aşağıdaki yazı abd gezisinin ekonomi ayağı üzerine yazılmış .. keyifli okumalar ..
01 Nisan 2016, Cuma Trilyon dolarlık masa
ŞEREF OĞUZ
---
'' Trilyon dolarlık masa ''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, piyasa değeri 1 trilyon doları bulan, 1.3 milyon kişiye istihdam sağlayan dünyanın en büyük 13 şirketiyle yuvarlak masa toplantısında bir araya geldi. CEO’lar Türkiye’ye “yatırım” mesajı verdi
Bundan tam 67 yıl önce NATO ittifakının kurulduğu Washington'daki tarihi salon; Andrew Mellon Auditorium. Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı'nın dünyanın önde gelen şirketlerinin Başkan ve CEO'larını davet ettiği \"Yuvarlak Masa\" buluşması var... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Yatırım ve Destek Ajansı Başkanı Arda Ermut, Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı'nın yer aldığı bir kadroyla, söz konusu CEO'ları dinlemeye, soruları yanıtlamaya hazır.
---
KİMLER KATILDI?
Moderatörlüğü, The Coca-Cola Company Başkan ve CEO'su Muhtar Kent'in yaptığı masada kimler yok ki... Marillyn A. Hewson (Başkan & CEO, Lockheed Martin), Andrew N. Liveris (Başkan & CEO, Dow Chemical), Raymond L. Conner (Başkan & CEO, Boeing Commercial Airplanes), Michael O'Neill (Başkan, Citibank), David M. Cote (Başkan & CEO, Honeywell), Patrice Zagame (Başkan, Baxalta Intercontinental), Michael F. Mahoney (Başkan & CEO, Boston Scientific), Dennis M. Nally (Başkan, PWC), Bob Leduc (Başkan, Pratt & Whitney), Eduardo C. Leite (Başkan, Baker & McKenzie), John Rice (CEO, GE Global Growth & Operations), Danny Roderick (Başkan & CEO, Westinghouse Electric Company), Thomas Kennedy (Başkan & CEO, Raytheon).
---
3. NÜKLEERE TALİBİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, \"Türkiye, yatırımcıların aradığı özelliklere fazlasıyla sahip, güçlü ve istikrarlı bir ülkedir. Sizleri Türkiye'de daha fazla yatırım yapmaya davet ediyorum\" diyerek Muhtar Kent'e döndü. Coca- Cola Company, Brezilyalı Cutrale ve Anadolu Etap'ın Türkiye'ye 10 milyon meyve ağacı dikmeye dönük projesini hatırlattı: \"Türkiye'de tarıma ve meyve konsantresi üretimine dönük yatırımlarınızı yakından takip ediyor, destekliyorum.\" En güçlü yeni yatırım mesajı Westinghouse Electric Company Başkan & CEO'su Danny Roderick'ten geldi: \"Çinli ortağımızla 3'üncü nükleer santrale talibiz. Projeyi bize verirseniz, Türkiye'ye 20 milyar dolar yatırmaya hazırız.\"
---
ELEKTRİĞİMİZ REKABETÇİ
Eczacıbaşı Grubu'yla anlaşarak Türkiye'ye adım atan Baxalta Intercontinental Başkanı Patrice Zagame de \"Türkiye'de biyoteknoloji konusunda büyümeyi planlıyoruz\" dedi. Dow Chemical Başkan ve CEO'su Andrew N. Liveris, Yalova'da Akkök Grubu'yla birlikte Aksa tesislerinde karbon elyafı ürettiklerine işaret etti: \"Elektrik fiyatları maliyetlerimizi olumsuz etkiliyor, çözüm bekliyoruz.\" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, düşen petrol fiyatları ve döviz kurlarındaki gelişmelere dikkat çekip, \"Sanayi için elektrik fiyatlarımız şu anda eskisine göre dünyada daha rekabetçi noktada...\" mesajı verdi.
---
% 4 BÜYÜMENİN WASHİNGTON YANKISI
\"Yuvarlak Masa\"da notlar alındı, dünya devi şirketlerin Başkan- CEO'larına sorunlarının çözülmesi yönünde çalışılacağı anlatıldı... Başkan-CEO'lar, Türkiye'nin kendilerini Cumhurbaşkanı düzeyinde dinlemesinden memnun şekilde Andrew Mellon Auditorium'dan ayrıldı... Henüz Türkiye'nin büyüme rakamı açıklanmadan sona eren toplantıda, katılımcıların Çin ve Hindistan'dan sonraki dünyanın en yüksek büyüme oranından fazlasıyla haberdar oldukları anlaşılıyordu.
---
YATIRIM YAPIP PİŞMAN OLAN YOKTUR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gala yemeğinde şu mesajları verdi: \"Amerikalı yatırımcıların Türkiye'ye bakışlarında biraz ürkek davrandıklarını gördüm. Bugüne kadar ülkemize yatırım yapıp da pişman olan, hukuka aykırı uygulamalara maruz kalan, kazandığı parayı istediği gibi tasarruf etmekte zorlanan hiçbir işadamı yoktur veyahut parası Türkiye'de kalan yoktur.\"Bölgedeki sıkıntılar ve terörün Türkiye'nin yürüyüşünü bozamayacağını söyleyen Erdoğan, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasına da değindi: \"Ülkemizin bu anlaşmanın dışında bırakılmasını istemiyoruz.\" Erdoğan, Türkiye'de yatırım olan şirketlerden ülkemizin TTIP dışında kalmaması destek istedi. Olumlu yanıt aldı.
erdoğan'ın abd gezisi üzerine notlar
ali karahasanoğlu adlı yalayıcının,
''bu kadar yanardönerdirler.. bu kadar alçaktırlar.. bu kadar ahlaksızdırlar..'' şeklinde bitirdiği yazının, bitiş cümlelerinin aslında hangi kesimin üzerine daha iyi yakıştığını, ülkedeki çoğu insan iyi biliyor.
yanardönerlik, alçaklık ve ahlaksızlık dallarında master derecesi yapacak kadar gelişmiş organizmaların kimler olduğunu şuraya beş on link koyarak tekrar göstermeme gerek yok sanırım.
yalama medyanın bu günlerde oluşturmaya çalıştığı algı da şu: kimi türklerin abd'deki iddianamede isimlerinin geçeceği şüpheleri gittikçe artmaya başlayınca, isimlerinin geçmesinden şüphelendikleri insanları, 'bakın gördünüz mü, abd'nin çıkarlarına aykırı hareket ediyorlarsa, demek ki bunlar türkiye'nin hayrına hareket ediyorlar demektir.' şeklindeki yeni kostümlerine sokmaya çalışmak.
oysa zerrab denen yankesici, rüşvetçi, dolandırıcı ve ne idüğü belirsiz tipin abd'de içeri atılmasına sevinenlerin çoğunun, sevinme nedenleri farklı. onlar, türkiye mahkemelerinde güya aklanan ama vicdanlarda aklanmayan kişinin, abd'de bülbül gibi ötmesinin ardından, buradaki bağlantılarının gerçek yüzlerinin ortaya çıkacak olmasına, ortak kurulan rüşvet çarkının ortalığa serilecek olmasına, hırsızlıkların resmiyet kazanacak olmasına seviniyorlar.
ha, bütün bunlar türkiye'de çok şey değiştirir mi? açık söylemek gerekirse değiştireceğini sanmıyorum. zira, gerçekliği hususunda en ufak bir tartışma götürmeyecek onca olay bile, sadece sihirli 'montaj' kelimesiyle bitirildi. peçete üzerine yazılmış olan, 'saat için 240 bin dolar ödeme yapılmıştır.' yazısı bile ikna edici bulundu.
ama bugünün yarını da var elbet. adaletin keskin kılıcının hırsızların, haydutların üzerinde sallanacağı günler de gelecek. işte o zaman, reza'nın abd'deki savcıya öttükleri, türk mahkemelerinde de kullanılacak.
''bu kadar yanardönerdirler.. bu kadar alçaktırlar.. bu kadar ahlaksızdırlar..'' şeklinde bitirdiği yazının, bitiş cümlelerinin aslında hangi kesimin üzerine daha iyi yakıştığını, ülkedeki çoğu insan iyi biliyor.
yanardönerlik, alçaklık ve ahlaksızlık dallarında master derecesi yapacak kadar gelişmiş organizmaların kimler olduğunu şuraya beş on link koyarak tekrar göstermeme gerek yok sanırım.
yalama medyanın bu günlerde oluşturmaya çalıştığı algı da şu: kimi türklerin abd'deki iddianamede isimlerinin geçeceği şüpheleri gittikçe artmaya başlayınca, isimlerinin geçmesinden şüphelendikleri insanları, 'bakın gördünüz mü, abd'nin çıkarlarına aykırı hareket ediyorlarsa, demek ki bunlar türkiye'nin hayrına hareket ediyorlar demektir.' şeklindeki yeni kostümlerine sokmaya çalışmak.
oysa zerrab denen yankesici, rüşvetçi, dolandırıcı ve ne idüğü belirsiz tipin abd'de içeri atılmasına sevinenlerin çoğunun, sevinme nedenleri farklı. onlar, türkiye mahkemelerinde güya aklanan ama vicdanlarda aklanmayan kişinin, abd'de bülbül gibi ötmesinin ardından, buradaki bağlantılarının gerçek yüzlerinin ortaya çıkacak olmasına, ortak kurulan rüşvet çarkının ortalığa serilecek olmasına, hırsızlıkların resmiyet kazanacak olmasına seviniyorlar.
ha, bütün bunlar türkiye'de çok şey değiştirir mi? açık söylemek gerekirse değiştireceğini sanmıyorum. zira, gerçekliği hususunda en ufak bir tartışma götürmeyecek onca olay bile, sadece sihirli 'montaj' kelimesiyle bitirildi. peçete üzerine yazılmış olan, 'saat için 240 bin dolar ödeme yapılmıştır.' yazısı bile ikna edici bulundu.
ama bugünün yarını da var elbet. adaletin keskin kılıcının hırsızların, haydutların üzerinde sallanacağı günler de gelecek. işte o zaman, reza'nın abd'deki savcıya öttükleri, türk mahkemelerinde de kullanılacak.
Merak buyurmayınız kimse yazıda bahsedilen şekilde düşünmeyecek.
http://www.sozcu.com.tr/mobil/home/detay?post_id=1164254&slug=gundem
http://www.sozcu.com.tr/mobil/home/detay?post_id=1164254&slug=gundem
Okuduktan sonra işlerine gelmeyen yazılar için
(gbkz:Uzun yazıları kimse okumayi yeaa) diyenlerin seslerini Çıkaracağı başlık
--- (gbkz: spoiler) ---
(bkz: Okuduk da işimize gelmedi)
(bkz: Tahammül edememek)
--- (gbkz: spoiler) ---
(gbkz:Uzun yazıları kimse okumayi yeaa) diyenlerin seslerini Çıkaracağı başlık
--- (gbkz: spoiler) ---
(bkz: Okuduk da işimize gelmedi)
(bkz: Tahammül edememek)
--- (gbkz: spoiler) ---
ilk yazı; süreci bir nevi özetleyen bir yazı ..
“Go Home”cular, ABD yalakası kesilmiş! '' başlığı ile çıkmış ve yeni akit'ten ali karahasanoğlu yazmış .. erdoğan'ın abd gezisi sürecinde yapılan göz bağcılıkları ve algı operasyonlarını özetliyor ..
---
“Reza tutuklandı.. Şimdi bülbül gibi ötecek” dediler.
Devam ettiler:
“Reza ötünce de.. İş, Türk yetkililere kadar gelecek.”
Akılları sıra..
Korkutacaklar..
Çiğ yememişiz ki, karnımız ağrısın..
İki gün sabrettik.
Üçüncü gün küçük bir ders verdik; “Reza tutuklandı ise, ABD menfaatlerini ihlal ettiği için tutuklandı. Türk yetkililer de, bu sebeple tutuklanacaklarsa, bu onlar için bir gurur vesilesidir. Savcı Bharara’dan Allah razı olsun, Reza’nın Türkiye’yi değil, ABD’yi zarara soktuğunu ispatladı” dedik..
İlk anda oluşturulmak istedikleri algının kof olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi..
Ama pes etmediler..
“Tamam, kabul.. ABD Reza’yı tutukladı diye, ABD’liler Türkiye’ye gelip de, Türk yetkilileri alıp götüremez.. Ama Türk yetkililer ABD’ye gelirlerse, tutuklanabilirler!” iddiasında bulundular..
Abooo..
Biz de korktuk ya..
Hedefte kimin olduğunu söylemeye gerek yok: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan!
Erdoğan’ın, ABD’ye planlı gezisi de var ya..
Eski Türkiye’de, TV yayınları teknik sebeplerle kesildiğinde..
Ekranlara manzara resmi konulurdu..
Ona atıfla, “Tam üstüne geldi, manzara resmi koyduk” mu dersiniz.
Yoksa her şey zaten öyle planlanmıştı mı dersiniz, bilemem..
Reza’nın tutuklanması üzerine, “Erdoğan ABD gezisini iptal edecek” söylentileri bile atıldı ortaya..
Vay vay vay.
Durum o kadar ha!
Vah vah vah..
17 Aralık’ta boyun eğmeyen Tayyip Erdoğan’a, şimdi Reza’yı tutuklayarak boyun eğdireceklerini sandılar..
Ama olmadı..
Erdoğan, ahlaksızca yapılan tüm saldırılara rağmen.. Onursuzca yapılan, tüm algı operasyonlarına rağmen.
Hiçbir taviz vermeden, planlı seyahatini yapmak üzere hazırlıklarını sürdürdü..
Kumpasçıları ise hafakanlar bastı..
“Adam korkmuyor ya.. Kasımpaşalı dediysek.. Bu kadar mı ya!” dediler.
Çaresizlik içinde kıvrandılar..
Öyle ya..
Onlarca gazetecinin, onlarca TV’nin, yüzlerce internet sitesinin..
“Erdoğan ABD’ye gidince şu olacak, bu olacak” diye haber yaptığı bir ortamda..
İnsan, bir milyonda bir ihtimal de olsa..
Bir sendeleyip, “Acaba” demez mi?
Onların kafa yapısındaki adam.
Böyle bir propaganda karşısında..
ABD’ye gitmeyi boşverin..
Evinden dışarı çıkmaz..
“Ne oluuur.. Ne olmaaaz” der....
Ama Erdoğan hiç istifini bozmadı..
İl il gezdiği gibi.. Tam da onların “Büyük sıkıntı var” diye gösterdikleri ABD’ye, meydan okuyarak gitti..
Utandılar mı?
Hayır..
Bu sefer de, hemen başka bir vitese geçip, “Obama, Erdoğan ile görüşmeyecek” propagandasını pompalamaya başladılar..
Saldırdıkları insanın, bu ülkede halkın % 52 oyu ile Cumhurbaşkanı olduğunu unutup. O Cumhurbaşkanı’na yönelik bu saldırıların, aslında Türkiye’ye saldırı olduğunu görmezden gelip, “Obama, Erdoğan ile görüşmüyor” haberleri yaptılar..
Rezilce..
Namussuzca..
Hainlikleri bununla da sınırlı kalmadı..
Bu algı operasyonunu organize ederken, Erdoğan’ın ABD gezisindeki ilk toplantısına katılanların, aslında önemsiz kişiler olduğu iddiasını ortaya attılar..
“Skandal yemek” diye başlık attılar..
“Erdoğan’la toplantıya çağrılan etkisiz isimlerin Obama ile çalıştığı izlenimi yaratıldı” diyerek (Cumhuriyet gazetesi), tam bir hainliğe soyundular..
Etkisiz isimleri geçtik.
Ben önemsemiyorum ama..
Bu operasyonlara imza atanların, önünde kırk takla atacaklarından emin olduğum..
Kerry ile.. İlaveten Biden ile görüşme gerçekleştirildi..
Dün akşam saatlerinde..
Obama ile ilgili “Erdoğan’la görüşmeyecek” şeklindeki algı operasyonları da suya düştü..
Yanlış anlamayın..
Obama’yı önemsediğimden falan değil....
Erdoğan’ın da, “Dünya beşten büyüktür” diye haykıran bir lider olarak...
Obama’yı öyle çok çok önemsediğini sanmıyorum..
Ama..
Onlar öyle gösteriyorlar ya..
Solak olduklarına bakmadan.
“Go home” diye sokaklara döküldüklerini hatırlamadan..
“Biz ABD gemilerine karşı protesto gösterisi yaparken, dindarlar gelip, bize saldırmışlardı” diye hem iftira atıp.. Hem de şimdi, bir Türk lidere karşı, ABD’lileri kutsamaya soyunuyorlar ya..
Mecburen ben de..
Gerçekleri aktarmaya çalışıyorum.
Emperyalizm karşıtı olduklarını iddia edenlerin, egemenlere nasıl kul olduklarını göstermeye çalışıyorum.
Kapitalistlere meydan okuyanların.
Sömürgecilere nasıl köle olduklarını ispatlamaya çalışıyorum.
