Sürekli takip ettiğim ekonomistlerden Yaşar Erdinç hocanın bugün başladığı yazı dizisinin ilk konusu faiz. kolay anlaşılır biçimde anlatıyor. ayrıca faizin neden öyle rastgele indirip çıkarılamayacağını özetlemiş. merkez bankalarının neden özerk olması gerektiğini de anlamış oluyoruz haliyle.
https://www.bilgeyatirimci.com/2016/12/05/ekonomi-finans-dersleri-1-nedir-bu-faiz-tartismalari/
faiz
Sanılanın aksine paranın banka tarafından kullanılması için illa vadeli olarak (faizde) tutulması gerekmiyor.
Bankadan maaşını çeken imamın, ben paramı altın hesabıma yatırdım faize bulaşmıyor diyen din öğretmeninin, emekli maaşını alan vaizin parası banka tarafından çatır çatır faizde kullanılıyor. Ama ben paramı devletten alıyorum diyorsanız; milli piyango, bil umum kumar gelirleri, bankaların faizden elde ettiği kazançların parası devlette birikip sana bana dağıtılıyor. Hatta devlet yetmediği yerde faizle borçlanıyor din görevlilerinin ve tüm memurların maaşını ödemek için.
Faize helal demek ayeti inkardır veHarama helal demek dinden çıkarır.
Fakat, bugünkü sistemde benim param faize bulaşmıyor demek cahilliktir.
Peki ben imkan dahilinde paramı ilk gün çekiyorum ve azami derecede faizden kaçınıyorum. Samimiyetine helal olsun ama Türk toplumu zaten tüketim eğilimli olduğundan bankalar dışarıdan para getiriyorlar ve gördüğünüz üzere dolar ve Euro tutulamıyor. her gün konuşuluyor. Yani dış mihraklara ekonomiyi teslim ediyorsun paranı bankada tutmayarak.
Not: İşbu entry genellikle mesleği din görevlisi , katılım bankacılığı yapan arkadaşlar ya da mütedeyyin bir çok insanın bankadan kazandığım paraya imada bulunması sebebiyle yaşadığım sinir harbinden dolayı girilmiştir. Ben size hak veriyorum ama siz karşınızdakini dinlemiyorsunuz.
Bankadan maaşını çeken imamın, ben paramı altın hesabıma yatırdım faize bulaşmıyor diyen din öğretmeninin, emekli maaşını alan vaizin parası banka tarafından çatır çatır faizde kullanılıyor. Ama ben paramı devletten alıyorum diyorsanız; milli piyango, bil umum kumar gelirleri, bankaların faizden elde ettiği kazançların parası devlette birikip sana bana dağıtılıyor. Hatta devlet yetmediği yerde faizle borçlanıyor din görevlilerinin ve tüm memurların maaşını ödemek için.
Faize helal demek ayeti inkardır veHarama helal demek dinden çıkarır.
Fakat, bugünkü sistemde benim param faize bulaşmıyor demek cahilliktir.
Peki ben imkan dahilinde paramı ilk gün çekiyorum ve azami derecede faizden kaçınıyorum. Samimiyetine helal olsun ama Türk toplumu zaten tüketim eğilimli olduğundan bankalar dışarıdan para getiriyorlar ve gördüğünüz üzere dolar ve Euro tutulamıyor. her gün konuşuluyor. Yani dış mihraklara ekonomiyi teslim ediyorsun paranı bankada tutmayarak.
Not: İşbu entry genellikle mesleği din görevlisi , katılım bankacılığı yapan arkadaşlar ya da mütedeyyin bir çok insanın bankadan kazandığım paraya imada bulunması sebebiyle yaşadığım sinir harbinden dolayı girilmiştir. Ben size hak veriyorum ama siz karşınızdakini dinlemiyorsunuz.
öteki tarafta kazığa oturtulacağını düşündüğüm (allahım affet :D) ceza sisteminin yaşadığımız dünyadaki sebebidir.
Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, \"alışveriş de faiz gibidir\" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır. (bakara suresi 275) ne korkunç bir tehdit... bildiğin, şeytan çarpmasından sonra sara nöbeti geçiren kişiler gibi kabirlerinden titreyerek, ağızlarından köpükler akıtarak kalkacak diyor. bizim idrak edemeyeceğimizden daha korkunç olacak belki de.
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz. bakara 278 ...eğer gerçekten mü'minler iseniz, diyor. yani allahın haram kıldığı faizi helal diye nitelendirilenlerin gerçekten mü'min kategorisi dışında değerlendirileceği beyan ediliyor. ki zaten haramı işlemek günah hanenize yazılırp tövbe edilmesi halinde bağışlanması söz konusu iken ve dinden çıkmanıza sebep olmazken, harama helal demek direkt dinden çıkarır. allahın koyduğu kanunun aksini iddia etmek hadsizliktir.
