hikmet birand'ın alıç ağacı ile sohbetler adlı kitabında aşağıdaki cümleler durumu özetliyor gibi
\"dikmen alıçı! sohbetlerımıze baslarken demiştin ki : Dünyayı canlandıran,şenelten,sizin ve bütün canlıların yaşayabileceği bir yurt haline getiren biziz,biz bitkiler... sohbetlerimizin sonucunda da: bir gün gelmişsin bakmıssın ki ben yokum, beni senden baska kim hatırlar!
doğru söylemişsin. seni benden baska kimse hatırlamaz artık, hatta seni kesip yok eden bile... ama sohbetlerimizi dinleyenler, sanıyorum ki, unutmayacaklardır seni. sonra belki bir gün gelir, biz de , seni,dallarında öten kuşları,çiçeklerine konan kelebekleri kendimiz gibi beller; hepimiz için şenelttiğiniz bu dünya yurdunda, onların da bizim gibi yaşamaya hakkı olduğunu anlar, hiçbirinize kıyamaz oluruz.\"
yaşasa da yaşamasa da en azından biz bu zeytin ağacını hatırlayacağız.
945 yıllık zeytin ağacını kesip yeniden dikmek
yeni bir 945 yıllık süreç yaratmak istemiştir.
(bkz: Sıçıp sıvamak)
Mantığını anlayamadığım olay. Dile kolay onlarca savaş geçir, sel gitsin, afet yaşa, yunan yaksın yıksın 945 yıl sıkı sıkı sarıl toprağa ama 2015 yılında seni kök saldığın izmir ödemişten söküp antalya'ya diksinler. İşallah kurumaz.
Bu olayla ilgili gerçek fikrimizi yazsak hapse gireriz galiba.
Bu olayla ilgili gerçek fikrimizi yazsak hapse gireriz galiba.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?