son günlerde gördüğüm olaylar, tanık olduğum konusmalar dogrultusunda fikir yoksunu insanlar icin sıkça kullanmak istediğim dua. ama olmayınca olmuyor bazen kendi haline bırakmak gerekiyor.
bir tür android uygulaması. kahvenizi içtikten sonra fincanınızı kapatıp soğumasını bekliyorusunuz. daha sonra fincanın ve tabağın fotoğrafını çekip falcı bacıya gönderiyorsunuz. o da yorumlayıp size gönderiyor. tabi ki saçma şeyler söylüyor, eğlenmek için deneyebilirsiniz.
--- (gbkz: spoiler) ---
bir arkadasım kendi fotografını cekip göndermisti, onu bile yorumladı o derece.
--- (gbkz: spoiler) ---
--- (gbkz: spoiler) ---
bir arkadasım kendi fotografını cekip göndermisti, onu bile yorumladı o derece.
--- (gbkz: spoiler) ---
bu sözü duyduysanız sıkı durun bir dedikodu sizi bekliyor demektir. bunu söyleyen kişi neden söyler bilinmez ama yaptığı dedikodu kadar kullandığı cümle de saçma ötesidir.
kişinin elindeki varlığına şükretmeyip sürekli daha fazlasını istemesi, yetinmeyi bilmemesi.
bazıları tarafından kedi ulaşamadığı ciğere pist der şeklinde de söylenen atasözü. kişi ulaşamadığı şeyi beğenmemiş gibi yapar, zaten istemiyordum der anlamına gelir bu söz.
genelde annelerin kullandığı bir sözdür. oğlan çocuğu annenin hoşuna gitmeyecek bir şey yaptıysa hemen çocuk babaya benzetilir ve bu söz söylenir.
son dönemlerde hanımellerin bisküvileri için reklam sloganı olmuş, annelerin yaptıklarının daha farklı ve daha güzel olduğunu anlatmak için kullanılan söz öbeği.
bazı başlıklar vardır içeriğindeki tanımı okumadan gülersiniz. böyle başlıkları bu başlık altında toplayabiliriz.
bazı başlıkları açmadan önce sinirleneceginizi hissedersiniz. bunları bu başlık altında toplayabiliriz.
başlayacak bir etkinliğe hedef kitlenin hazır olup olmadığını ölçmeye yarayan soru.
doğan cüceloğlu tarafından kaleme alınmış, korku kültürünü anlatan bir yazı, okuyunuz.
iki hafta önce, kadıköy’den gelen metrobüs’ten indikten sonra taksim’den fatih mahallesine giden halk otobüsüne bindim. ayaktayım; sağımdaki bir koltukta annesinin kucağında oturan beş yaşlarında bir oğlan, annesine tatlı tatlı bir şeyler anlatıyor. . gedik dişli, gülüyor, sevecen sözler söylüyor anne, oğul birbirine. bir süre sonra çocuğun uykusu geldi. aralarında şöyle bir konuşma geçti:
çocuk: uykum geldi.
anne: uyuma, seni burada bırakır giderim.
çocuk: halam burada, o beni eve götürür. (sanırım yan koltukta oturan kadın çocuğun halası.)
anne: oda bırakır, yabancıların elinde kalırsın. (çocuğun yüzü hüzüne büründü. ağlamak üzere.)
çocuk: ama çok uykum geldi.
anne: uyuma seni bırakır giderim.
çocuk: beni özlemez misin?
anne: hayır özlemem; uyursan özlemem.
çocuk: uyumazsam beni sevecek misin?
anne: (birkaç öpücük konduruyor.) evet, seni sevecem.
çocuk: bende seni sevecem.
çocuğun gözünden uyku akıyor. gözünü açık tutmaya çalışarak yine tatlı konuşmaya devam ediyorlar.
korku kültürünün maskelenmiş bir şekilde ve gayet şiddetli bir şekilde orada, yanımda, otobüste anne oğul arasında yaşandığını görmek beni heyecanlandırdı, öfkelendirdi, üzdü ve içimi sızlattı.