İbn Mesud’dan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu: “Faiz 73 kısımdır/çeşittir. En hafifi kişinin annesiyle zina yapması gibidir..” (Hakim, Müstedrek, 2/43). en hafifi bu ise diğerlerinin günahını düşünemiyorum bile..
ev, konut vs. ihtiyaçları zaruret kategorisinde değerlendirip bir defaya mahsus olmak üzere konut kredisi alınabilir diyen alimler, hocalar var. onlara itibar etmiyorum çünkü ev zaruret değildir. zaruret olan şey, kişinin hayatına mal olma tehlikesi olan şeydir. mesela, açlıktan ölmek üzere olan bir kişi, etrafta başka hiçbir yiyecek yoksa, normalde hınzır eti yemek haram olduğu halde ayakta durabilecek kadar hınzır eti yiyebilir. susuzluktan ölme tehlikesi olan bir kişi susuzluğunun hayati boyutunu ortadan kaldıracak kadar şarap içebilir. ama kimse evsizlikten ölmez. kirada oturmak kimse için hayati tehlike arz etmiyor. mülkün senin olması önemli değil, netice de kira da olsa barınma ihtiyacını helal yoldan giderebiliyor.
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz. bakara 278 ...eğer gerçekten mü'minler iseniz, diyor. yani allahın haram kıldığı faizi helal diye nitelendirilenlerin gerçekten mü'min kategorisi dışında değerlendirileceği beyan ediliyor. ki zaten haramı işlemek günah hanenize yazılırp tövbe edilmesi halinde bağışlanması söz konusu iken ve dinden çıkmanıza sebep olmazken, harama helal demek direkt dinden çıkarır. allahın koyduğu kanunun aksini iddia etmek hadsizliktir.
İbn Mesud’dan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu: “Faiz 73 kısımdır/çeşittir. En hafifi kişinin annesiyle zina yapması gibidir..” (Hakim, Müstedrek, 2/43). en hafifi bu ise diğerlerinin günahını düşünemiyorum bile..
ev, konut vs. ihtiyaçları zaruret kategorisinde değerlendirip bir defaya mahsus olmak üzere konut kredisi alınabilir diyen alimler, hocalar var. onlara itibar etmiyorum çünkü ev zaruret değildir. zaruret olan şey, kişinin hayatına mal olma tehlikesi olan şeydir. mesela, açlıktan ölmek üzere olan bir kişi, etrafta başka hiçbir yiyecek yoksa, normalde hınzır eti yemek haram olduğu halde ayakta durabilecek kadar hınzır eti yiyebilir. susuzluktan ölme tehlikesi olan bir kişi susuzluğunun hayati boyutunu ortadan kaldıracak kadar şarap içebilir. ama kimse evsizlikten ölmez. kirada oturmak kimse için hayati tehlike arz etmiyor. mülkün senin olması önemli değil, netice de kira da olsa barınma ihtiyacını helal yoldan giderebiliyor.
Borç para karşılığı talep edilen getiri. İnterest rate, yield etc.
ana paraya karşılık ödenen para oranıdır. zaman maliyeti denebilir. peşin verilen borcun getirisi denebilir. paranın fiyatı da denebilir.
haksız kazançtır, sömürüdür, bütçeyi baltalamaktır. emeksiz yemektir. keseyi çürütür, yırtrar; bir daha zor dikiş tutturur.
haksız kazançtır, sömürüdür, bütçeyi baltalamaktır. emeksiz yemektir. keseyi çürütür, yırtrar; bir daha zor dikiş tutturur.
Haramdır.net
bir erkek ismi ..
herhalde ailesi çocuklarına bu ismi verirken; çoğalsın, artsın, iyi büyüsün diye vermişler ..
herhalde ailesi çocuklarına bu ismi verirken; çoğalsın, artsın, iyi büyüsün diye vermişler ..
Belirli bir paranın, belirli bir süre için iade şartı ile kullanılmasına
karşılık verilen tutara verilen addır.
karşılık verilen tutara verilen addır.
Parayı kiralamaktır.
GEtirmişsin bir bankaya 100 tl yatırmışsın. Banka sana bir sene sonra 150 tl veriyor. Arkadaş bu parayı nerden buldun da verdin. Ben 100 tl lik mal üretmiştim. 100 tl lik tüketim hakkım vardı. Aradan bir sene geçti benim üretmem armadı ki ben bir şey üretmedim. Sen bana tüketme hakkını nereden veriyorsun.
Bunun iki yolu var;
ya üreten bir adamın hakkını alıp bana veriyorsun veya açıktan para bastın bana veriyorsun. Oda yine üretenin hakkını bana veriyorsun demektir. Yani faiz zulümdür. Faiz çalışan insanın hakkına tecavüzdür. Faiz demek üretmeyen adama tüketme hakkı vermek demektir. Buda zulümdür. Adaleti bozar. İşte kapitalist düzenin zulmü ve felaketi buradan geliyor. erbakan
Bunun iki yolu var;
ya üreten bir adamın hakkını alıp bana veriyorsun veya açıktan para bastın bana veriyorsun. Oda yine üretenin hakkını bana veriyorsun demektir. Yani faiz zulümdür. Faiz çalışan insanın hakkına tecavüzdür. Faiz demek üretmeyen adama tüketme hakkı vermek demektir. Buda zulümdür. Adaleti bozar. İşte kapitalist düzenin zulmü ve felaketi buradan geliyor. erbakan
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?