“Obama görüşmüyor” diye nerde ise davul zurna ile sokaklara döküleceklerin arzuları, kursaklarında kaldı..
Dün akşam saatlerinde, Obama ile Erdoğan’ın yemek sonrasında görüşecekleri haberi geldi..
Bu ahlaksızlar utandılar mı?
Mümkün değil..
Suratları kaşarlanmış.
Tükürseniz, “Ohh, şükür.. Ne güzel yağmur yağıyor” diyecek kadar haysiyetsizleşmişler.
O zaman ne yapacaklar?
Her zaman yaptıkları kalleşliği..
Diyarbakır’da, polis aracı geçerken patlattıkları bomba ile..
7 polisimizi şehit ettikleri gibi..
Ardı ardına hayata geçirdikleri algı operasyonları netice vermeyince.. Tekrar döndüler, “terör”den medet ummaya..
•
Şimdiden hatırlatayım..
Bu utanmazlar..
Bugün yazdıklarını unutup..
Reza kefaletle falan serbest kalırsa..
“Erdoğan ABD’ye gittiğinde, Reza’nın çıkması için girişimde bulundu” diyeceklerdir..
Bu kadar yanardönerdirler..
Bu kadar alçaktırlar..
Bu kadar ahlaksızdırlar..
“Go Home”cular, ABD yalakası kesilmiş! '' başlığı ile çıkmış ve yeni akit'ten ali karahasanoğlu yazmış .. erdoğan'ın abd gezisi sürecinde yapılan göz bağcılıkları ve algı operasyonlarını özetliyor ..
---
“Reza tutuklandı.. Şimdi bülbül gibi ötecek” dediler.
Devam ettiler:
“Reza ötünce de.. İş, Türk yetkililere kadar gelecek.”
Akılları sıra..
Korkutacaklar..
Çiğ yememişiz ki, karnımız ağrısın..
İki gün sabrettik.
Üçüncü gün küçük bir ders verdik; “Reza tutuklandı ise, ABD menfaatlerini ihlal ettiği için tutuklandı. Türk yetkililer de, bu sebeple tutuklanacaklarsa, bu onlar için bir gurur vesilesidir. Savcı Bharara’dan Allah razı olsun, Reza’nın Türkiye’yi değil, ABD’yi zarara soktuğunu ispatladı” dedik..
İlk anda oluşturulmak istedikleri algının kof olduğunun ortaya çıkması uzun sürmedi..
Ama pes etmediler..
“Tamam, kabul.. ABD Reza’yı tutukladı diye, ABD’liler Türkiye’ye gelip de, Türk yetkilileri alıp götüremez.. Ama Türk yetkililer ABD’ye gelirlerse, tutuklanabilirler!” iddiasında bulundular..
Abooo..
Biz de korktuk ya..
Hedefte kimin olduğunu söylemeye gerek yok: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan!
Erdoğan’ın, ABD’ye planlı gezisi de var ya..
Eski Türkiye’de, TV yayınları teknik sebeplerle kesildiğinde..
Ekranlara manzara resmi konulurdu..
Ona atıfla, “Tam üstüne geldi, manzara resmi koyduk” mu dersiniz.
Yoksa her şey zaten öyle planlanmıştı mı dersiniz, bilemem..
Reza’nın tutuklanması üzerine, “Erdoğan ABD gezisini iptal edecek” söylentileri bile atıldı ortaya..
Vay vay vay.
Durum o kadar ha!
Vah vah vah..
17 Aralık’ta boyun eğmeyen Tayyip Erdoğan’a, şimdi Reza’yı tutuklayarak boyun eğdireceklerini sandılar..
Ama olmadı..
Erdoğan, ahlaksızca yapılan tüm saldırılara rağmen.. Onursuzca yapılan, tüm algı operasyonlarına rağmen.
Hiçbir taviz vermeden, planlı seyahatini yapmak üzere hazırlıklarını sürdürdü..
Kumpasçıları ise hafakanlar bastı..
“Adam korkmuyor ya.. Kasımpaşalı dediysek.. Bu kadar mı ya!” dediler.
Çaresizlik içinde kıvrandılar..
Öyle ya..
Onlarca gazetecinin, onlarca TV’nin, yüzlerce internet sitesinin..
“Erdoğan ABD’ye gidince şu olacak, bu olacak” diye haber yaptığı bir ortamda..
