kendisine gerici diyenler var, çok komik bir iddia. abdulhamid devrinin en entelektüel şahsiyetlerinden biriydi, avrupa'yı yakından takip eder, roman, tiyatro ve fotoğrafçılığa fevkalade ilgi duyardı. bugünkü çoğu çakma entelektüeli cebinden çıkaracak kadar avrupa'yı yakından tanırdı.
zaten ironik tarafı şu ki; sultan anadolu'da istanbul haricinde hiçbir şehirde bulunmamış; gençliğinde sadece balkan şehirlerini ve paris, londra gibi avrupa başkentlerini amcasının avrupa ziyaretinde görme imkanı bulmuştur. zaten padişahlığı süresince saray dışına dahi çok çıkmıyor. sultanın düşünce dünyasını anlamaya çalışırken bunu da hesaba katmak gerek.
entelektüel yönüne bir misal olarak sultan, padişahlığı devrinde victor hugo'nun L'Homme qui rit adlı romanını kendine özel olarak çevirttirmiştir, yazma nüshası bugün istanbul üniversitesi kütüphanesinde bulunmaktadır. bugün hala bu kitabın türkçe baskısı yapılmamıştır. ki victor hugo bu dönemde islam dinine ve osmanlı'ya olan tarafgir eleştirilerinden dolayı istanbul muhitinde hiç sevilen biri de değil.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?