şalcı bacı

elfirâşetüzzerka
1926 yılında, erzurum'da şapka kanununa muhalif olduğu gerekçesiyle idam edilen kadın.
kadınlar günün kutlu(!) olsun şalcı bacı.
--- (gbkz: spoiler) ---

YIL 1926. Yer Erzurum. Şehirde gizli bir heyecan var. Bir kadın asılacak. Osmanlılar zamanında kadınlar idam edilmezmiş. Bir meydana bir sehpa kurulmuş. Jandarmalar kadını götürüyorlar. Kadın çarşaflı. O tarihte Anadolu’da bütün Müslüman kadınlar çarşaflıydı. Kadının suçu ne? Yeni çıkartılan Şapka Kanunu’nu tenkit etmiş.
Kadın bohçacılık yapan ve “Şalcı Bacı” adıyla tanınan bir vatandaş. İdam edilmeye götürülürken Erzurum ağzıyla “Kadın şapka giye ki asıla” diye söyleniyor. Kadın söyleniyor, kadın sürükleniyor, kadın asılacak.
Jandarmalar ite kaka kadını sehpanın yanına götürüyor. Kara yüzlü cellat orada. Kadının boynuna yağlı ilmeği geçiriyor, ayaklarının altındaki sandalyayı çekiyor. Kadının vücudu titriyor, sallanıyor. Şalcı Bacının gırtlağından ölüm hırıltıları çıkıyor. Acaba o son dakika ve saniyelerinde Kelime-i Şehadet getirebildi mi? İnşaallah getirmiştir. Cellat kadının bacaklarından hızla çekiyor, boyun kemiğini kırıyor. Kadın ölüyor. Cesedi sehpada sabah rüzgarı ile sallanıyor. Titrek bir ezan sesi duyuluyor.
Bu kadının idam hükmünü Çetin Altan’ın dedesi Tatar Hasan Paşa vermiştir. Altan bu konuda şu satırları yazmıştır:
“Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi. İsmet Paşa topçu okulunda öğrenci iken, Hasan Paşa okul müdürüydü. Sonrası ünlü komutanlar olan o dönemin öğrencileri, anlatıp dururlar Hasan Paşa’nın sertliğini. Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde. Kadın sehpaya çıkmadan önce “Ben bir hatun kişiyim. Şapka ile ne derdim ola ki” demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamışım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları. Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde.”
Gazeteci Nimet Arzık, bu olayı duyduğunda bir hikâye yazmış (gerçek hikâye) ve başlığını “Şalcı Bacı Asılmaya Gidiyordu” koymuştur.
Şalcı Bacı’nın asıldığı gün bütün Erzurum ağlamıştı. O dehşet günlerinde açıktan, herkesin önünde hıçkıra hıçkıra ağlamak suçtu. Rejime ve inkılaplara karşı gelmek demekti. Erzurumlular kıyıya kenara çekilmişler ve sessiz sedasız ağlamışlardı. Şalcı Bacı şehid olmuştu. Şalcı Bacı’yı şehid etmişlerdi.
Şapka yüzünden asılan, şehid edilen Müslüman sadece o mazlum kadın değildi. Ülkenin nice yerinde idamlar sergilenmişti. Ulemâdan İskilipli Âtıf Efendi, Babaeski müftüsü ve daha binlerce kişi.
Şalcı Bacı Şapka Kanunu’na muhalefetten asılmıştı. O zavallı bir bohçacı kadındı. Sırtında bohçası, bohçasının içinde kumaşlar, havlular, başörtüleri; evden eve dolaşır, bir iki parça mal satarak ekmek parası çıkartırdı. Kocası var mıydı, çocukları var mıydı? Bilmiyorum. Mutlaka kendisini sevenler, ona acıyanlar vardı. Çok ağladılar ama gözyaşları ölüleri diriltmiyordu.
Şalcı Bacı’yı astılar, sehpada sallanan cesedini bir iki gün, halkı korkutmak, dehşete düşürmek için teşhir ettiler, sonra kaldırıp bir çukura gömdüler.Acaba cenazesi yıkandı, kefenlendi mi, namazı kılındı mı, kendisine rahmet okundu mu?
Şapka Kanunu’na muhalefet eden bir âsiye rahmet dilemek de o devirde büyük suçtu.
Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete (19 ARALIK 2008)
alıntı


--- (gbkz: spoiler) ---
GALADRİEL
Tarih kitaplarinda yazmayan elim gerçekleri 2008 yilinda biri istedigince yazmis, inanici kitlesi hazir nasilsa. Bunlarin bir de kahramani var ayni magduriyetten asildigini iddia ederler lakin milli mücadele karşıtı eylemlerinden hiç bahsetmezler. Okumaya gerek yok nasılsa, resmileşti dikkat!
kultabisi
(bkz: -miş'li geçmiş zamanın hikayesi)
(bkz: tarihe giriş)
(bkz: napak inanak mı kanka)
(bkz: tarihin babası herodot çetin)
...
işin mavrasını bir kenara bırakacak olursak. yapım gereği, bana sunulanlara kayıtsız şartsız atlayarak, özellikle de işime gelen kısımları cımbızlayarak 'hah, kesin böyledir.' diyen biri değilim ancak 'böyle bir olay kesinlikle olmamıştır.' diyemiyorum.
anlatılan olayla ilgili hiçbir yerde ciddiye alınabilecek bir kaynak bulamamış olmama rağmen, bahse konu zaman diliminde buna benzer olayların yaşanmış olabileceği ihtimalini göz önünde bulunduruyorum.
ancak, şimdi hangi başlıkta yazdığımı hatırlamadığım temel bir argümanı tekrarlamakta fayda görüyorum: tarihsel olaylar, yaşandığı zamanın şartlarına göre değerlendirilir.
böyle bir kadın var mıydı, bu kadın gerçekten asıldı mı, asıldıysa boynundaki yaftada, idam ediliş sebebi olarak ne yazıyordu, yazılanlar o zamanki meri hukuka göre idam edilme gerekçesi olarak kabul ediliyor muydu vs. gibi birçok sorunun cevabını bilmeden bu olayı değerlendirmeye kalkışmak, klasik bir cahil cesareti davranışı olacaktır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches