spazmoldum

'' star wars - clone savaşları '' cartoon network de takip ettiğim bir çizgi film idi zamanında .. sonrasında filmlerine de baktım ancak pek beğenmedim ..

'' ılıktır afedersin .. ''

normal bir erkektir ve koruma içgüdüsü devreye girmiştir ya da acıma ya da şefkat hissi ..

abra kadabra* ( bildiğin entry )

her gün güneş doğarken insana seslenirmiş: '' ey insanoğlu bugün yeni bir gündür .. evvelki hatalarından tövbe et .. bugünü iyi değerlendir .. '' bu bağlamda sen de önce kendin için sonra benim için, iyi dileklerde bulunur musun ? ( çıkarcı entry )

Kendine gelmek, aklını başına almak, düşünmek, uykudan uyanmak” anlamlarına gelir.

Uyuyan kimsenin yavaşça yatağına gidilir, yastığına hafifçe el ile vurulur ve “agah ol erenler ” denir imiş mevlevilikte ..

1935 doğumludur .. 1 Temmuz 1963 tarihinde kimya alanında tam profesörlük ünvanı alarak, 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde \"tam profesörlük\" ünvanını en genç yaşta kazanan öğretim üyesi olduğu açıklanmıştır ..

'' bye bye türkçe '' isimli bir kitap yayınlamıştır ..

anaokullarına dahi girmiş olan ingilizce eğitimine çok karşı olan bir isimdir .. eğitimin kişinin anadili ile yapılması gerektiğine dair vurguları vardır .. emperyalist güçlerin artık silah ile değil kültürleri ile dilleri ile halkları sömürgeleştirdiğini düşünmektedir ..

peygamber efendimiz ( sav ); '' ben adalet şehriyim kapısı ömer dir .. '' sözünü de onun için söylemiştir ..

peygamber efendimiz ( sav ), hz. ömer hakkında; '' benden sonra peygamber gelseydi ömer olurdu '' buyurmuştur ..

vefatı sonrası:

hz ömer vefat ettikten sonra onu rüyasında gören bir sahabe efendimiz; halinin nasıl olduğunu sorduğunda; '' daha yeni hesabı bitirebildim demiştir .. ''

'' peki hiç zorlandın mı ? '' diye sorduğunda da şunu anlatmıştır :

'' halife iken köprünün kırılmış bir noktasına, bir hayvanın ayağı sıkışmış ve ayağı kırılmış .. rabbim bunun hesabını bana sordu .. buna karşılık ise; bir gün gördüm ki çocuklar ellerine bir kuş almışlar oynuyorlar ve anladığım kadarı ile onu öldürecekler .. para verip o kuşu satın aldım ve serbest bıraktım .. bu ikincisi birincinin karşılığı oldu da kurtuldum .. '' demiştir ..

pijama takımını seviyordur veya çok rahat bir takımdır da giyiniyordur ..

ayrıca insanların buna kafayı neden taktığını da bir türlü anlayamıyordur ..

rabbin kim

dinin ne

kitabın ne

peygamberin kim

bunlar; insan ölüp de mezara konulunca münker ve nekir isimli sorgu melekleri tarafından insana sorulan sorular imiş ..

o zaman insanın haline göre mezarı ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukur oluyor imiş ..

keşke şehit olabilsem .. o zaman sorgu sual olmaz ve direk Rabbim benden razı olur idi ..

bunun şu versiyonu da mevcuttur ..

bir arkadaşına; okulda yapılmış deneme sınavlarının sonuçlarına bakıp; '' senin sınıfın da çok başarısızmış; okulda sonuncu olmuş ''dersin sonra kendi sınıfının sonuçları gelir ve senin sınıfın sadece okulun değil ilçenin de sonuncusu olmuştur ..

( bkz: büyük lokma ye, büyük laf söyleme )

Na't ı şerif

Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâ'dır bu
Nazargâh-ı İlâhî'dir Makâm-ı Mustafâ'dır bu

Felekde mâh-ı nev Bâbü's-Selâm'ın sîneçâkidir
Bunun kandîlî Cevzâ matla-ı nûr u ziyâdır bu

Habîb-i Kibriyâ'nın hâbgâhıdır fazîletde
Tefevvuk kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ'dır bu

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâil
Amâdan içti mevcûdât çeşmin tûtiyâdır bu

Mürâât-i edeb şartıyla gir Nâbî bu dergâha
Metâf-ı kudsiyândır busegâh-ı enbiyâdır bu

Şair Nâbî

bu şiirin bir de hikayesi rivayet olunmaktadır .. onu da daha sonra başka bir arkadaş ele alsın ..

