İlan metni içinhttp://www2.cbu.edu.tr/duyuru/personel/4b_23.03.2015/4b_23.03.2015.pdf
4b Sözleşmeli İş Talep Formunu indirmek içinhttp://uygulama3.cbu.edu.tr/ilansistemi/Ilanlar.aspx?IlanTuru=1
http://www.erdek-bld.gov.tr/tr/wp-content/uploads/2015/03/Scan_20150326_143824-rotated-page-001.jpg
(bkz: yazılı sınav yapmadan personel almak)
(bkz: yazılı sınav yapmadan personel almak)
Daha gerçek hissetmeniz için
http://www.tuik.gov.tr//duyurular/duyuru_2251.pdf
İlanın geçerlilik süresi
30 Mart 2015-13 Nisan 2015
http://www.kocaeli.edu.tr/dosyalar/9912/duyurular/4-B%20%C4%B0LAN.pdf
30 Mart 2015-13 Nisan 2015
http://www.kocaeli.edu.tr/dosyalar/9912/duyurular/4-B%20%C4%B0LAN.pdf
1.nesil yazar. Hoş gelmiş.
-ÇÖPTEN ÇIKAN UMUT-
Ataşehir'in lüks gösterişli kulelerinin altında ezilen örnek mahallesi'ndeyim ofisten çıkmış salına salına yürüyordum. Yol kenarında çöp kutularını karıştıran 5-6 genç çocuk vardı. Yanlarında da iki yetişkin... Karşı kaldırımdaydım ve her zamanki gibi hızla geçip gidecekken ayaklarım bir anda yere mıhladı beni. Büyük bir çöp yığınının dibinde çamurlu eski bir yatağın üzerinde üstü başı pasaklı iki çocuk oturmuşlar satranç oynuyorlardı. Önce hadi canım deyip bir adım daha attım. Sonra yine duraksadım merakıma yenildim. Onlara doğru adım atarken yeşil tişörtlü çocuk elindeki simitten bi ısırık aldıktan sonra simiti yere bıraktı ve
-Hadi hadi oynasana be ya! dedi.
Çömeldim yanlarına direk girdim mevzuya.
-Siz oynamayı biliyor musunuz bunu dedim.
-Evet abi. dedi beyaz tişörtlü olan.
Hayretle şaka yapıp yapmadıklarını anlamak için gözlerini bakıyordum şaka emaresi var mıydı mimiklerinde!
-Nerede öğrendiniz bunu dedim.
Kutunun içini gösterdi yeşil tişörtlü olan, ufak bi kitapçık çıkardı salladı.
-Abi biz çöpten bulduk bunları atmadık sakladık okuduk öğrendik ama hala tam usta değiliz. Hem bu kadarcık şeyi satsak nolacak kaç para ki bu la! dedi.
Gülüştüler...
Deneye deneye öğrendik mahallemizde az çok bilen bi abi de yardım etti dediler.
-Gerçekten okuyarak mı öğrendiniz satrancı dedim.
-Evet... dediler
-Fotoğrafınızı çekebilir miyim dedim?
Kafalarını oyunlarına gömerken ağızlarının kenarıyla ''Çeeek nolcek ki'' dediler.
Daha fazla soru soramadım. Yanımda sadece cep telefonu vardı. Çıkardım çektim ve yoluma devam ettim. Eve ulaşana kadar zombi gibi anlamsız ifadesiz bir şekilde yürüdüm durdum. Çöpe atılmış bir satranç setini bulup alıp okuyup öğrenmişler ve yine bir çöp konteynırının kenarından satranç oynuyorlar. İstanbul'da görebileceğim en ilginç manzaralardan biri buydu sanırım. Allah'ım bu milletin çocuklarının ışığını söndürme, zihinlerini bulandırma.
www.mahmutgediz.com
Ataşehir'in lüks gösterişli kulelerinin altında ezilen örnek mahallesi'ndeyim ofisten çıkmış salına salına yürüyordum. Yol kenarında çöp kutularını karıştıran 5-6 genç çocuk vardı. Yanlarında da iki yetişkin... Karşı kaldırımdaydım ve her zamanki gibi hızla geçip gidecekken ayaklarım bir anda yere mıhladı beni. Büyük bir çöp yığınının dibinde çamurlu eski bir yatağın üzerinde üstü başı pasaklı iki çocuk oturmuşlar satranç oynuyorlardı. Önce hadi canım deyip bir adım daha attım. Sonra yine duraksadım merakıma yenildim. Onlara doğru adım atarken yeşil tişörtlü çocuk elindeki simitten bi ısırık aldıktan sonra simiti yere bıraktı ve
-Hadi hadi oynasana be ya! dedi.
