moğollar

cayisallama
kendileri hiç şüphesiz tarihteki en başarılı savaşçılardır.

"en başarılı savaşçı olmak marifet mi şimdi, şöyle birkaç güzel nü resim yapsalardı, bizlere akıl dolu edebi eserler bıraksalardı, daha iyi olmaz mıydı?" polemiğine girmek yerine (girsem çıkamam), sizleri moğolların savaş teknikleri, istila, fetih gibi konularda açtıkları çığırlar konusunda biraz bilgilendirmek isterim:

öncelikle, moğollar sanıldığı gibi bilinçsiz bir şekilde oraya buraya saldırıp, it sürüsü gibi her gittikleri yeri yakıp yıkan bir ordu değillerdi. cengiz han zamanındaki moğol ordusu dünyadaki en organize ve en disiplinli orduydu. ayrıca moğol ordusu tarihteki önemli ordular arasında sadece atlılardan oluşan tek ordudur.

moğollar askeri bir harekata kalkıştıklarında, her asker için yaklaşik 6 at ile yola çıkarlardı ve de süvariler yaklaşik her 10 kilometrede bir at değiştirirlerdi. bütün atları her zaman aynı sırayla kullandıklarından hayvanları fazla yormadan kısa zamanda inanılmaz mesafeler katedebilirlerdi. şöyle ki, almanların 2. dünya savaşi'ndaki meşhur blitzkrieg'leri (tanklarla beraber) günde yaklaşık 15 kilometre falan ilerlemelerini sağlarken (50 km./gün muhteşem sayılırdı, ve de arka arkaya birkaç gün bu hızda hareket edilmesi mümkün değildi), moğollar at üstünde günde 75-80 kilometre ilerleyebilirler, ve bunu hiç durmadan aylarca devam ettirebilirlerdi.

cengiz han "av" adı verilen psikopat bir eğitim ve tatbikat yöntemi geliştirmişti. şöyle ki, bütün moğol ordusu (evet, doğru duydunuz, bütün ordu) yüzlerce kilometrekarelik bir alanı çember halinde çevrelerlerdi. daha sonra çemberin ortasındaki bir noktaya doğru aynı anda hareket etmeye başlarlardı. ve de çevreledikleri alanda kalan yabani hayvanların (geyik, tavşan , tilki , hipopotam, vs.) hiçbirinin kaçmasına izin verilmezdi, gerekirse süvariler atlarından yere atlar, kaçmak üzere olan bir tilkiyi yakalayip öldürür, sonra geri atlarına binip çemberin ortasına doğru ilerlemeye devam ederlerdi. (herhangi bir hayvanın kaçmasına izin veren, engelleyemeyen askerler cezalandırılırdı.) sonuçta bütün ordu aynı arazide buluştuklarında, ortalarında çıldırma noktasına gelmiş, korkudan altlarına eden binlerce yabani hayvan birikmiş olurdu. bu noktada askerlerin önde gelenleri komutanlarına gidip hayvanlar için merhamet dilerlerdi, komutan da hayvanların serbest bırakılmasına izin verirdi, askerler sevinirdi, hayat bayram olurdu. haftalarca süren bu avlar, süvarileri gerçek savaşa hazırlamak için inanılmaz derecede etkili ve yararlı bir tatbikat yöntemiydi. "niye ki?" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum açıklamaya çalışayım: normal bir savaşta çevrelenen, çember içine alınan kuvvetin "iç hat avantajı" denen önemli bir avantajı vardır, çünkü iç çemberdeki kuvvetlerin yerini değiştirmek, farkedilen yeni bir tehlikeye karşilik hızlı bir şekilde manevra yapmak nispeten daha kolaydır. fakat moğol savaşcıları bu "av tatbikatları" sonucunda o kadar hızlı ve koordine bir şekilde hareket etmeyi (dış çember olarak) öğrenmişlerdi ki, ne zaman bir yeri istila etseler, "iç hat avantajı"nı, dış hat olmalarına rağmen, ellerinde tutuyorlardı, saldırdıkları halkların ellerindeki tek avantajı da böylece yokediyorlardı. hinoğlu hin bir halktı bunlar, öyle böyle değil.

kullandıkları en temel ve en önemli silah, oklarıydı. moğol süvarileri oklarını dörtnala koşan atın üstünde iken bile inanılmaz bir ustalıkla atabilirlerdi. üstelik, bu okları sırf silah olarak değil, muharebe alanında o güne kadar görülmemiş bir hızla haberleşmelerini sağlayan bir komünikasyon sistemi olarak da kullanırlardı. mesajları oklara bağlar, ve de 4 x 400 bayrak yarışı hesabı, bir mesajı 3-5 dakikada kilometrelerce öteye ulaştırabilirlerdi. bu sebeple de, dünyadaki diğer bütün orduların aksine, çok büyük alanları kapsayan saldırı planları kullanır, ve bu planları başarıyla tatbik edebilirlerdi.

cengiz han komutasındaki her asker zırhlarının altında ipek iç çamaşır giyerlerdi (istirham ederim gülmeyiniz, hayat memat meseleleri bunlar). niye derseniz, sevgililerine daha hoş görünmek, seferden geri döndüklerinde sevdiceklerini azdırmak için değildi elbet. bilirsiniz, ipek çok güçlü, sıkı dokulu bir kumaştır. ipek iç çamaşırı giyen bir askere bir ok isabet ederse, ipek kumaş o oku sarar, ve de vücuda girişini yavaşlatır ve yumuşatırdı, ve de moğol hekimler (ki çoğu abd'nin ünlü tıp okullarından mezun olmuşlardı, harvard, duke falan çok revaçtaydı o zamanlar) o ipek kumaş sayesinde oku vücuttan çıkarırken yaranın çok daha küçük olmasını sağlayabilirlerdi.

en önemli moğol komutanı, cengiz han'ın en yakın arkadaşı sabutay idi. bir asilzade olmamasına rağmen sabutay moğollar, ve komutasındaki askerler tarafından çok sevilir ve çok sayılırdı (ben diyim george washington kadar, siz deyin amiral nimitz kadar...) cengiz han'in çadırına izin almadan ve de çağrılmadan elini kolunu sallayarak girme şerefine nail olan tek ölümlüydü sabutay. kafasına esince cengiz han'in çadırına girer, cengiz baba'nın (o zamanlar da revaçtaydı bu "baba naber??" "iidir, noolsun." muhabbeti..bazı şeyler hiç değişmiyor hakkaten) dizinin dibine çoküverirdi, kimse de sesini çıkaramazdı.

en gaddar hükümdarlar bile yakın bir arkadaşın, iyi bir dostun değerini biliyorlar, görüyorsunuz. siz siz olun, dostlarınızın değerini bilin, izin istemeden çadırınıza girip yanıbaşınıza oturmalarına izin verin. ne zaman orta asya'yı fethetmek zorunda kalacağınız hiç belli olmuyor şu hayatta.

[https://eksisozluk.com/mogollar--55575?p=3 k:]
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches