERİNE İŞLEMİŞ BU EŞSİZ TÜRKÜNÜN YAZARI. TÜRKİYE'DEKİ YORUMCULARINA NAZARAN RUBABE MURADOVA DAHA BİR GÜZEL YORUMLAMIŞ SANKİ.
https://www.youtube.com/watch?v=t42IMEsnX4o

GECE ÇALIŞIYORSANIZ EXTREM BİR TARAFI OLMAYAN GAYET OLAĞAN BİR DURUMDUR. SABAH DIŞARI ÇIKARSINIZ HERKES TELAŞLA BİR YERLERE YETİŞMEYE ÇALIŞIYORDUR. SİZSE YORGUN BİR VAZİYETTE EVİN YOLUNU TUTMUŞ OLURSUNUZ. METRO'YA BİNERKEN YÜRÜYEN MERDİVENİN TERS TARAFINDASINIZDIR. KALABALIKLAR YUKARI ÇIKARKEN SİZ AŞAĞI İNİYOR OLURSUNUZ. SAAT DOKUZ GİBİ ÜZERİNİZDEN UYKUYU BİRAZ ATARSINIZ SONRA İKİNCİ BİR KAHVALTI YAPARSINIZ. O GÜN PROGRAMINIZ NASILSA ONA GÖRE YA GİDER UYURSUNUZ YADA ÖĞLEDEN SONRAYA KADAR UYUMAYIP YAPACAĞINIZ İŞLER, BULUŞACAĞINIZ ARKADAŞLAR VS. BİRAZ VAKİT GEÇİRİP ÖĞLEDEN SONRA UYUR AKŞAM UYANIRSINIZ. UYANINCA BİR ŞEYLER ATIŞTIRIP DIŞARI ÇIKARSINIZ. İŞTEN DÖNMÜŞ SABAHA KADAR VAKTİ OLAN ARKADAŞLARLA BİRAZ VAKİT GEÇİRİP MUHABBETTİN EN GÜZEL OLDUĞU ANDA TEKRAR YOLLARA DÜŞERSİNİZ.
GÜZEL TARAFLARI VARDIR ASLINDA; MESELA SOSYAL HAYATTAN ÇOK KOPMAZSINIZ, GECE BİRAZ UYUMA İMKANINIZ VARSA GÜNDÜZ ÇOK DAHA UZUN ZAMANINIZ OLUR. RESMİ DAİRELERDE VS. İŞLERİNİZ VARSA HAFTAİÇİ İŞ KAYGINIZ OLMAZ İSTEDİĞİNİZ ZAMAN HALLEDERSİNİZ. BİRAZ İRADE İLE GÜNDÜZ BOŞ VAKİTLERİ HERHANGİ BİR KURS, EĞİTİM VB. DEĞERLENDİREBİLİRSİNİZ.GECE MÜSAİT ZAMANLARDA BOL BOL FİLM İZLEYEBİLİRSİNİZ.
AMA TABİ GECE ADAMAKILLI UYUMANIN VERDİĞİ RAHATLIK YOKTUR. ÇOĞUNLUKLA YORGUN OLURSUNUZ. ÖĞÜNLER ALT ÜST OLUR. AKŞAM 9'DA KAHVALTI YAPTIĞINIZ OLUR. GÜNEŞ BÜTÜN GÜZELLİĞİYLE TEPEDE DURURKEN SİZ ONA GÖZLERİNİZİ KAPATIRSINIZ.....

DEZZEM TEZE GELİNLERE AYARI VERMİŞ

HOCAM MUHTEŞEM ESPRİ YETENEĞİ İLE KEDİCİKLERİ GÜLDÜRÜYOR. VE DÜNYA BİR DAKİKALIĞINA GÜZELLEŞİYOR!!!
https://www.youtube.com/watch?v=vujYLDDD2Xs

sol tarafta görünce aklıma mahsuni şerif geliyor. hemen yanına ''çeşmi siyahım'' eklenerek mahsuni şerif'in bu ölümsüz eserini istediğiniz sanatçının yorumuyla dinleyebilirsiniz.

bir arkadaşımla konuşurken birbirimize hitap şeklimiz. aslında cemaat(fetö,pdy,nurcular...) tarafından çokça kullanılmasından dolayı hitap şekli olarak çok rahatsız edici bulurum. ama ne yapalım bizimkinin uzaktan yakından cemaatle alakası yok hatta onların birbirine böyle hitap ettiğini dahi bilmiyor olabilir.

KIBLESİ DOLAR OLANIN SOFRASI BEREKETLİ OLUYOR HALİYLE. BİZ MENEMENE DEVAM..

cehalet nedir? sorusunu akla getiren önerme. Zorunlu temel eğitimin aynı zamanda devletlerin temel propaganda araçlarından biri olduğu düşünülürse en azından çocuk yaşta prangalara mahkum edilmemiş bir zihne sahip olduklarını öne sürebiliriz.

başkan seçildiğinde ülkemin bir çok köşesinde kutlamalar yapılmış, kurbanlar kesilmiş, mektuplar yazılmış eski amerikan başkanı. gidişi ile birlikte ne kadar sinsi, çıkarcı ve türk düşmanı olduğunu sağolsun basınımız bize anlatıyor.

cüneyt arkın'ın 'güneş ne zaman doğacak' filmini izledikten hemen sonra böyle bir haberle karşılaşınca daha bir tuhaf oluyor insan.

