başından beri sürecin içinde olan, ve suriyelilerin birçok kesimi ile birlikte olmuş birisi olarak ele almak istediğim rehber niteliğinde konudur. biraz uzun olabilir, en sonunda soru-cevap kısmı da bulunmakta olup, sorusu olanların sorusu cevapları ile birlikte eklenecektir. yazılanların tamamı kendime ait olup mümkün olduğunca objektif olarak ele alınmıştır. gerekli görülen yerlerde yapılan atıflara kaynak gösterilecektir. altını çizerek söyleyeyim, bazı arkadaşlar tepki gösteriyor. ben görünen durumu paylaşıyorum, yoksa türkiye'nin asıl niyeti bu, bilmem kimin arkasında aslında şu var, aslında hepsi bilmem neden tarzı belgeleyemeyeceğim tarzda yorum yapmadım. ha siyasi olarak ayrıca tartışalım derseniz ona da varım. ama burada amacım o değil. bir de şurası yanlış işte doğrusu bu kaynağı da bu derseniz düzeltebilirim. sonuçta ortadoğu uzmanı değilim. sadece yakından takip eden biri olarak yazdım.
-edit-
daha yazacağım çok şey vardı ama ekşisözlük dezenformasyon timi yetişti. ben de şu son açıklamayı yaparak bitiriyorum. böyle monolog şeklinde devam etmemeli. öncelikle önceki yazılarımı okuyarak , atatürkçü, sosyal demokrat bir düşünce yapısına sahip olduğumu görebilirsiniz. sözlükte suriye olayını konuşan temel olarak 3 grup var.
1-kürtlerden başka kimsenin mağdur olmadığını düşünen kesim: en çok bunlar paylaşım yapıyor. bölgede kürt halkının dışında hak arayan herkese karşılar. ve bu konuda diğer tüm grupları radikal islami grup gibi göstermeye çalışyorlar. onların takip ettiği yayınları biliyorum. halen irandan akdeniz'e uzanan bir kürt devleti ütopyasını güdüyorlar. araya giren herkes radikal islamcı ya da başka birşey.
2-akp trolleri: bunlar da gerçekte suriyelilerin 10 metre yanına yaklaşmayan, ama sırf reislerinin tarafında gözükmek için atıp tutan tipler.
3-mülteci nefreti ile dolmuş kesim: bana en yakın olan kesim. aslında en çok da onlara ulaşmak istiyorum. kimsenin dezenformasyonuna kanmadan olayı özetlemek istiyorum. ben mültecilerle empati kurmaya çalışıyorum ve amacım, o insanların durumunu açıklamak.
-edit-
savaş öncesi durum
şimdiki rejimin başındaki isim beşar esad, 1970 yılında bölgede yaşanan kaos ortamı ve savaşlar sürecinde yaptığı darbe ile yönetimi ele geçiren hafız esad'ın oğludur. hafız esad yönetimi ele aldıktan sonra ülke tek partili olarak baas paritisinin egemenliği ile yönetilmektedir. savaşın başladığı döneme kadar çıkan her türlü muhalif hareket kanlı bir şekilde bastırılmıştır. bu dönem boyunca başka bir partinin yasal olarak kurulmasına izin verilmiyor, ve halk seçimlerde sadece mevcut partiye evet deme şansına sahipti. facebook v.s. tüm sosyal medya araçları kullanıma kapalıydı ve forumlarda v.s. yapılan tüm görüşler ülkenin istihbarat servisi tarafından takip ediliyor ve muahliflere türlü işkenceler ve cezalar verilebiliniyordu. ayrıca kuzey bölgesinde yaşayan kürtlerin vatandaşlık hakkı dahi bulunmuyor, kimlik verilmiyordu. kendisi nusayri kökenli olan esad ailesi diğer dini ve etnik toplulukları sindirmek için elinden geleni yapıyordu.
