güzde kaç yaprak dökülür
kaç damla gözyaşı düşer
insan ruhu neden acı çeker
insan ruhu kaç gram çeker
şiir yaz
"zaman zaman mağlup olsam bile etime,
insan olmak dokunuyor haysiyetime."
rüzgar, sabahattin ali
insan olmak dokunuyor haysiyetime."
rüzgar, sabahattin ali
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
Bir dost tanıdım ben
Uzaktı bana sanki
Bir harf kadar uzak
Bir kelime kadar uzak
Bir düşünce kadar uzak
Her gün aynı odada yatardık
Canım dostumla
Uzak dedim değil mi?
Halt etmişim!
Bana uzak gelmişti yakınlıklar...
Harfler, kelimeler, düşünceler...
Uzak kalmaya çalışıyordum
Nedensiz dürtülerle
Ah o dürtüler!
Kahrolası dürtüler!
Bir dost tanıdım ben
Yokluğunu gönlümde
Her lahzada hissettiğim
Kelimelere sığdıramadığım
Harflerin dünyasını aşan
Bir dost tanıdım ben.
Sevgi ve özlemle andığım.
Baran'a
Uzaktı bana sanki
Bir harf kadar uzak
Bir kelime kadar uzak
Bir düşünce kadar uzak
Her gün aynı odada yatardık
Canım dostumla
Uzak dedim değil mi?
Halt etmişim!
Bana uzak gelmişti yakınlıklar...
Harfler, kelimeler, düşünceler...
Uzak kalmaya çalışıyordum
Nedensiz dürtülerle
Ah o dürtüler!
Kahrolası dürtüler!
Bir dost tanıdım ben
Yokluğunu gönlümde
Her lahzada hissettiğim
Kelimelere sığdıramadığım
Harflerin dünyasını aşan
Bir dost tanıdım ben.
Sevgi ve özlemle andığım.
Baran'a
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum. #OrhanVeli
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum. #OrhanVeli
Başımı kaldırırım bazen
Bakarım gökyüzüne
Vakitlerden yine tan.
Bakarım insanlara
Suratlar yine nadan.
Vakitlerden yine tan
Bilirim yine yalan.
Bakarım gökyüzüne
Vakitlerden yine tan.
Bakarım insanlara
Suratlar yine nadan.
Vakitlerden yine tan
Bilirim yine yalan.
5.sayfanın başındaki şiirimsi destanı görünce okuyamadım bile. !!! zaten zar zor seviyorum böyle yaparak soğutmayın aaa. ! insan onu yazmaya değil kopyalamaya bile üşenir . (^^)
Yalnızlık doldurur gecelerimi karanlık odalarda
hüznümün sessizliğini dinlerim sağır olurcasına
Dolan yalnızlığım akar geceden şafaklara
Gecem de gündüzüm de birdir benim
hüznümün sessizliğini dinlerim sağır olurcasına
Dolan yalnızlığım akar geceden şafaklara
Gecem de gündüzüm de birdir benim
bir tüneldir yaşam
sonu gözüken
neden acaba, neden
sürünerek ilerleriz tünelin sonuna
oraya ışınlanmak varken?
sonu gözüken
neden acaba, neden
sürünerek ilerleriz tünelin sonuna
oraya ışınlanmak varken?
\"İşte yalnızım, kanlı canlıyım kabrimde
tepemde iki ölü Yasin okuyorlar birbirlerine\"
tepemde iki ölü Yasin okuyorlar birbirlerine\"
\" Güzelim göz süzerek geldi de gül istedi bir gün
Gülü gül koklayacak vay... diye baktım, gülü-verdim \"
Gülü gül koklayacak vay... diye baktım, gülü-verdim \"
karanlık yağıyordu gökyüzünden
yüzüme düştü her bir tanesi..
oradan gözlerime doldular…
gözyaşım oldular sonra
karanlığın gözyaşları…
kalbime döküldüler birer birer
en acı halleriyle...
ne gariptir ki
yanan bir kalbe tuz dökmekmiş bu…
yüzüme düştü her bir tanesi..
oradan gözlerime doldular…
gözyaşım oldular sonra
karanlığın gözyaşları…
kalbime döküldüler birer birer
en acı halleriyle...
ne gariptir ki
yanan bir kalbe tuz dökmekmiş bu…
biterken kelimeler nefesten önce
elinin altındaki toza saklanan ümitler gibi
sinmiş ve silik, unutmuş ve yıkık.
bir sessiz, bir gece gibi.