İnsan, bir milyonda bir ihtimal de olsa..
Bir sendeleyip, “Acaba” demez mi?
Onların kafa yapısındaki adam.
Böyle bir propaganda karşısında..
ABD’ye gitmeyi boşverin..
Evinden dışarı çıkmaz..
“Ne oluuur.. Ne olmaaaz” der....
Ama Erdoğan hiç istifini bozmadı..
İl il gezdiği gibi.. Tam da onların “Büyük sıkıntı var” diye gösterdikleri ABD’ye, meydan okuyarak gitti..
Utandılar mı?
Hayır..
Bu sefer de, hemen başka bir vitese geçip, “Obama, Erdoğan ile görüşmeyecek” propagandasını pompalamaya başladılar..
Saldırdıkları insanın, bu ülkede halkın % 52 oyu ile Cumhurbaşkanı olduğunu unutup. O Cumhurbaşkanı’na yönelik bu saldırıların, aslında Türkiye’ye saldırı olduğunu görmezden gelip, “Obama, Erdoğan ile görüşmüyor” haberleri yaptılar..
Rezilce..
Namussuzca..
Hainlikleri bununla da sınırlı kalmadı..
Bu algı operasyonunu organize ederken, Erdoğan’ın ABD gezisindeki ilk toplantısına katılanların, aslında önemsiz kişiler olduğu iddiasını ortaya attılar..
“Skandal yemek” diye başlık attılar..
“Erdoğan’la toplantıya çağrılan etkisiz isimlerin Obama ile çalıştığı izlenimi yaratıldı” diyerek (Cumhuriyet gazetesi), tam bir hainliğe soyundular..
Etkisiz isimleri geçtik.
Ben önemsemiyorum ama..
Bu operasyonlara imza atanların, önünde kırk takla atacaklarından emin olduğum..
Kerry ile.. İlaveten Biden ile görüşme gerçekleştirildi..
Dün akşam saatlerinde..
Obama ile ilgili “Erdoğan’la görüşmeyecek” şeklindeki algı operasyonları da suya düştü..
Yanlış anlamayın..
Obama’yı önemsediğimden falan değil....
Erdoğan’ın da, “Dünya beşten büyüktür” diye haykıran bir lider olarak...
Obama’yı öyle çok çok önemsediğini sanmıyorum..
Ama..
Onlar öyle gösteriyorlar ya..
Solak olduklarına bakmadan.
“Go home” diye sokaklara döküldüklerini hatırlamadan..
“Biz ABD gemilerine karşı protesto gösterisi yaparken, dindarlar gelip, bize saldırmışlardı” diye hem iftira atıp.. Hem de şimdi, bir Türk lidere karşı, ABD’lileri kutsamaya soyunuyorlar ya..
Mecburen ben de..
Gerçekleri aktarmaya çalışıyorum.
Emperyalizm karşıtı olduklarını iddia edenlerin, egemenlere nasıl kul olduklarını göstermeye çalışıyorum.
Kapitalistlere meydan okuyanların.
Sömürgecilere nasıl köle olduklarını ispatlamaya çalışıyorum.
“Obama görüşmüyor” diye nerde ise davul zurna ile sokaklara döküleceklerin arzuları, kursaklarında kaldı..
Dün akşam saatlerinde, Obama ile Erdoğan’ın yemek sonrasında görüşecekleri haberi geldi..
Bu ahlaksızlar utandılar mı?
Mümkün değil..
Suratları kaşarlanmış.
Tükürseniz, “Ohh, şükür.. Ne güzel yağmur yağıyor” diyecek kadar haysiyetsizleşmişler.
O zaman ne yapacaklar?
Her zaman yaptıkları kalleşliği..
Diyarbakır’da, polis aracı geçerken patlattıkları bomba ile..
7 polisimizi şehit ettikleri gibi..
Ardı ardına hayata geçirdikleri algı operasyonları netice vermeyince.. Tekrar döndüler, “terör”den medet ummaya..
•
Şimdiden hatırlatayım..
Bu utanmazlar..
Bugün yazdıklarını unutup..
Reza kefaletle falan serbest kalırsa..
“Erdoğan ABD’ye gittiğinde, Reza’nın çıkması için girişimde bulundu” diyeceklerdir..
Bu kadar yanardönerdirler..
Bu kadar alçaktırlar..
Bu kadar ahlaksızdırlar..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?