güzel bir seanstır. bulaşık yıkamanın aynı zamanda bir terapi olduğunu kabul edersek, bir yandan da bir şeyleri düşünmek/sorgulamak keyiflidir. suyun akması da, bir başlangıç metaforudur. sinematik bir ana dönüştürülebilir, rahatlıkla. kısa filmlerde filan sık görülür bu nedenle.
bulaşık yıkarken hayatı sorgulamak
ellerinde köpüklü bulaşık eldiveni, üstünde mutfak önlüğü ile sokaklarda koşup \"evreka, evreka, evreka!\" diye bağıran birini görürseniz bilin ki bu kişi o kişidir ve az önce sorguladığı hayata bi cevap bulmuştur: tabii laaan! daha önce niye aklıma gelmemişti ki?!
benim yaptığım olaydır.Bilmem tuvalette olduğundan daha fazla aklımın çalıştığına inanıyorum bulaşık yıkarken
Genelde yaptığımdır. Birazdan tekrar yapıcam ama belli pozisyonda durmaktan belin ağrıdığı için hayatı sorgulamayı bırakıp bel ağrısına odaklanıyorsun.
mekanik olarak yaptığın her işte beynin boş boş oturmaktan sıkıldığı için istemsizce derin konulara dalar. bu da o anlardan biridir. diğerleri için (bkz: tuvalette ) (bkz: uzanırken) (bkz: elektrikler kesildiğinde)...
bu sorgulama bulaşığın büyüklüğüne göre değişir. Eğer dağ gibi bir bulaşık varsa ve bu size kitlenmişse hayatı değil de bulaşığı size kitleyenleri farklı bir şekilde sorgularsınız.
(bkz: iyice köpürt)
(bkz: iyice köpürt)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?