\"Düşünce şüpheyle bɑşlɑr. Düşünce, tezɑtlɑrıylɑ bütündür. Zıt fikirlere kulɑklɑrımızı tıkɑmɑk, kendimizi hɑtɑyɑ mɑhkûm etmek değil midir?\"
İçimden Şu Zalim Şüpheyi Kaldır Ya Sen Gel Ya Beni Oraya Aldır...
Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak
ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım
kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar
kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak
onların yardımıyla dünyamıza acıdım.
Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran.
Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya
Benimse dar
çünkü dargın havsalamın
gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
sakın Styks sularının heyulası sanmayın
er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu,
biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz
öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz
ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak
ne ellerin hırsla yaban tutuşu
ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır
dev iştihasıyla bende kabaran aşkı
yetmez karşılamaya.
\"...İnsanlar
hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır...\"
o ferah ve delişmen birçok alınlarda
betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim
şakaklarıma dayanınca güneş
can çekişen bir sansar edasıyla
uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum
kadınların sahiden doğurduğuna
toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
nicedir kavrayamam haller içinde halim
demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
duydum yağmurların gövdemden ağdığını.
Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan
sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları
bir harfin başlattığı yangın ile söndür
beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım
öyle mahzun
ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.
(1975)
İsmet Özel
“Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim
Minicik gövdeme yüklü Kaf Dağı
Bir zerreciğim ki arşa gebeyim
Dev sancılarımın budur kaynağı”
“Ne yalanlarda var ne hakikatte
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış
Boşuna gezmişim, yok tabiatta
İçimdeki kadar iniş ve çıkış” ÇİLE / N.F.KISAKÜREK
Minicik gövdeme yüklü Kaf Dağı
Bir zerreciğim ki arşa gebeyim
Dev sancılarımın budur kaynağı”
“Ne yalanlarda var ne hakikatte
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış
Boşuna gezmişim, yok tabiatta
İçimdeki kadar iniş ve çıkış” ÇİLE / N.F.KISAKÜREK
Cengiz Aytmatov'un 1980 yılında yazdığı Gün Olur Asra Bedel adlı eserinde, Orkun Uçar'ın ise Metal Fırtına 2 / Kayıp Naaş adlı eserinde Kırgız destanlarından yararlanarak güncelleştirdikleri bir kişiliktir. Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası haline gelmiş bir zavallı insan tipidir.
*Sözcük Türkçedeki Mankafa :) tabiri ile aynı kökten gelir ve benzer manalar içerir.*
*Sözcük Türkçedeki Mankafa :) tabiri ile aynı kökten gelir ve benzer manalar içerir.*
türkiye'li semih saygıner... profesyonel \"3 top Bilardo\" oyuncusu.
recep ihsan eliaçık... yazıları mutlaka okunmalı, sohbetleri mutlaka dinlenmeli... farklı bakış açılarıyla ve pek hoş bir dille anlatımları olduğunu düşündüğüm yazar.
sohbetinden şu an aklıma gelen, kader kavramı ile ilgili olarak; \"yazılan olmaz, olan yazılır\"
sohbetinden şu an aklıma gelen, kader kavramı ile ilgili olarak; \"yazılan olmaz, olan yazılır\"
2015 yapımı \"ikimize bir dünya\" adlı film, sait faik abasıyanık'ın \"medar ı maişet motoru\"n dan uyarlamadır.
*John steinbeck'in \"fareler ve insanlar\" romanından uyarlama, 1962 yapımı \"ikimize bir dünya\" filmi ile karıştırılmamalıdır.*
*John steinbeck'in \"fareler ve insanlar\" romanından uyarlama, 1962 yapımı \"ikimize bir dünya\" filmi ile karıştırılmamalıdır.*
galat-ı meşhur, lugat-ı fasihden evlâdır, o halde; yanlış da olsa yaygın söz, doğrusundan iyidir...
*eşek hoşaftan ne anlar : Doğrusu eşek hoş laftan ne anlar*
*eşek hoşaftan ne anlar : Doğrusu eşek hoş laftan ne anlar*
Gözüm,aklım,fikrim var deme hepsini öldür,
Sana çöl gibi gelen,o göl diyorsa göldür...
Sana çöl gibi gelen,o göl diyorsa göldür...
bekir yıldız romanıdır.
--- (gbkz: spoiler) ---
ESERİN ANAFİKRİ:
Evlilik kurumunun: Toplumsal, siyasal, sosyal, kültürel, bilimsel, iktisadi alanlarda gelişmeyen ve bu anlamda yeterli olmayan toplumlarda gereksizliğine yani yıkıcılığına değinir. Aile kurumunu sadece çok ağır yükümlülük ve sorumluluklardan ibaret olduğunu ifade eder. Tam anlamıyla oturmamış toplumlarda evlilik kurumunun bireyleri tükettiğini ve köleleştirdiğini anlatır. Bu kölelik; aile bireylerinin (eş, çocuk) sorumluluklarını yüklenen korkulu bir köleliktir. Ayrıca evliliği bireyi kendinden uzaklaştıran, yalnızlaştıran bir kölelik sistemi gibi ele alır.
--- (gbkz: spoiler) ---
--- (gbkz: spoiler) ---
ESERİN ANAFİKRİ:
Evlilik kurumunun: Toplumsal, siyasal, sosyal, kültürel, bilimsel, iktisadi alanlarda gelişmeyen ve bu anlamda yeterli olmayan toplumlarda gereksizliğine yani yıkıcılığına değinir. Aile kurumunu sadece çok ağır yükümlülük ve sorumluluklardan ibaret olduğunu ifade eder. Tam anlamıyla oturmamış toplumlarda evlilik kurumunun bireyleri tükettiğini ve köleleştirdiğini anlatır. Bu kölelik; aile bireylerinin (eş, çocuk) sorumluluklarını yüklenen korkulu bir köleliktir. Ayrıca evliliği bireyi kendinden uzaklaştıran, yalnızlaştıran bir kölelik sistemi gibi ele alır.
--- (gbkz: spoiler) ---
Yaptırım.
hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve zorlamak için yasalara konulan hükümler; bir kuralın emir ve yasaklarına uyulmadığı zaman karşılaşılacak olan tepkidir.
hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve zorlamak için yasalara konulan hükümler; bir kuralın emir ve yasaklarına uyulmadığı zaman karşılaşılacak olan tepkidir.
tasavvuf anlayışının özü ; benliğin yok edilmesidir. insanın benliğini yok ederek, gönlünü ve düşüncelerini evrenin sonsuzluğuna ayna yapabilen ve bu aynada kendisini ve evrenin gerçeklerini bütün inceliği, genişliği ve derinliği ile görebilen ve gösterebilen bir sistemdir.
\"oluşturan- oluşan-oluşum\" olgularının, \"Allah-insan-evren\" üçlüsü ile çakışması, bağdaşmasıdır...
\"oluşturan- oluşan-oluşum\" olgularının, \"Allah-insan-evren\" üçlüsü ile çakışması, bağdaşmasıdır...
Türk romancı, öykücü , şair, öğretmen, çevirmen, edebiyat tarihçisi, siyasetçi.
Türk edebiyatının yüz aklarından biri...
Türk edebiyatının yüz aklarından biri...
film karakterlerinden anarşist olarak etiketlenen hasan; \"hz. muhammed de devrimcidir\" demiştir...
Devrimci: hızlı, köklü ve nitelikli değişimleri ile eski düzeni ortadan kaldıran ve yepyeni bir düzen kuran kimseler için kullanılan bir kavramdır. Bu anlamda, \"devrim\" kavramı, \"inkılap\" kavramıyla aynıdır.
sonuç olarak; hz. muhammed bir çok hızlı,köklü ve nitelikli değişiklikte bulunmuştur ve aralarında mustafa kemal atatürk'ün de bulunduğu en büyük devrimciler grubunda yer alır.
Devrimci: hızlı, köklü ve nitelikli değişimleri ile eski düzeni ortadan kaldıran ve yepyeni bir düzen kuran kimseler için kullanılan bir kavramdır. Bu anlamda, \"devrim\" kavramı, \"inkılap\" kavramıyla aynıdır.
sonuç olarak; hz. muhammed bir çok hızlı,köklü ve nitelikli değişiklikte bulunmuştur ve aralarında mustafa kemal atatürk'ün de bulunduğu en büyük devrimciler grubunda yer alır.
Filmde Cem yılmaz'ın çakır gözlü adem' e söylediği, Halk ozanı Kaygusuz Abdal'ın şiiri;
Adem Adem dedikleri
El ayakla baş değil
Adem manaya derler
Suret ile kaş değil.
Adem dedikleri el, ayak,yüz ile kaştan ibaret değil. asıl önemli olan \"mana\", yani özüdür. adem dış görünümü ile değil özüyle değerlendirilmelidir...
Adem Adem dedikleri
El ayakla baş değil
Adem manaya derler
Suret ile kaş değil.
Adem dedikleri el, ayak,yüz ile kaştan ibaret değil. asıl önemli olan \"mana\", yani özüdür. adem dış görünümü ile değil özüyle değerlendirilmelidir...
bana nihat genç'in şu satırlarını hatırlatan yağmurlar :)
\"Ben okuyucumdan bir şey istiyorum....
Allah bizi utandırmasın, biz Sarı Saltukların, Hacı Bektaşların, Mevlanaların aşk ve kardeşlik felsefesi ile büyüdük...
Ne söylersek aşk içindir, ne yazarsak, kardeşlik içindir.
Allah'a bizi tarihin ve coğrafyaların bu en güzel toprağı Anadolu'da yarattığı için şükürler olsun.
Şunun da farkındayım, kendine güvenen coşkulu ve çok deli bir rüzgar esiyor, kırkikindiler artık yalnız Mayıs'ta değil, her mevsim yağıyor,
Nisan sularını içelim, dua edelim.\" Karanlığa okunan ezanlar isimli kitabındandı sanırım :/
\"Ben okuyucumdan bir şey istiyorum....
Allah bizi utandırmasın, biz Sarı Saltukların, Hacı Bektaşların, Mevlanaların aşk ve kardeşlik felsefesi ile büyüdük...
Ne söylersek aşk içindir, ne yazarsak, kardeşlik içindir.
Allah'a bizi tarihin ve coğrafyaların bu en güzel toprağı Anadolu'da yarattığı için şükürler olsun.
Şunun da farkındayım, kendine güvenen coşkulu ve çok deli bir rüzgar esiyor, kırkikindiler artık yalnız Mayıs'ta değil, her mevsim yağıyor,
Nisan sularını içelim, dua edelim.\" Karanlığa okunan ezanlar isimli kitabındandı sanırım :/
\"bazı horozlar, öttükleri için güneşin doğduğunu zannederler.\" işte böyleleri için bahsedilebilir...
Şarkiyat biliminin zirvelerinden Abdülbaki Gölpınarlı'nın, ilk baskısı 1931'de yapılan \"Melamilik ve Melamiler\"i bu konuda yazılmış tek eser ve günümüzde de hala tek ana kaynak...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?