Bu ihtiyacı ciddi ciddi hisseden var. Sarılma açlığı. Abartmayın kardeşim, çarşıda görür ooo canıımm muc muc, otobüste görür, markette görür... Cıvık bacım afedersin... Sarılmalarından da öpmelerinden de hoşlanmıyorum. Mümkünse anne baba eş çocuk ve çok yakın akraba dışında sarılmayalım. Ayrıca yurdum kadınlarına sesleniyorum. Sarılınca bir de öpüyonuz ya; işte 2 defa mı 3 defa mı öpülecek ortak karara bağlayın. Bana kalsa ben hiç öpmememkten yanayım ama var ya böyle bir adetimiz sarılıp havayı öpüyoruz, işte ben hep yanlış hamle yapıyorum bilesiniz. 2 yanaktan öpeni 3lüyorum. Bazen bitti sanıyorum bitmiyo mal gibi kalıyoz. Bu arada bu durumu sadece bağyanlar anlar erkekler kasmayınız. Evet cicişler karşılaştığımızdaki havayı öpme sayısı kaç olsun?
sarılma ihtiyacı
insanın kendini mutsuz yalnız güçsüz korkmuş hissettiğinde ihtiyaç duyduğu durum.
sevgiyi ifade etmenin sözlerden daha etkili bir yolu varsa o da sarılmaktır. ama her insana karşı sarılma isteği hissedilmez, hissedilmemeli de. hisler israf edilmeye gelmez.
(u:felsefe çalışmaktan beynim yandı mazur görünüz :D)
Her insanın, Varlığını sürdürebilmesi için günde dört kucaklaşmaya ihtiyacı varmış. ayrıca, Duygusal sağlığını koruması için gün de sekiz, Gelişmesi için ise on iki kez kucaklaşmaya ihtiyacı varmış.
hatta ve hatta hiç kucaklanmayan bebekler ölüyormuş. yani fıtri bi ihtiyaç aslında. bi annenin, ölü doğmuş bebeğine bi kaç saat sarılarak hayata dönmesine vesile olduğunu biliyoruz, ikiz bebeklerin anne karnında sarıldıklarını...
yani bi insan kendini mutsuz, yalnız, güçsüz veya korkmuş hissettiğinde küçük bir çocuğa da sarılsa eminim ona ilaç gibi gelir. çünkü çocuklar masum oldukları ve günah işlemedikleri için negatif enerji verip bizim enerjimizi sömürmezler. (u:enerji transfüzyonu :D)
o nedenle, sevmediğim, bi türlü ısınamadığım insanlara sarılmaktan hoşlanmam. mecburen sarılsam da öyle hızlıca hemencecik. çünkü kendilerinde olan negatif enerjiyi size tranfer edip pozitif enerjinizi tüketebiliyorlar. daha çok bunalmış hissediyorsunuz
ne zormuş arkadaş dolaylı yoldan anlatmak. özetle: maneviyatınızı sömürecek tiplere sıkı sarılmayın deniyor tasavvufta işte
(gbkz:Aniden gelen ağlama isteği) ile yarışır
***
(gbkz:Sarılmayı bilirmisin)? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilirmisin aşık olmayı? Bölünebilirmisin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilirmisin? Gerçekten sevebilirmisin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, yada hiç sevmezsin.
Mevlana
(u:felsefe çalışmaktan beynim yandı mazur görünüz :D)
Her insanın, Varlığını sürdürebilmesi için günde dört kucaklaşmaya ihtiyacı varmış. ayrıca, Duygusal sağlığını koruması için gün de sekiz, Gelişmesi için ise on iki kez kucaklaşmaya ihtiyacı varmış.
hatta ve hatta hiç kucaklanmayan bebekler ölüyormuş. yani fıtri bi ihtiyaç aslında. bi annenin, ölü doğmuş bebeğine bi kaç saat sarılarak hayata dönmesine vesile olduğunu biliyoruz, ikiz bebeklerin anne karnında sarıldıklarını...
yani bi insan kendini mutsuz, yalnız, güçsüz veya korkmuş hissettiğinde küçük bir çocuğa da sarılsa eminim ona ilaç gibi gelir. çünkü çocuklar masum oldukları ve günah işlemedikleri için negatif enerji verip bizim enerjimizi sömürmezler. (u:enerji transfüzyonu :D)
o nedenle, sevmediğim, bi türlü ısınamadığım insanlara sarılmaktan hoşlanmam. mecburen sarılsam da öyle hızlıca hemencecik. çünkü kendilerinde olan negatif enerjiyi size tranfer edip pozitif enerjinizi tüketebiliyorlar. daha çok bunalmış hissediyorsunuz
ne zormuş arkadaş dolaylı yoldan anlatmak. özetle: maneviyatınızı sömürecek tiplere sıkı sarılmayın deniyor tasavvufta işte
(gbkz:Aniden gelen ağlama isteği) ile yarışır
***
(gbkz:Sarılmayı bilirmisin)? Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı? Sen bilirmisin aşık olmayı? Bölünebilirmisin ikilere, üçlere, gerekirse binlere? Yapabilirmisin? Gerçekten sevebilirmisin? Sevmenin demesi olmaz. Unutma; ya çok seversin bir kere, yada hiç sevmezsin.
Mevlana
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?