10 yıl önceki bir köşe yazısı... O günlerde Necdet Sezer, kendisini mecliste seçenlerin hepsi bitmiş tükenmiş yüzde 0,5 ile baraj altında kalmış olduğu halde henüz cumhurbaşkanlığı makamında bulunmakta. Yeni yapılacak seçimlerde Ak Parti'nin göstereceği adayın meclisten seçileceği kesin. Fakat, ülke medyasının ve askeriyesinin en büyük gündemi bunu önlemek... Eski kulağı kesik darbeciler bu işten rahatsız (!) oluyorlar.. Onların görüşlerini M.Ali Birand köşesine taşıyor. TSK adına konuşan bu godoş generaller Birand'a özetle şunu söylemişler: "Gerekirse yaparız ama bize yeniden darbe yaptırmayın. Bu sefer siz halledin."
Henüz TSK 27 Nisan e-muhtırasını yayınlamamış... Bir okumanızı tavsiye ederim. 10 senede nereden nereye gelmişiz. Ve dert neymiş. Ve niçin bugün Türkiye referandum yapmak zorunda kalmış.
hürriyet haberi
28 şubat postmodern darbesi
Benim için de postmodern devrimimin günüdür. Minik kuşum 4.5 ay önce 28 şubat 2017'de doğdu.
Masallah allah anali babali buyutsun bahti acik olsun 😊😊
maaşallah. maaşallah. maaşallah.
28 Şubat deşifre edilip hesabı sorulamadığı için 15 Temmuz oldu.
Fetö 28 Şubat'ın fetvacısı idi. 28 Şubatçılar, Fetoş'u ekran ekran gezdirip askere methiye yaptırttılar. Bütün dini teşkilatları biçtiler, Fetö'ye yürü dediler. 15 Temmuz'un hesabı misliyle sorulmazsa yeni darbe girişimleri kaçınılmazdır.
devamını okumak için tıklayınız...
Fetö 28 Şubat'ın fetvacısı idi. 28 Şubatçılar, Fetoş'u ekran ekran gezdirip askere methiye yaptırttılar. Bütün dini teşkilatları biçtiler, Fetö'ye yürü dediler. 15 Temmuz'un hesabı misliyle sorulmazsa yeni darbe girişimleri kaçınılmazdır.
devamını okumak için tıklayınız...
Başörtüsü üstüne peruk yapılır. Aklımda kalan bu.
28 Şubatçılar, o Atatürkçülük taslayan Nato piçleri, en zayıf yerinden, kadınlar üzerinden vurdular milleti... Zulüm sadece kadınlara değildi elbette ancak en çok onlara zulmettiler. Nice ev var ki, her 28 Şubat'ta yine göz yaşı dökülüyor. Başörtülerine sırtlan gibi saldıran profesörleri hatırlayan genç kızlar artık orta yaşlı oldular ama yine de göz yaşı dökmeden hatırlayamıyorlar o günleri. Allah bin türlü belalarını verdi ve versin inşallah.
Ne kadar safmışız... Üniversitedeyken yılladır dersimize giren profesör Ö.M. bir gün dersliğe elinde fotoğraf makinasıyla gelmişti. Ve birden bire bir fotoğrafınızı çekeyim, hatıra olsun diyerek deklanşöre bastı. Desrlikte oturan öğrencilerin toplu halde fotoğraflarının çekti. Ben gerçekten hatıra fotoğrafı çekiyor sanmıştım. Uzun zaman sonra jeton düştü. Meğer alçak köpek, başörtüsü yasağını uygulamakta birkaç ay geciken Marmara Üniversitesi yönetimini şikayet etmek için delil oluşturuyormuş. Zira sınıfımızda başörtülü kız öğrenciler vardı, darbeci takımına jurnal geçmek için fotoğraf çekiyormuş. Nereden bilebiliriz... Çocuktuk. Bunlar işte böyle köpektiler.
Üniversitelerde maalesef bu imtihanı veren çok az hoca çıktı. Çoğu sessizliğe gömüldü. Bir kısmı aktif olarak postal yaladı... Başı kapalı karısını boşayanlardan tutun, top sakal bırakarak kamufle olduğunu sanan tosuncuklara kadar hepsini gördük... O profesöre ne oldu biliyor musunuz? Yıllar sonra fakültede gördüm. Kafayı yemiş... Hakikaten delirmişti. Öğrencilerden bile azar işitir hale gelmişti. Ailesi dağılmış. Atatürk'ün askeri olayım derken feleği şaşmıştı.... Koridorlarda ibret örneği olarak dolanıyordu. Fakat memlekete çok zarar verdiler. Çok hayat kararttılar. Eğitim sistemiyle oynadılar. Şimdi Yılmaz Özdil-Bekir Coşkun'dan başka yazar bilmeyen newage Kemalistler bunların ürünü..
Ne kadar safmışız... Üniversitedeyken yılladır dersimize giren profesör Ö.M. bir gün dersliğe elinde fotoğraf makinasıyla gelmişti. Ve birden bire bir fotoğrafınızı çekeyim, hatıra olsun diyerek deklanşöre bastı. Desrlikte oturan öğrencilerin toplu halde fotoğraflarının çekti. Ben gerçekten hatıra fotoğrafı çekiyor sanmıştım. Uzun zaman sonra jeton düştü. Meğer alçak köpek, başörtüsü yasağını uygulamakta birkaç ay geciken Marmara Üniversitesi yönetimini şikayet etmek için delil oluşturuyormuş. Zira sınıfımızda başörtülü kız öğrenciler vardı, darbeci takımına jurnal geçmek için fotoğraf çekiyormuş. Nereden bilebiliriz... Çocuktuk. Bunlar işte böyle köpektiler.
Üniversitelerde maalesef bu imtihanı veren çok az hoca çıktı. Çoğu sessizliğe gömüldü. Bir kısmı aktif olarak postal yaladı... Başı kapalı karısını boşayanlardan tutun, top sakal bırakarak kamufle olduğunu sanan tosuncuklara kadar hepsini gördük... O profesöre ne oldu biliyor musunuz? Yıllar sonra fakültede gördüm. Kafayı yemiş... Hakikaten delirmişti. Öğrencilerden bile azar işitir hale gelmişti. Ailesi dağılmış. Atatürk'ün askeri olayım derken feleği şaşmıştı.... Koridorlarda ibret örneği olarak dolanıyordu. Fakat memlekete çok zarar verdiler. Çok hayat kararttılar. Eğitim sistemiyle oynadılar. Şimdi Yılmaz Özdil-Bekir Coşkun'dan başka yazar bilmeyen newage Kemalistler bunların ürünü..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?