çok masume bir durum belirtisi: “uykum geldi.” sözüne annenin işine gelmediği için en temel güven zemininden bir saldırı. “seni burada bırakır giderim!
benden başka güveneceğin yok. diğerlerinin hepsi, güvenilmez, “öteki”ler.
ve dediğimi aynen yaparsan, seni sever, seni kollarım. yapmazsan, korkunç durumu gel sen hayal et.
bu çocuğun en temel ihtiyacı olan güven ve sevgi karşılanmıyor; koşullara bağlanıyor.
bu kadın aile içinde yetiştirilirken, çok muhtemelen bu söylediklerinin aynısı kendine söylenerek büyümüş; kendi güvensizliğini ve değerini gelecek nesillere aktardığının farkında değil. bu kadının annesi, babası farkında değildi, oğlu da ilerde baba olduğu zaman farkında olmadan böyle bir aile kuracak.
iki hafta önce, kadıköy’den gelen metrobüs’ten indikten sonra taksim’den fatih mahallesine giden halk otobüsüne bindim. ayaktayım; sağımdaki bir koltukta annesinin kucağında oturan beş yaşlarında bir oğlan, annesine tatlı tatlı bir şeyler anlatıyor. . gedik dişli, gülüyor, sevecen sözler söylüyor anne, oğul birbirine. bir süre sonra çocuğun uykusu geldi. aralarında şöyle bir konuşma geçti:
çocuk: uykum geldi.
anne: uyuma, seni burada bırakır giderim.
çocuk: halam burada, o beni eve götürür. (sanırım yan koltukta oturan kadın çocuğun halası.)
anne: oda bırakır, yabancıların elinde kalırsın. (çocuğun yüzü hüzüne büründü. ağlamak üzere.)
çocuk: ama çok uykum geldi.
anne: uyuma seni bırakır giderim.
çocuk: beni özlemez misin?
anne: hayır özlemem; uyursan özlemem.
çocuk: uyumazsam beni sevecek misin?
anne: (birkaç öpücük konduruyor.) evet, seni sevecem.
çocuk: bende seni sevecem.
çocuğun gözünden uyku akıyor. gözünü açık tutmaya çalışarak yine tatlı konuşmaya devam ediyorlar.
korku kültürünün maskelenmiş bir şekilde ve gayet şiddetli bir şekilde orada, yanımda, otobüste anne oğul arasında yaşandığını görmek beni heyecanlandırdı, öfkelendirdi, üzdü ve içimi sızlattı.
çok masume bir durum belirtisi: “uykum geldi.” sözüne annenin işine gelmediği için en temel güven zemininden bir saldırı. “seni burada bırakır giderim!
benden başka güveneceğin yok. diğerlerinin hepsi, güvenilmez, “öteki”ler.
ve dediğimi aynen yaparsan, seni sever, seni kollarım. yapmazsan, korkunç durumu gel sen hayal et.
bu çocuğun en temel ihtiyacı olan güven ve sevgi karşılanmıyor; koşullara bağlanıyor.
bu kadın aile içinde yetiştirilirken, çok muhtemelen bu söylediklerinin aynısı kendine söylenerek büyümüş; kendi güvensizliğini ve değerini gelecek nesillere aktardığının farkında değil. bu kadının annesi, babası farkında değildi, oğlu da ilerde baba olduğu zaman farkında olmadan böyle bir aile kuracak.
en nefret ettiğim tehditlerin başındadır. anne, çocuğun bir davranışını beğenmez ya da yaptığı yaramazlıklarından sıkılır ve tehdidi basar. "bi daha yaparsan annen olmam" madem annesi olmayacaksın neden doğuruyorsun? ne gerek var küçücük yaştaki çocuğun güvenini sarsmaya?
kulak tırmalayan ya da duyunca mide bulandıran seslerdir.
(gbkz:sivrisinek)
(gbkz:sivrisinek)
paylaşımcı olmayan, bencil insanlar için kullanılan söz öbeği
duyduğu şeyden emin olmak için ya da duyduğu şey için karşısındaki kişiyi küçümseyen insanın soru cümlesi.
göz önüne getirilmek istenen bir şey ile ilgili sözü dönüp dolaştırıp o konuya getirmek, bunu davranışlara da yansıtmak.
karşılaştığı bir insan ile ilgili anında görüş sahibi olan, onun hakkında fikir edinen ve dolayısıyla notunu veren insan.
içinde hafif de olsa küçümseme barındıran, söyleyen kişinin kendini kıdemli saydığı cümle.
kendimi bildim bileli, doğduğumdan beri.
ha tanıdı ha tanıyacak gibi olmak ama emin olamamak. beni hatırladınız mı sorusuna verilmesi muhtemel cevaptır.deyimin kendisi için;
(bkz: gözü ısırmak)
(bkz: gözü ısırmak)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?