%97 si müslüman olan ülkede kanunlarda bulunan bir madde.
laiklik
günümüzde ne olduğu, nasıl olduğu, ne uygulandığı az biraz unutulmuş olandır.
ilkokuldan itibaren bize adeta dikte edilen bilgiler vardır. aradan yıllar geçse de, bir şekilde beynimizin bir yerlerinde kalır.
benim için, 'birinci dünya savaşında almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık.'' cümlesi, ''dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyiz.'' cümlesi bunlara örnektir.
yine hiç unutmadığım cümlelerden biri de şudur: ''laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.''
bakın, ilkokul düzeyinde verilen bir bilgiden bahsediyorum. yani çok karmaşık değil. basit bir cümle. içeriği çok kolay anlaşılabiliyor.
yani diyor ki, ''laik olan bir ülkede, dini kurallar devlet yönetiminde esas olamaz. aynı zamanda, laik olan ülkelerde, devlet vatandaşlarının dini inançlarına ya da inançsızlıklarına eşit mesafededir.''
bunun bize gösterdiği çok net bir sonuç var: insanlar değil devletler laiktir. yani ben koyu bir şeriat savunucusu olabilirim. bir başkası fanatik bir budist olabilir. bir diğeri ateist olabilir... kendi hayatını kendi inançları doğrultusunda şekillendirebilir. bunun için herhangi bir engel yoktur. sınır, kamusal alandır. yaşayış ya da inanış biçimimiz kamusal alanla çakışıyorsa bu durumda üç ihtimal vardır. ya devlet ülkedeki çoğunluğun talebine göre kamusal alanı şekillendirir ya da ortak yaşam alanlarında inançların baskınlığına müsaade etmez. üçüncü ihtimal ise, bütün inançların yaşam biçimlerine kamusal alanda sonsuz serbesti tanınmasıdır. misal, benim türbanla kamuda çalışmama müsaade ediyorsa, başka birinin de budist kıyafetiyle devlet dairesinde çalışmasına müsaade eder. bana cuma namazı için genelge çıkartıyorsa, musevilerin de cumartesi günleri çalışmamaları için genelge çıkartır... yani herkese eşit özgürlük tanır.
bütün bunlar tartışılabilir şeylerdir. şu doğrudur şu yanlıştır denecek şeyler değildir.
benim kişisel fikrime göre, laiklik özellikle de türkiye için, vazgeçilemeyecek/görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir normdur.
daha da önemlisi, bu norm anayasayla güvence altına alınmıştır. değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. 'kaldıralım' demek, anayasal bir suçtur. bilelim, ona göre konuşalım.
benim için, 'birinci dünya savaşında almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık.'' cümlesi, ''dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyiz.'' cümlesi bunlara örnektir.
yine hiç unutmadığım cümlelerden biri de şudur: ''laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.''
bakın, ilkokul düzeyinde verilen bir bilgiden bahsediyorum. yani çok karmaşık değil. basit bir cümle. içeriği çok kolay anlaşılabiliyor.
yani diyor ki, ''laik olan bir ülkede, dini kurallar devlet yönetiminde esas olamaz. aynı zamanda, laik olan ülkelerde, devlet vatandaşlarının dini inançlarına ya da inançsızlıklarına eşit mesafededir.''
bunun bize gösterdiği çok net bir sonuç var: insanlar değil devletler laiktir. yani ben koyu bir şeriat savunucusu olabilirim. bir başkası fanatik bir budist olabilir. bir diğeri ateist olabilir... kendi hayatını kendi inançları doğrultusunda şekillendirebilir. bunun için herhangi bir engel yoktur. sınır, kamusal alandır. yaşayış ya da inanış biçimimiz kamusal alanla çakışıyorsa bu durumda üç ihtimal vardır. ya devlet ülkedeki çoğunluğun talebine göre kamusal alanı şekillendirir ya da ortak yaşam alanlarında inançların baskınlığına müsaade etmez. üçüncü ihtimal ise, bütün inançların yaşam biçimlerine kamusal alanda sonsuz serbesti tanınmasıdır. misal, benim türbanla kamuda çalışmama müsaade ediyorsa, başka birinin de budist kıyafetiyle devlet dairesinde çalışmasına müsaade eder. bana cuma namazı için genelge çıkartıyorsa, musevilerin de cumartesi günleri çalışmamaları için genelge çıkartır... yani herkese eşit özgürlük tanır.
bütün bunlar tartışılabilir şeylerdir. şu doğrudur şu yanlıştır denecek şeyler değildir.
benim kişisel fikrime göre, laiklik özellikle de türkiye için, vazgeçilemeyecek/görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir normdur.
daha da önemlisi, bu norm anayasayla güvence altına alınmıştır. değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. 'kaldıralım' demek, anayasal bir suçtur. bilelim, ona göre konuşalım.
osman gazi yaşasaydı belki de şöyle derdi: ''dinciye devlet işi hiç verilmez.''
Toplumsal kurumların işleyiş ve düzenlemelerinin dinsel kurallara dayanmadan yapılmasına laiklik denir.
laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Dinsiz adama devlet işi verilmez.! -Osman Gazi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?