köprüden geçen de geçmeyen de para ödeyecek

Ulaştırma bakanının osman gazi köprüsü için yaptığı açıklama.

Tam olarak \"buradan birileri geçecek ama geçmeyen para ödeyecek. Evet, geçmeyen de para ödeyecek\" diyor kendisi.

Yani, sizin özelleştirme merakınız yüzünden, peşkeş ilginiz yüzünden ben ankara'da yaşayan bir vatandaş olarak mecbur ödeyeceğim bu ücreti, her türlü benden bu para çıkacak, öyle mi?

Köprü açıldığında video çekip \"laikçilerin zoruna gidiyor yauu, devletimiz çok iyi, bu köprülerin ayakları onlara gelsin\" diyen bir kamyoncu vardı. Bayramda köprüden ücretsiz geçmek çok şahaneydi değil mi sevgili çomar? Şimdi dolar hesabıyla para öde de göreyim hükümet aşkını. O direkleri ne yaparsın orası senin hayal gününe kalmış.

Ben böyle eşkıyalığı ancak (gbkz:deli dumrul) hikayesinde görmüştüm. O da hikayeydi.

dedikleri gibi, hayaldi gerçek oldu.

1./gorseller/yukle/images/osmangxdx.jpg
2./gorseller/yukle/images/osmangrkr.jpg

3./gorseller/yukle/images/osmangrir.jpg

@2, eklediğiniz görselleri yapılan açıklama ile nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Karlı bir yatırımsa neden kullanmadığım köprü için benim cebimden para çıkıyor?

taahhüt edilen araç sayısı günlük olarak köprüden geçmiyorsa, geçmezde arta kalan kısmı devlet hazinesinden aktaracak. Hazine nedir? Üst entry de bana yazan yazarın, benim, türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının paralarıdır. Evet bizim cebimizden para çıkacağı doğru ancak taahhüt yerine getirilemezse çıkacak. Bu nokata eleştirileriniz (ekonomi eğitimi olmayan bakış açısına göre ) makul. Kabul ediyorum neden ulan benden çıkıyor bu para.

Verginin karşılıksız olduğunu hatırlatmak isterim. Temel maliye kaidesi.

Bu noktayı geçersek yukarıda ki görsellerde köprünün ne kadar karlı olduğu ve bu köprünün de belli bir süre sonra hazinenin malı olacağı göz önüne alınırsa neden ulan bizim cebimize giriyor bu paralar diyebiliriz.

Şunu anlamak isterim. Bu köprünün çoğu şeyi olumlu gerçekten. Şuan ki hükümetin yapmış olduğu ve bu medya denen yalakaların gündeme getirmediği bir sürü özelleştirme var ve bunların hepsi başarısız. Yahu onlara az el atın. yapıldı mı bilmem ama şeker fabrikalarını takip edin mesela.

KÖprü ile ilgili eleştri yapcaksanız sizden çıkan paraya kızmayın hükümet yandaşlarına giden paraya kızın. Bazen aynı düşündüğümü düşündüğüm insanlar oluyor sonra onların ki düşünce değil kızgınlıktan ibaret olduğunu görünce hayal kırıklığına uğruyorum.

Günlük geçmesi öngörülen araç sayısı bana (vatandaşa) sorulmadan taahhüt edildiği için ödeme şeklinde de bana güvenilmemeli, anlatabiliyor muyum?

Ben köprüyü kullanmadan, vergilerimle devletin başarısız politikası yüzünden ödemeyi neden tamamlayayım? Kars'ta yaşayıp ömrü boyunca o köprüyü kullanmayacak olan adam neden ödesin? Bunun aklın mantığın aldığı noktası tam olarak nedir?

Para benden çıkacaksa kime gittiğinin önemi yok. Ayrıca zaten halktan çıkan paranın kime gittiği yıllardır ortada, bunda anlaşamadığımız bir nokta olduğunu sanmıyorum.

bir devlet adamının yapmaması gereken açıklama. Geçmeyen de ödeyecek ne demek yahu? Siz vergileri karşılıklı mı alıyorsunuz. Hayır yeni sistem mi getireceksiniz vergi olayına. Köprü ücretleri şu mevkiilerde oturan, araç sahibi olan, 25 yaşını aşmış, prezantabl insanlardan alınacak diye.

İnsanların tepkilerine gelince, insanlar haklı. Hükümet dediğiniz şeyi vatandaş seçer ve seçtikleri kişilerin devleti yönetmelerini ister. Temsili demokrasi olayı. Hükümetin gereksiz (bir ton makam aracı gibi) bir sürü harcama kalemine tepki verme hakkı vardır. Bu köprünün yapımı ve getirisi kullanan halk, hükümet, yandaş açısından oldukça karlı bir olay. Ancak kullanmayanlar hizmetin kocaeliye gitmesi yerine ankara gitmesini, hakkariye gitmesini isteme hakları var ve buna tepki de gösterme hakları var.

Anlamadığım şey ise; olum bu olay en başından belliydi. Delinin teki (ulaştırma bakanı ) bir gaf yapıyor ardından yüklenen yüklenene. Madem tepki verecektiniz bu sözleşme imzalanmadan vereydiniz.

Not: Delinin teki derken ata sözünden alıntı yaptım. hakaret amaçlı değildir.

Bu ve benzeri yatırımların ekonomiye uzun vadede katkı yapması tartışılmaz. Ülkemizdeki sorun bu projelerin kaynağı (finansmanı) ile ilgili. Şöyle ki ülkemizde yeterli tasarruf olmaması kaynaklı TL borçlanma maliyeti yüksek, dolayısıyla şirketler yatırımları YP cinsi (dolar) borçlanarak finanse ediyor. Yap- işlet - devret modelindeki 'işlet' kısmında ise işi yapan şirket, devlet ile borçlandığı para birimi olan USD cinsi garanti para ile anlaşıyor. Mesele de burada başlıyor. Anlaşmanın yapıldığı dönemde MB'nin uzun vadede dolar beklentisi 2 TL idi. İşler değişti ve dolar 3 TL oldu, garanti ücret birdenbire %50 artmış oldu.

Bu sorun yalnızca bu projede yok, makro projelerin hepsinde aynı sorun var. TL tasarruf yetersizliği başlangıçta makul görünen bir çok projede yatırımcıları ve dolayısıyla bizi ve hazineyi zorluyor.

Osmangazi Köprüsü'ne gelecek olursak buradaki talihsizlik, devletin burda vatandaşını 90 km dolaşmayı göze alacak fiyat belirleyip, cari açığı doğrudan artıran akaryakıt masrafı ile köprüden geçmek arasında tercih yapmak zorunda bırakması.

Yatırımların finansmanı ile ilgili tekrar düşünmezsek bir çok makro proje Dolar ile finanse edildiğinden yüksek geçiş ücreti ya da ilave vergi olarak(bakanın tam da dediği bu) dönüp dolaşıp bizi bulacak.

güneydoğu da yüzde 85 kaçak kullanılan elektrik bedelini bizim ödememiz kadar saçma.

rahat olun köprünün .. koydular