Devrinin namlı şâiri Nâbî'nin kardeşi, Urfa'dan İstanbul'a ağabeyini ziyârete gelmiş. Kardeşi Nâbî'de misâfir iken pâdişâh, Nâbî'yi bir ziyâfete çağıracak olmuş. Tabiî nezâketen kardeşini de çağırmış.

Bütün saray erkânı ve dâvetliler huzurunda, yemekten sonra bir ara pâdişah tabaktan bir elma alıp, kendi eli ile Nâbî'nin kardeşine ikrâm etmiş. Nâbî'nin kardeşi de ne bilsin garip, elmayı almış, 'Hart!' diye ısırıp yemeye başlamış. Oradakiler sıkılmışlar, pâdişah huzûrundaki bu edepsizlikten rahatsız olmuşlar ama, seslerini de çıkartamamışlar. Pâdişâh da renk vermemiş ve meclis dağılmış.

Çıkışta Nâbî, kardeşini bir kenara çekip paylamış.

-Ne yaptın yâhû, demiş, pâdişâh bir şey ikrâm edince, 'Devletle pâdişâhım' dersin, koltuğunun altına sıkıştırırsın. Çıkınca da güzelce yersin.

-Peki, demiş kardeşi, ben ne bilirim. Bir daha öyle yapayım mâdem.

Bir zaman sonra, pâdişâh bunları başka bir ziyâfete dâvet etmiş. Yine âbi kardeş gitmişler. Sofrada, ortada bir tabakta tavuk varmış. Pâdişâh bu sefer de tavuktan bir but koparıp eli ile Nâbî'nin kardeşine ikrâm etmiş. Tabiî bu sefer tâlimli, 'Devletle sultânım' demiş ve budu aldığı gibi koltuğunun altına sıkıştırmış.

Meclis buz gibi olmuş. Hem kimse edebinden bir şey söyleyemiyor, hem de mesele yenilir yutulur cinsten değil. Ne yapsın Nâbî, vaziyeti yumuşatmak için irticâlen bir beyit söyleyivermiş:

'Nâbî'yi Nâbî yapan bir hüsn-ü nazâr,
Urfa'nın Kürd'ünde medeniyet ne gezer?'

not:

bu olayın; nabi nin babasının başından geçtiği de rivayet edilmiştir ..
padişahın verdiği baklavayı babasının öpüp başına götürüp daha sonra cebine koyduğu şekli de bu rivayetler cümlesindendir ..

hoş bulduk ve teşekkür ederim ..

mekke'deki müslümanların, yapılan baskılardan kurtulmak için medine'ye göç edişine hicret deniyor. işte bu hicret eden müslümanlara, yardım eden medine'li müslümanlara ise ensar deniyor.

ensar din kardeşine yardım eden anlamına geliyor ..

aynen bizim de bugün suriye'li kardeşlerimize karşı takınmamız gereken tavır budur. biz onlar için ensar olacağız, kardeş olacağız, yardımcı olacağız, abi olacağız, abla olacağız.

şimdi şunu düşünenler olabilir: onların hepsi iyi insan değil ki. olsun sen bu niyetle davran önemli olan bu.

hem istisnalar kaideyi bozmaz.

hem bize düşen; bir diktatör tarafından, varil bombaları ile kimyasal silahlar ile; ailesi, akrabaları katledilmiş insanlara yardım etmek değil de nedir !!

hem de '' müslümanlar kardeştir '' buyurmuyor mu yüce kitabımız !

yardım ederken de cebinizdeki o bozuk parayı; yani 1 tl yi aramayın lütfen. kağıt bir 5 lik çıksın.
korkmayın! asıl size kalan; cebinizde kalan para değil hayır yolunda harcadığınız paradır.

sözlüğün ne gibi bir maliyeti oluyor sahibine; ortalama aylık ya da günlük ..

sözlük yarın bir şeyler kazanmaya başlarsa diyorsunuz bu kazanç nasıl gerçekleşebiliyor ..

teşekkürler ..

teşekkürler ..

dünya şöyle oluştu:

'' bilinmez bir hazine idim.. bilinmeyi murad ettim, insanı yarattım .. '' diyen zat tarafından 6 evrede yaratılmıştır ..

bildiği ile amel etmeyen insan; ya da şöyle sorayım; kimseye faydası olmayan bencil bir insan bu dünyada yaşasa nolur yaşamasa nolur !! bu soru olmadı galiba ..

bir tane daha yazayım ..

yeni bir insan olmak için yarın bir fırsat ise; kendinde ilk değiştirmek isteyeceğin şey no'lurdu ?

yoksa aslında '' ayak bağı olmandan korkuyorum '' mu demektir ..

boşta iken boyuna asılır ..
çalışılırken kulağa takılır .. göğüs ya da sırt dinlenilir ..

bugündür ..