Çömeldim yanlarına direk girdim mevzuya.
-Siz oynamayı biliyor musunuz bunu dedim.
-Evet abi. dedi beyaz tişörtlü olan.
Hayretle şaka yapıp yapmadıklarını anlamak için gözlerini bakıyordum şaka emaresi var mıydı mimiklerinde!
-Nerede öğrendiniz bunu dedim.
Kutunun içini gösterdi yeşil tişörtlü olan, ufak bi kitapçık çıkardı salladı.
-Abi biz çöpten bulduk bunları atmadık sakladık okuduk öğrendik ama hala tam usta değiliz. Hem bu kadarcık şeyi satsak nolacak kaç para ki bu la! dedi.
Gülüştüler...
Deneye deneye öğrendik mahallemizde az çok bilen bi abi de yardım etti dediler.
-Gerçekten okuyarak mı öğrendiniz satrancı dedim.
-Evet... dediler
-Fotoğrafınızı çekebilir miyim dedim?
Kafalarını oyunlarına gömerken ağızlarının kenarıyla ''Çeeek nolcek ki'' dediler.
Daha fazla soru soramadım. Yanımda sadece cep telefonu vardı. Çıkardım çektim ve yoluma devam ettim. Eve ulaşana kadar zombi gibi anlamsız ifadesiz bir şekilde yürüdüm durdum. Çöpe atılmış bir satranç setini bulup alıp okuyup öğrenmişler ve yine bir çöp konteynırının kenarından satranç oynuyorlar. İstanbul'da görebileceğim en ilginç manzaralardan biri buydu sanırım. Allah'ım bu milletin çocuklarının ışığını söndürme, zihinlerini bulandırma.
www.mahmutgediz.com
hakkında başlık açılmasını hak ediyor bence. düşünenin aklına, çekenin emeğine sağlık.
insanlar üzerinde yapılan deneylerden sayılabilecek bir reklam olmuş. "siz sesinizi çıkarmadıkça bankalar sizden avuç avuç para götürüyor" demek istemişler sanırım. e haklılar da. Ben kullanıyorum size de tavsiye ederim. Biraz reklam gibi oldu ama dediğim gibi hak ediyor tabi ki.
Bankalardan alınan dosya masrafı da böyle bir şey değilmidir.
buradan izleyebilirsiniz... https://www.youtube.com/watch?v=Dt_7-JR_dGA
insanlar üzerinde yapılan deneylerden sayılabilecek bir reklam olmuş. "siz sesinizi çıkarmadıkça bankalar sizden avuç avuç para götürüyor" demek istemişler sanırım. e haklılar da. Ben kullanıyorum size de tavsiye ederim. Biraz reklam gibi oldu ama dediğim gibi hak ediyor tabi ki.
Bankalardan alınan dosya masrafı da böyle bir şey değilmidir.
buradan izleyebilirsiniz... https://www.youtube.com/watch?v=Dt_7-JR_dGA
1.nesil yazar. Hoş gelmiş.
1.nesil yazar. Hoş gelmiş.
1.nesil yazar. hoş gelmiş.
selçuklularda yaya olarak yolculuk yapan ve mektupları ulaştıran posta görevlisi.
zehirlenme olasılığına karşı sultanın yemeklerini önceden tadan ve sultanın sofrasının düzenlenmesinden sorumlu görevli.
yeniçeri bölük komutanı.
yeniçerilerin tüfeklerinde kullandıkları mermilere verilen isim.
okçuluk talimlerinde kullanılan gevşek yay.
osmanlıda zabıta amirlerine verilen ad.
yol yemek (gbkz:ssg)
1.nesil yazar. Hoş gelmiş.
1.nesil yazar. Hoş gelmiş.
1.nesil yazar. hoş gelmiş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?