Abartılmamış, abartmadan, mübalâğasız.
Abartılmış, mübalâğalı.
Bir şeyi olduğundan büyük veya çok göstererek anlatmak, mübalâğa etmek.
Abartıcılık, mübalâğacılık.
abartıcı, mübalâğacı.
Abartmak işi veya biçimi.
Olduğundan fazla gösterilmeyen, mübalâğasız.
Abartmak işine konu olmak, mübalâğa edilmek.
Abartılmak işi.
Abartıcı olma durumu, abartmacılık, mübalâğacılık.
Bir şeyi olduğundan büyük veya çok gösterme huyunda olan (kimse), abartmacı, mübalâğacı.
Abartma, mübalâğa.
Ağaç ve benzeri maddeler uzun süre suda kalarak kararmak.
(insan) uzun süre güneşte kalarak kararmak, yanmak.
(insan) uzun süre güneşte kalarak kararmak, yanmak.
Abanozlaşmak durumu alma.
İki çeneklilerden, sıcak ülkelerde yetişen ve kerestesine abanoz denilen bir bitki familyası.
sertleşerek dayanıklılığı artmak.
kirden matlaşmak, rengini kaybetmek.
kirden matlaşmak, rengini kaybetmek.
çok sert.
Abanozgillerin ağır, sert ve siyah renkli tahtası.
Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak.
Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak.
Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak.
Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye bakmak.
Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak.
Bir şeyin veya bir kimsenin üzerine çöküp çullanmak.
Birine yük olarak onun sırtından geçinmeye bakmak.
Abanmak işi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?