tam özet demeyeyim ama kitaptan küçük bir bölüm. genel kültür açısından sözlüğe faydalı olur diye düşündüm.
Son kazılar İran tarihini daha eskilere götürüyor; inanılmaz gerçekler ortaya çıkıyor. Anadolu'nun doğusu, Yukarı Mezopotamya ve Batı Iran arasında arkeolojik ve yazılı malzemenin ortaya çıkardığı çok kesin bağlar ve benzerlikler var.
Ne tuhaf ve ne kadar takdir edilecek bir tutumdur ki, Batı Azerbaycan'daki Hasanlu'da M.Ö. 1000 yılına ait kazılar Azerbaycanlı heyetler tarafından yapılıyor ve gülünç etnik yorumlara konu edilmiyor. Birtakım eski tekniklerin daha da eskiye gittiği, mesela seramikte mine kullanılmasının İran'ın bu devirlerine ait olduğu görülüyor.
Topkapı Saraylındaki sergi görüşleri değiştirir
Mimarisi ile de dünyanın en orijinal müzelerinden olan Tahrandaki İran Bastan yani arkeoloji müzesi her yıl çarpıcı yeni yorumlara yol açan yeni eserlerle doluyor.
İktisadi zorluklara ve teknik altyapının imkânsızlıklarına rağmen İran'ın kültürü, o memleketin en büyük alçısıdır. Şiir ve tarihten uzak yaşayan bizim yeni nesillere göre İran'ın farkı budur. Tabii adamakıllı dünyadan bihaber olanlar da var. İran'a müdahale edince oranın anında parçalanacağını düşünen Washington'daki çevreler yeni idare zamanında kendine gelecek gibi görünüyorlar, ama erken hüküm vermeyelim.
İranlı aydının portresi
İran'ın okumuşu nedir, kimdir? Bizim ülkemize göre bütün boyutlarıyla abartılmış bir çevre ve o çevrenin insanını düşünmeliyiz.
Mazenderan ve Hazar kıyısının yeşillikleri yanında İran, geniş çöllerin ülkesidir. Başkent Tahran muhteşem bir dağın eteklerinde yer alır, yani Guh-ı Demavend… Kuzey Tahran kışın kar görür, yazları da serindir.
Kuzey Tahran halkının refahı, geniş bahçeli evleri, yaşadıkları hayat 1960'ların hatta 70'lerin Türkiye'sinde gıpta ile anılırdı.
kaynak: https://www.evvelcevap.com/kitap-ozetleri/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?