aşağıdaki yazı türkiye gazetesinin internet sitesinde okuduğum bir köşe yazısı ..
başkanlık sisteminin gerekliliğine vurgu yapmakta .. yazıda geçen düşünce özetle şu; başkanlık sistemi olursa türkiye uçar ve tüm düşmanlarımızın derdi bu sisteme türkiye'nin geçmemesi ..
KUKLA
Kazım Kürşat Yücel
Avrupa hiç bu kadar ayağa düşmemişdi. Yahudi sermayesi ve Amerika’nın oyuncağı olmuş durumdalar. Aslında bu sahte kıt’a iki devletden ibâret: Almanya, Fransa. İngiltere her tasnîfe girebilir. İspanya ve İtalya’dan bahsetmeye gerek yok. Bir sıklet teşkîl etmiyorlar. Operasyon kâbiliyyetleri sıfır. Eski günlerin hatıralarıyla nefes alıyorlar. Şu hâlde elimizde kaldı iki. Fransa dünya politikası güdecek imkânlardan mahrûm. Her şeyden evvel kafa ve cesâret eksikliği var. Almanlar bunlara sâhip ancak onlar da işgâl altında. Hür irâdeleriyle bir adım atabilmeleri mümkin değil. Nitekim atamıyorlar. Meclislerine bile hâkim değiller. Ermeni tasarısında bunu gördük. Akıl hocalarının ellerine tutuşdurduğu yalana sarıldılar. Bu adımın Alman millî menfaatlerine zerre kadar fâide getirmeyeceğini biliyorlar. Üstelik ciddî zarar verebileceğinin de farkındalar. Bunlara rağmen…
Ne dünü ne bugünü doğru okuyabiliyorlar. Fransızlar ihtişâmın zirvesindeyken Mısır’ı işgâl etdi. Hem de târih boyunca yetişdirdikleri en büyük kahramanlarıyla. Ne oldu? Cezzâr Ahmed Paşa Akka önünde Napolyon’u geldiğine geleceğine pişmân etdi. Almanya’nın Almanya olduğu günlerde Şarlken Kânûnî’nin önüne çıkamadı. Köşe bucak kaçdı…
Haşerâtın gözü dönmüş durumda. Yukarıdaki iki kukla vâsıtasıyla saldırılarını artırdılar. Ne yapıp edip başkanlığa ma’nî olmak istiyorlar. Mevcûd durumda bile durduramadıkları bir ülke ile karşı karşıyalar. Başkanlıkdaki Türkiye uykularını kaçırıyor. Bu durum alışık oldukları bir şey değil. Yakın zamana kadar taşeronları vâsıtasıyla hükûmet kurup hükûmet yıkarlardı. Hem de bunu iki gazete manşetiyle yaparlardı. Bugün Tayyib beyin karizması buna ma’nî oluyor. Lâkin yarın sazı tekrar ele alabilirler. Başkanlık buna engel olacak diye çıldırıyorlar. Elbette o sistemde de karizma önemli fakat elzem değil. Olmadığı durumda zaafa düşmezsin. Olursa uçar, olmazsa koşarsın. Geri dönmesi mümkin olmayan umûmî akışla her hâlükârda ilerlersin. İşte bütün derdleri bu!
Siz pinokyoya bakmayın. Bugüne kadar hiçbir kukla ete kemiğe bürünemedi. Bunlar da bürünemeyecek. Önünde bekledikleri kapılar tek bir kemik atmayacak. Ortada kalacaklar. İki dünya savaşı ile birbirini yiyip bitiren bu vahşîler sefâletin en koyusunu yaşayacak. Orta yaşdakilerin görebileceği bir zaman diliminde eski sömürgelerinin önünde mendil açarlarsa hiç şaşırmayın. Zîrâ sıfırı tüketme yolundalar. Yaşadıkları telâş bunu te’yîd ediyor. Şeytanla birlikde kibrin kitabını yazan bu ahmaklar ağa babalarıyla berâber zelîl olacak inşaallah...
Zihnimiz her geçen gün berraklaşıyor. Manzarayı çok daha net görüyoruz. Kandan beslenen yarasalar belki farkında değil ama durum bu. Bu saatden sonra ayak oyunlarına da topyekûn saldırılara da geçit vermeyiz. Gerekirse sular seller gibi şehîd veririz, lâkin geçit vermeyiz. Küllerimizden doğarken önümüze sürecekleri her engel azmimizi artırmakdan başka bir işe yaramaz. Yeni ve daha büyük fetihler için bütün hücrelerimizi ayağa kaldırmakdan gayrı netîce vermez. Sultan Mehmed’in “ehl-i küfrü serteser kahr eylemekdür niyyetüm” mısrâını kızılelmamız yapar o kadar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?