farkhunda malikzada

27 yaşında afgan bir kadın..
ilahiyat öğrencisiydi. 19 mart 2015 tarihinde din öğretmenliği yaptığı kabil'de bir caminin önünde bir şeyler satan zainuddin isimli bir mollayla tartıştı. mollanın namaz çıkışı halkı bu kadın kuran yaktı! diyerek galeyana getirmesi sonucu kendisini savunmaya çalışmasına ''ben müslümanın bir müslüman kuran yakar mı'' demesine rağmen öfkeli kalabalık tarafından dövülerek öldürülmüş. cansız bedeni 300 metre sürüklenip üzerinden araba geçmiş, sonra yakılarak bir dereye atılmıştır.

yazık bize .. bunu yapanlara da insan deniyor

ibret alınması gereken bir olay. önce kendi başına birey olamadıktan sonra bir araya geldiğinde de tam anlamıyla toplum olamıyor. \"yığın\" oluyor sadece. yani, anlık tepkiler ile yönetilen, ilerisinin düşünülmediği bir karanlık.

şu da var, bu insanlar bu tarz zorluklara rağmen, büyük bir bağlılıkla dinine ve kişisel sorumluluklarına daha çok sahip çıkıyorlar, dış unsurlar ayrı bir mesele. suriye'de yakın zamanda, bir aile bahçesindeki otları toplayıp kaynatıp çocuklarına yediriyor ve ailecek bu şekilde besleniyorlardı. işin güzel kısmı, ders alınması gereken kısmı, o evin babası, o kadar samimi bir şükür ediyordu ki, kendini sorguluyorsun direkt. başka bir şeye yer kalmıyor uzun süre zaten.

düşünmeden hareket eden beyinsizler sürüsünün saldırılarına hedef olmuş bir kadın. \"yığın\" demiş gardaşım, çok da güzel demiş. yığın düşünmez maruz kalır. işte molla(!)nın dediklerini düşünmeden harekete geçenler düşünmemişler, bu yalana maruz kalmışlardır.
bir toplumdan söz etmemiz için varlık olması gerekir. böyle varlıkları da kabul edemeyeceğimden bunlara toplum diyemeyeceğim.