ahmet taşgetiren

Bugün ekşi sözlükten alıntı yaparak yazısını yazmış. Ekşide doğu perinçek için 'bu adamın olayını çözdüğümüz gün hayatın anlamını da çözeceğiz' alıntısıyla başlamış. Perinçek yargı için övgü dolu sözler söylemiş ve bunun altındaki sebebi anlamak gerekir diyor.mezkur yazı

Bugünkü yazısı bulunduğu kesim için oldukça cesur bir yazı. Fetö olayını bir yangına benzetiyor ve Yazı şöyle bitiyor, gerisi sizin takdirinizde
''Evet bir yangın oldu, orada hep “yangında ilk kurtarılacak” telaşı yaşanır. İtfaiye yangını söndürmek için kırılan dökülene bakmaz. Ama artık alanın tedavisi hayati zaruret haline geldi. Belki de FETÖ kumpasına kapılan insanların yangından kurtarılması gibi bir gündem gerekiyor.''
Yazı için tıklayınız.

Stardan ayrılmış. Beklenen durum. Artık hükümet yanlısı gazetede aklı selim yazar adedi epey azaldı. Bence ya karar gazeteye geçer ya da ocak medyaya. Gerçi karar yıldıray oğur akif beki vs. derken akp yi eleştiren muhafazakar yazar kalabalığına döndü ama bakalım. şu yazisi yayınlanmadığı için ayrılmış.

star gazetesinde yazan bir köşe yazarıdır .. çözüm sürecinde akil insanlar arasında yer almıştır ..

yazıları oldukça ufuk açıcıdır ..

özellikle son iki yazısında türkiye'nin içinden geçtiği ateş çemberini çok güzel bir şekilde açıklamaktadır ..

[http://haber.star.com.tr/yazar/pyd-tehdit-mi-degil-mi/yazi-1088970 son yazısı için tıklayınız]

son yazısında şu bölüm bizi güzel anlatıyor sanırım:

---

Tevfik Fikret’in Sultan 2. Abdülhamid’e suikast düzenleyen Ermeni komitacı için yazdığı mısralar var hani:

“Ey şanlı avcı damını (tuzağını) bihude yere kurmadın...

Attın ama yazık ki yazıklar ki vurmadın?”

Kendi ülkesinin devlet başkanına yapılan suikast başarısız kaldığı için üzülen bir şair...

Fikret’in yaşadığı günlerde bir grup aydının Batılı liderlere mektup göndererek “Gelin Abdülhamid’i devirin” çağrısında bulunduğunu da biliyoruz.

Bu bir “aydın damarı” bizde.

Tevfik Fikret ve zamanı ile sınırlı kalmayan bir aydın damarı üstelik. Bugünlere kadar geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika’ya gidiyor mesela Obama ile görüşsün mü görüşmesin mi? Bir kesimin yaklaşımı şöyle:

“- Obama ile görüşmeyi istesin ama Obama bunu kabul etmesin, böylece aşağılanmış olsun!

“- Erdoğan basın önüne çıksın ama öyle sıkıştırıcı sorularla karşılaşsın ki, aleme rezil olsun!

“- Erdoğan asla başarılı temaslar kurmasın!”

Ne bu? Bu Tevfik Fikret işte. Pörsümüş bir duygu - zihniyet dünyası. İç siyasi hesaplaşmayı Türkiye düşmanlığına kadar tırmandıran ruh sefaleti.

Bu hastalıklı yapı ne zaman tedavi olur acaba?