dil bilincine sahip olmak
bir dilin bir insan olduğu bilincine varmaktır. Dilin ne kadar kıymetli ne kadar büyük bir çabalar sonucu oluşturulduğunu düşünmemiz gerekir. Yok olan bir dil ölen bir sürü insan demek.
Dil, saussure'e göre, (gbkz:)bildirişimi sağlayan göstergeler dizgesidir.
Başka bir deyişle iki varlık arasında iletişimi, anlaşmayı sağlayan her şeydir.
Bilinçli olmak, soylediklerinden, yaptıklarından haberdar olma durumu olarak düşünülürse dil bilinci de dili, amacına ve kurallarına göre kullanmak şeklinde özetlenebilir.
Dil bilinci, iletişimin sadece sağlıklı kurulması değil aynı zamanda dil-kültür ilişkisinin sağlıklı temellere oturtulması ve dilin inceliklerinin, zenginliklerinin sonraki nesillere aktarılması için de gereklidir.
Ziya gökalp, (bkz: türkleşmek islamlaşmak muasırlaşmak) adlı eserinin türkleşmek kisminda 'millet' kavramını anlatırken bunu aynı zamanda 'dil' olgusuna paralel olarak ele almıştır. Yani milleti bir arada tutan üç bacaktan biri olarak görmüştür (dil-tarih-kültür).
Günümüzde 'dil-tarih-millet' kavramlarının içi boşaltıldığına ve buna devam edildiğine göre ziya gökalp'in 'türkleşmek'ten anladığı ve bize anlattığı unsurlardan ne kadar uzakta olduğumuzu söyleyebiliriz ne yazık ki!
Mesela milliyetçilik, günümüzde 'atatürk milliyetçiliği' olarak değil 'kafataşçılık' olarak algılanmakta ve 'milliyetçiyim' diyen herkes, okumayan, doğru dürüst konuşamayan, takım elbiseli, uçları uzun bıyıklı ve grup halinde gezen olarak tasvir edilmekte.
Oysa türkleşmek, diline, tarihine ve kültürüne sahip çıkmak ve bunları layıkıyla bilmekle olur.
Dil bilincine sahip olmak yabancı sözcükleri atmak demek de değildir. İki yüz milyonu aşkın insanın konuştuğu türkçeye saygı göstermektir.
Dikkat edilirse \"yaa türkçe, kendimi istediğim gibi ifade etmemde yetersiz\" türünden konuşanlar, türkçe bir cümlenin söz dizimi hakkında bir tek fikre sahip değillerdir.
Hiç kimsenin dil bilgini olması beklenemez elbette ama türkçe düşünen birinin en azından düşüncelerinin tutarlı olabilmesi , kendini yeterince ve doğru ifade edebilmesi için 'türk dili'nin ne olduğunu biliyor olması gerekir.
\"ben böyle konuştuğumda da herkes beni anlıyor ama\" diyen birine , dile getirdiği düşüncelerinin sığlığından ve sağlıksızlığından bahsetmek yerinde olur.
Dili, düşüncelerimize göre şekillendiriyorsak düşüncelerin somut göstergesi olan dil, bizim düşünce dünyamız hakkında birazcık bilgi verecektir.
Kısacası dil bilincini kazanmak, insanın en anlaşılabilir iletişim aracı olarak kullandığı dile olan saygısının bir sonucudur.
Tanim: \"ben\"i doğru ve anlaşılır ifade etmektir.
Başka bir deyişle iki varlık arasında iletişimi, anlaşmayı sağlayan her şeydir.
Bilinçli olmak, soylediklerinden, yaptıklarından haberdar olma durumu olarak düşünülürse dil bilinci de dili, amacına ve kurallarına göre kullanmak şeklinde özetlenebilir.
Dil bilinci, iletişimin sadece sağlıklı kurulması değil aynı zamanda dil-kültür ilişkisinin sağlıklı temellere oturtulması ve dilin inceliklerinin, zenginliklerinin sonraki nesillere aktarılması için de gereklidir.
Ziya gökalp, (bkz: türkleşmek islamlaşmak muasırlaşmak) adlı eserinin türkleşmek kisminda 'millet' kavramını anlatırken bunu aynı zamanda 'dil' olgusuna paralel olarak ele almıştır. Yani milleti bir arada tutan üç bacaktan biri olarak görmüştür (dil-tarih-kültür).
Günümüzde 'dil-tarih-millet' kavramlarının içi boşaltıldığına ve buna devam edildiğine göre ziya gökalp'in 'türkleşmek'ten anladığı ve bize anlattığı unsurlardan ne kadar uzakta olduğumuzu söyleyebiliriz ne yazık ki!
Mesela milliyetçilik, günümüzde 'atatürk milliyetçiliği' olarak değil 'kafataşçılık' olarak algılanmakta ve 'milliyetçiyim' diyen herkes, okumayan, doğru dürüst konuşamayan, takım elbiseli, uçları uzun bıyıklı ve grup halinde gezen olarak tasvir edilmekte.
Oysa türkleşmek, diline, tarihine ve kültürüne sahip çıkmak ve bunları layıkıyla bilmekle olur.
Dil bilincine sahip olmak yabancı sözcükleri atmak demek de değildir. İki yüz milyonu aşkın insanın konuştuğu türkçeye saygı göstermektir.
Dikkat edilirse \"yaa türkçe, kendimi istediğim gibi ifade etmemde yetersiz\" türünden konuşanlar, türkçe bir cümlenin söz dizimi hakkında bir tek fikre sahip değillerdir.
Hiç kimsenin dil bilgini olması beklenemez elbette ama türkçe düşünen birinin en azından düşüncelerinin tutarlı olabilmesi , kendini yeterince ve doğru ifade edebilmesi için 'türk dili'nin ne olduğunu biliyor olması gerekir.
\"ben böyle konuştuğumda da herkes beni anlıyor ama\" diyen birine , dile getirdiği düşüncelerinin sığlığından ve sağlıksızlığından bahsetmek yerinde olur.
Dili, düşüncelerimize göre şekillendiriyorsak düşüncelerin somut göstergesi olan dil, bizim düşünce dünyamız hakkında birazcık bilgi verecektir.
Kısacası dil bilincini kazanmak, insanın en anlaşılabilir iletişim aracı olarak kullandığı dile olan saygısının bir sonucudur.
Tanim: \"ben\"i doğru ve anlaşılır ifade etmektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?