türk istihbarat servislerinin de bir zaafı olduğu olduğu artık kabul edilmeli ve bu doğrultuda hareket edilmelidir. diğer bir konu ise insanların artık bu ve buna benzer olaylarda birilerinin sorumlu olduğunu kabul etmesi lazım. yoksa başa gelen her kötü şey sonrası ''yok israil yok amerika... kesin illümunati yapmıştır. dünya gücü olmak üzereyiz engellemeye çalışıyorlar'' paranoyası ile bir yere varamayız. yazık gerçekten yitip giden hayatlara yazık. her yeni günü gerilim filmi izler gibi yaşayan bu ülkenin çocuklarına yazık...

oslo, kopenhag, stockholm, helsinki, tromso, rovaniemi, goteborg, malmö.. ha bir de toronto, vacouver.. evet öncelik bunlarda olurdu. tamam belki pek güneşle haşır neşir olamayacağız ama ikimden çok daha önemli şeyler var. bizde dört mevsim yaşanıyor güzel sahil beldelerimiz falan var ama ne fayda... sorun kışın soğuğu değil çocuğuna yeni bir bot alamayan babalar.... neyse konuya dönersek ayrıca sidney, canberra, melbourne, auckland, wellington.. falan iyidir yaşamak için.

leyla ile mecnun'dan akılda kalan bir ismail abi repliği.

neler oluyor sahiden burada. beyni yanıyor insanın. halep doğunun kadim ve güzel şehri ne hale gelmiş. bunun sorumlusu kim? muhalif diye bahsedilen gruplar tam olarak kimlerden oluşuyor. bu grupları silah, lojistik ve insan açısından kimler destekliyor? destekleyenler ile bu grupların amaçları ortak mı? rejim güçleri kimlerden meydana geliyor? grupların hepsi ile düşman mı? muhaliflerin hedefi nedir? rejimden beklentileri nelerdir ve rejim hangilerine itiraz etmektedir? rusya'nın bölge için aldığı pozisyon nedir? türkiye bütün bunların tam olarak neresinde duruyor? dün medyaya düşen kutlama yapan halepliler ile yine dün medyaya yansıyan katledilen halepliler arasındaki fark nedir? fırat kalkanı operasyonu ile ulaşılmak istenen sonuç nedir? diğer arap ülkeleri suriye iç savaşı ile ilgili ne gibi tepkiler göstermişlerdir? esed'i saddam, zeynel abidin bin ali, m. kaddafi vb. diğer liderlerden ayıran nedir? sözkonusu liderlerin yada diktatörlerin devrilme sürecinde türkiye neden bu kadar fanatik bir şekilde devrilmelerinden yana tavır almıştır? politik pragmatizm çerçevesinde duygularımızı ve algı yönetimini bir kenara bırakırsak; türkiye devletinin suriye politikasının fayda ve zararları nelerdir??? bir sürü soru daha var ama dünya öyle bir hale geldi ki başta bizim ülke olmak üzere artık soracağımız soruları ve vereceğimiz cevapları sanki birileri önceden hazırlıyor. hatta bu yetmezmiş gibi önce hazırladıkları soru aynı duruyorken cevapları haftada bir değiştiriyorlar ve biz birbiri ile tamamen zıt bile olsa hep yeni cevaba inanıyoruz. hatta bir hafta önceki cevabı tekrar edecek biri çıkarsa onu hain, satılmış, beyni yıkanmış vs. yaftalayarak saf dışı bırakıyoruz. ne denilir bilemiyorum ama hiç bir şeyin iyiye gittiği yok gibi görünüyor...

söylediklerine göre açılımı Adana'daki Kayserililer bankası şeklindeymiş.

inci sözlükte adının Atatürk olması ile ilgili bir öneride bulunmuşlar. ayrıca entry sahibi yazar bunu bir kampanya olarak diğer kullanıcılara sunmuş. gelen yorumlardan biri şöyleydi sanırım..
*panpa şimdi bu hem alkol alıp hemde atatürk'e alkolikti falan diye sayıp söven huur çocukları oradan geçerken aouuv atatürk'ün içinden geçtim demez mi? bir sürü iğrenç espri yaparlar. o yüzden olmasın.

başka bir enty de tayyip erdoğan olması yönündeydi. yukarıdaki sebepten dolayı..

o yüzden zorlamamak lazım bence hem ülke olarak bu isim verme takıntısını anlamış değilim. boğaziçi köprüsü mesela gayet doğal bir şekilde takıntısız verilmiş bir isim gibi geliyordu bana. onu da değiştirdiler.

sıcak sıcak simit diye bağıran simitçilere inanma, her çayımız taze diye çay ocağına güvenme, karşı cinsin gülümsemesine gereğinden fazla anlam yükleme, yahudi mahallesinde ısrarla cuma namazı muhabbeti açma, dostla çok fazla siyaset yapma...

Larry Page ve Sergey Brin arkadaşların stanford üniversitesinde birlikteyken kurdukları arama motoru. ilk kuruluş zamanlarında firma merkezi bir garajmış. bünyesinde birçok firma barındıran google grubu daha sonra alphabet inc. isminde bir çatı kuruluş altında bir araya getirilmiştir. basit arayüzü,sonuç çıkarma hızı ve veri tabanında barındırdığı sayısız site ile diğer arama motorlarından açık ara öndedir.