Geçen gece radyoda dinlediğim bir pop şarkısı beni hüngür hüngür ağlattı. Bu nasıl oldu derseniz, kısaca anlatayım:
Geçen gece yatağımın kenarındaki radyoda frekansları dolaşırken bir şiir hoşuma gitti. Şiir bittikten sonra programcı bir anısını anlattı ve konu başlığındaki şarkıyı çaldı. Kral fm de Bedirhan Gökçe'nin programıydı. Bedirhan Gökçe'nin ağzından yazacağım. Ben araya girmeyeceğim Dedi ki:
"Yıllar önce bir hapishanedeki mahkumdan bir mektup aldım. Programımı her gece dinlediğini ve sevdiğini söyledikten sonra kendini anlatmış. Telefon olmadığı için mahkumlar genelde mektup yazar. Maddi durumunun çok zayıf oldugunu, kendisinin Edirne'deki hapishanede ailesinin Gaziantepte yaşadıgını belirtmiş. Küçük çocukları olduğunu ve çok özlediğini yazmış.
Ben bu mahkumun ailesinin telefonunu buldum. Gündüz aradım. Durumu anlattım. Gece canlı yayına bağlayacağımı söyledim. O mahkum sürekli bizi dinlediğine göre mutlaka dinleyecekti ve sürpriz olacaktı.
Gece canlı yayında çocuklar çok güzel konuştular, babalarının dinlediğini bildiklerini ve onu çok sevdiklerini, çok özlediklerini söylediler. Bağlantının sonunda 7 yaşında kız çocuğuna sordum. Baban bizi şu an dinliyor. Ona bir şarkı armağan etmek istermisin diye sordum.
Evet dedi, Seninle olmak var ya !!! dedi.
Şarkının sözlerini düşününce kendimi o kızın yerine koydum, gözyaşımı tutamadım, ağladığımı belli etmemek için epey uğraştım...."
Fazla detaya girmeden kısaca anlattım. Hikayeyi anlattıktan sonra o şarkıyı çaldı. Ağladım ve bu hikayeyi anlatayım dedim.
Bu şarkıyı dinlemek için:
--- (gbkz: spoiler) ---
Kim bilir kaç yıl daha böyle canım yanacak
Seninle olmak var ya , yeniden doğmak var ya
Kim bilir kaç yıl daha sürgün çeker bu gönül
Seninle olmak var ya , yeniden doğmak var ya
--- (gbkz: spoiler) ---