Herhangi bir işi yapmak, bir görevi yüklenmek için adaylık aşamasını kazanmak amacıyla başvuran kimse.
* Milletvekili ve senatör seçimlerinde, partinin adayı olmak için, partisinde yapılan ön seçimlere adaylığını
koyan kimse.
Bir görev, bir işiçin kendini ileri süren veya başkaları tarafından ileri sürülen kimse.
Bir iş için yetiştirilmekte olan kimse, namzet.
Bir iş için yetiştirilmekte olan kimse, namzet.
Düşmanlık, yağılık.
Adamak işini yaptırmak.
Adatmak işini yaptırmak.
Genellikle tropikal bölgelerde görülen ve çevresindeki alçak alanlar üzerinde dik yamaçlarla bir ada gibi
yükselen, aşınımdan dolayı ortaya çıkmış tepe.
yükselen, aşınımdan dolayı ortaya çıkmış tepe.
Adaş olma, aynı adı taşıma durumu.
Adları aynı olanlardan her biri.
Bir âletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı.
uymak.
uyarlamak.
Uyarlanmış
Uyarlama.
Bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uyarlama.
Uyma.
Bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına uyarlama.
Uyma.
Yol yöntem.
Töre.
Yol yordam, yol yöntem.
Yol yordam, yol yöntem.
Adamak işine konu olmak.
Adanmak işi.
Kıymasına bolca acı biber katılarak hazırlanan şiş köfte.
baştan aşağı, bütünüyle.
Adamsız olma durumu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?