savaşın ortaya çıkışı
kuzey afrikada, tunus, libya, mısır gibi ülkelerdeki baskıcı rejimlere karşı başlayan arap baharından sonra gözler suriye'ye çevrilmişti. suriye'de ilk kıvılcımın ortaya çıkışı hakkında birçok görüş bulunmakla birlikte en bilineni, dera'daki bir duvara \"esad sıra sende\" yazan 12-13 yaşlarındaki çocukların, istihbarat tarafından gözaltına alınıp işkencelere maruz bırakıldı. çocukların babalarının isyanı ve halkın tepkisi, istihbarat teşkilatının uzlaşma girişimine neden oldu. yine hamza el hatipisimli 13 yaşındaki çocuğun 1 ay işkenceye maruz bırakılıp öldürülmesinden sonra isyanlar güney suriye'den kuzey suriye'ye kadar dalga dalga büyüdü. istihbarat ve hükümet yetkililerinin küstahca ve aşağılayıcı uzlaşma talepleri halkı daha da sokaklara döktü. hükümet göstericilere silahla müdahale etmekten kaçınmıyordu. ve kan döküldükçe olaylar iç savaşa kadar çıktı.
savaşın tarafları
özgür suriye ordusu :suriye'deki durumun iç savaşa dönüşmesi, suriye'de bulunan muhalif güçlerin özgür suriye ordusu oluşumunu başlatmasına neden oldu. bu yapılanmada esad rejimine karşı çıkan sivil halk, aktivistlerin yanı sıra, yine suriye ordusundan(bundan sonra esad güçleri diye bahsedilecektir) ayrılan askerlerin katılımı ile oluşturuldu. özgür suriye ordusu adı ile kurulan bu çatının altında toplanan tarafların tek ortak özelliği mevcud esad rejiminin yerine demokratik bir yönetim oluşturulmasıydı.
fetih cephesi :el kaide, çeçen milisler, sunni hizbullah grupları(lübnandaki hizbullah güçleri ile karıştırmayalım onlar şii) gibi radikal islamcı gruplardan oluşuyor. şu anda ağırlıklı el-nusra olarak bilinmekte. zaman zaman öso ile çatışmalar yaşasalar da, genel eğilimleri öso ile rejime karşı birlikte hareket etme yönünde.
ışid :malum adamlar. amerika ırak'tan çekildikten sonra, eski saddam askerleri ve yine radikal islamcılar tarafından kurulmuş bir grup. zaten amaçları belli, ırak şam islam devleti adı altında bir hilafet devleti kurmak. ciddi petrol gelirleri bulunuyor ve bu sayede çok güçlü hale geldiler. ve birçok ülkeden katılımcı topluyorlar. tüm cephelere karşı savaştalar.
esad rejimiher ne kadar çok kısa sürede devrileceği öngörülse de, halen suriye halkının neredeyse yarısının desteğine sahip. ayrıca lübnan hizbullah'ı başta olmak üzere, rusya ve iran'dan ciddi destek alıyorlar. bölgede hava araçları olan tek güç olduklarından muhalif güçlerin karşısındaki en büyük güç. sivil halka zarar vermekten de çekinmedikleri için, stratejik noktaları halen elinde bulunduruyor.
kürt birlikleri :ypg veya pyd. suriye'nin kuzey bölgesinde oldukça etkili bir birlik. bunda esad rejiminden en çok zararı görmüş halkın öfkesini arkalarına almaları büyük etken. bölgesini korumak üzere mülteci olmamayı tecih etmiş en büyük muhalif halk grubunu barındırıyor. hem bölge halkının yerlerini değiştirmemesi, hem savaşçı yapıları, ypg'nin elinde bulunduğu yeri sağlamlaştırıyor. adları pkk ile anılsa da, aslında kuzey ırak kürt peşmergelerinin uzantısı. abd'nin en büyük destek verdiği grup. muhtemelen ellerinde önemli petrol ve yeraltı rezervlerinin bulunmasının bunda etkisi büyük. ayrıca şu an esad güçlerine de uzak bir cephedeler ve işıd dışında sorunları bulunmuyor. ancak türk güçleri ile silahlı olmasa da fikir çatışmaları mevcut. türkiye fırat'ın doğusunda kalmalarını, batısında türkmenlerin olmasını istiyor. ancak kürtler, iran'dan akdenize kadar tüm sınır hattında hareket alanından vazgeçmiyor.
savaşın son durumu: şu anda savaşta ışid şamı ele geçirip, lübnana kadar güney bölgesine yerleşmek istiyor. bu kısmın üst tarafını da kürt güçleri talep ediyor. esad ise buna müsaade etmiyor. fetih cephesi şu anda ne kadar rejim gücünü zayıflatsam kardır düşüncesinde, bir stratejileri ya da belirli bir hedefleri yok. öso ise türkiye sınırından halep'e kadar olan koridorun açılmasını böylece tüm batı suriye'yi kontrol etmek istiyor. ben link vermedim, google da suriye'nin son durumu ile ilgili haritalara bakarak daha somut bir düşünceye varabilirsiniz.
türkiye'nin durumu :türkiye ilk başlarda muhaliflere insani yardım yaparak taraf olmamıştı. ancak esad güçlerinin türk jetini düşürmesi ile savaşa silahlı olarak müdahil olma durumunda kaldı. bu süreçte öso'ya stratejik anlamda yardımları olsa da, işıd'in türk sınırına gelmesi ve türkiye'de eylemler yapmaya başlaması ile kuzeyden kara ve hava operasyonu başlatıldı. burada türkiye'nin asıl amacı hem ışid'i sınırlardan uzak tutmak, hem de öso'yla birlikte halep'e kadar ilerleyip o bölgenin kontrolünü ele geçirmek. böylece hem türkiye'deki mültecilerin büyük bölümünün dönmesini sağlayacak hem de sınırlarını güvenli hale getirecek. ışid'in hakimi olduğu bölgelerde rahatlıkla ilerlemiş olmasına rağmen, şu an halep'in kuzeyinde rejim güçleri ile karşı karşıya gelmek üzere. sonuçta halen suriye'nin resmi yönetimi esad rejiminin elinde. bu güçlere karşı doğrudan çatışma iki ülkenin savaşa girmesi anlamına geliyor. bu yüzden türk silahlı kuvvetlerinin esad güçleri ile karşı karşıya gelmesi sıkıntılı. sonraki süreçte ne olacak emin değilim. burdan sonra öso'nun devam etmesi lazım ancak hava kuvveti olmadan pek şansları yok. rusya ile desteğin çekilmesi yönünde görüşmeler yapılıyor muhtemelen böylece muhalif grupların şehirleri esad güçlerinden karadan temizlemesi rahat olacak.
soru : türkiye neden bu savaşa taraf oldu?
cevap: türkiye'ye yaşanan mülteci akını ve yarattığı sorunlar. mültecileri geri gönderebilmenin tek yolu onların yaşayacağı yerleri güvenlik altına almak. ayrıca ışid tehlikesine karşı güvenli bölge oluşturmak.
soru: türkiye neden bu kadar mülteciyi ülkeye aldı? hadi aldı diyelim neden kamplarda kalmıyorlar?
cevap: öncelikle şunu belirtelim. mültecilerin öyle her zaman elini kolunu sallayarak türkiye'ye girdiği doğru değil. ilk önce pasaportu olanlar sınır kapısından yasal olarak geçti. bu kesimin çoğu zenginve eğitimli kişiler, bunlar çok büyük sorun oluşturmadı ilk başlarda. ancak asıl sorun toplu geçişlerde yaşandı. sınırlarda çok büyük yığılma vardı. büyük gruplar halinde sınırları geçmeye çalışan halka sınır güvenliği can kaybı olmadan müdahale etmek zorundaydı. ancak o kalabalıkları silahsız engellemek söz konusu değil. üstlerine bomba da atılamayacağı için mecbur sınırlar açıldı. mültecilerin büyük bölümü bu şekilde akın akın zorla geldi. halen geçmek isteyenler oluyor, dağlardan tepelerden aşıp geçmeye çalışıyorlar. sınır denen yerleri dümdüz yüksek tel örgülü her tarafı askerler tarafından gözetlenebilinen yerler olarak düşünmeyin. sınır hattı çok uzun. bir yerlerden tel örgüyü delenler, ya da tel örgü olmayan yerlerden geçenler oluyor.
suriyeliler için oluşturulmuş çok sayıda kamp var. ancak bunlar yetersiz. 5 milyona yakın insanı kamplarda barındırabilmek çok kolay değil. vasıfsız ve fakir suriyelilerin çoğu kamp için kuyrukta ancak yer bulunamıyor.
[https://eksisozluk.com/yeni-baslayanlar-icin-irak-suriye-ic-savasi--4549761?a=search&author=sonerta kaynak]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?