nilüfer

güler yüzlü komşu teyze.

suda yaşayan ve suda ölen bir su bitkisi. ne güzel demiş reyahi:
Hemân ağlayı geldim âleme ağlayı gittim ben
San ol nilüferim kim suda bitdim suda yitdim ben

çiçeği suyun üzerinde kalıp çok hoş bir görüntü sergileyen su bitkisi.

bursa İstanbul arasında gidip gelen ve içine binelerden para kazanan bir otobüs firması.

'zamanın eli değdi bize
çoktan değişti her şey
aynı değiliz ikimiz de.'

sadece armutları olgunlaştırmadığını, geçtikçe anladığımız olgu. herkes için acıdır. yaşlanırız. büyürüz. yoğrulur, yoruluruz. hiç durmaz, geçer. geçer, geçer. daha öncekiler gibi.. değişir, değiştirir. bir kendi aynı kalır. o da çok yalnızdır.

'zaaflarına bir gece,
hatalarına bir nilüfer.
sevgisizliğine bir kalp verdim.'

'ona hakikaten dargın değildim, asla kızmıyordum. sadece müteessirdim. bunun böyle olmaması lazımdı diyordum içimden. demek ki beni bir türlü sevemiyordu. hakkı vardı. beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.' alıntı içinde alıntı yaptım lan.. ama nasıl da yakıştı. her sevemeyene kalp vermekten, yüreksiz kaldık.

'yokluğuna emanet etsen de benden kalanları
her şeyimi al, bana beni geri ver
bir şansım olsun
başka yer, başka zaman
sensiz ömrüm olsun'

diyecek bir şey kalmadı. müslüm baba hepsini tek tek anlatmış. bir ayrılık bu kadar mı acı olabilir? bir şarkı böyle mi acı verir? -devamında konuşamıyorum'u armağan ediyorum hepimize.-