benim avatarım (profil resmim) nuri bilge ceylanın mayıs sıkıntısı rolünde onyanayan ali karakteri. Kendisini çok sevmiştim.
ondan kaynaklıdır.
Filmdeki çocuğun tek derdi “müzikli saat" almaktır. Halası ona bir yumurta verir ve “bu yumurtayı kırk gün boyunca kırmadan cebinde taşıyabilirsen, o saati aldırırım babana" der. Amacı çocuğa sorumluluğun ne olduğunu, sorumluluk almayı öğretmektir. Filmdeki yönetmen sürekli çocuğa “başka yumurtayla değiştirsen ne olur ki?", “o yumurtayı haşla, o zaman kırılmaz, kimse de anlamaz" gibi sözlerle telkinlerde bulunur ancak çocuk bu önerileri kabul etmez, çünkü ona göre böyle şeyler yapmak “hilelik" olacaktır. Çocuk hileye inanmaz. Verilen sözlerin yerine getirileceğine emindir; verilen görevlerin yerine getirildiği takdirde hak ettiği nesneye kavuşabileceği düşüncesindedir. Saftır, temizdir, iyi niyetlidir.
Dokuz yaşındaki çocuk yumurtayı otuz beş-otuz altı gün kadar kırmadan cebinde taşımıştır. Ancak köyde oturan aksi bir kadın ona bir sepet domates verir ve bayağı uzak bir yerdeki komşusuna götürmesini ister ondan. Çocuk isteksizce de olsa çaresiz kabul eder.
Görev üstüne görev, sorumluluk üstüne sorumluluk almıştır.
Ve bu ikinci sorumluluk ona ağır gelir. Zira onca yolu yürüdükten sonra sepetten düşen bir domatesi almak için eğildiğinde cebindeki yumurta kırılır.
Çok kızar ve hayatındaki ilk dönüşümünü o an yaşar: sepete bir tekme geçirir, bütün domatesler ortalığa saçılır. Umurunda değildir artık. Acilen önlüğünü çıkartıp derede yıkar. Birisinin kümesine girip yumurta çalar, önlüğü kuruduğunda cebine yumurtasını koyar ve eve gider.
Artık o saf, temiz çocuk geride kalmıştır. Ancak bunu ona yaptıran, ona “hakkını" vermeksizin sürekli “görevler" yükleyen insanlardır.
http://www.memur-sozluk.com//gorseller/yukle/thumbs/maysskntsa.jpg
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?