ışık bile vurmayan yoluna,
sonunu görmediğine,
yine de, bir gün daha korkmadığına
şükreder insan
seni görünce...
t: şiir yazdıran başlık yapmışlar.
elinin altındaki toza saklanan ümitler gibi
sinmiş ve silik, unutmuş ve yıkık.
bir sessiz, bir gece gibi.
ışık bile vurmayan yoluna,
sonunu görmediğine,
yine de, bir gün daha korkmadığına
şükreder insan
seni görünce...
t: şiir yazdıran başlık yapmışlar.
gereği düşünüldü;
yalnızlığa hapis olan zamana, yalnızlığa hapis olan nice düşlere,
nice düş kuran yorgan altı sıcaklıklara, selam olsun hasrete..
(süveyda)
yalnızlığa hapis olan zamana, yalnızlığa hapis olan nice düşlere,
nice düş kuran yorgan altı sıcaklıklara, selam olsun hasrete..
(süveyda)
-BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRLERİ YAZABİLİRİM-
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: \"Gece yıldızlardaydı
Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler\"
Gökte gece yelinin söylediği türküler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler
Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım
Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim
Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler
Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi
Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler
Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar
Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler
Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere
Uzaklarda birinin söylediği türküler
Bakışlarım kovalar onu tellim her yerde
Bakışlar sanki onu bana getirecekler
Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur
Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler
Sesim arar rüzgârı ona ulaşmak için
Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler
Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi
Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler
Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hâlâ sever
Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer
Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım
Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler
Budur bana verdiği acıların en sonu
Sondur bu onun için yazacağım dizeler
Pablo NERUDA
Çeviri : Hilmi YAVUZ
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: \"Gece yıldızlardaydı
Ve yıldızlar, maviydi, uzaklarda üşürler\"
Gökte gece yelinin söylediği türküler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Hem sevdim, hem sevildim, ya da o böyle söyler
Bu gece gibi miydi kucağıma aldığım
Öptüm onu öptüm de üstümde sonsuz gökler
Hem sevdim, hem sevildim, ya da ben böyle derim
Sevmeden durulmayan iri, durgun bakışlı gözler
Bu gece en hüzünlü şiirleri yazabilirim
Duymak yitirdiğimi, ah daha neler neler
Geceyi duymak, onsuz daha ulu geceyi
Çimenlere düşen çiy yazdığım bu dizeler
Sevgim onu alakoymaya yetmediyse ne çıkar
Ve o benimle değil, yıldızlıdır geceler
Yürek zor katlanıyor onu yitirmelere
Uzaklarda birinin söylediği türküler
Bakışlarım kovalar onu tellim her yerde
Bakışlar sanki onu bana getirecekler
Böyle gecelerdeydi ağaçlar beyaz olur
Artık ne ben öyleyim ne de eski geceler
Sesim arar rüzgârı ona ulaşmak için
Şimdi sevmiyorum ya, eskidendi sevmeler
Şimdi kimbilir kimin benim olduğu gibi
Sesi, aydınlık teni, sonsuz uzayan gözler
Sevmiyorum doğrudur, yürek bu hâlâ sever
Sevmek kısa sürdüyse unutmak uzun sürer
Bu gece gibi miydi kollarıma almıştım
Yüreğimde bir burgu ah onu yitirmeler
Budur bana verdiği acıların en sonu
Sondur bu onun için yazacağım dizeler
Pablo NERUDA
Çeviri : Hilmi YAVUZ
kalorifer yanmıyor evde bir soğukluk
tüp de yok allahıma evde hepimiz donuk
yarına da elektrikle sular kesik
böyle garip bencileyin
tüp de yok allahıma evde hepimiz donuk
yarına da elektrikle sular kesik
böyle garip bencileyin
ya benim kahrım
ya senin ağrın
ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi
burgu burgu içime boşalttığın
o senin ağrın
o senin
attila ilhan
ya senin ağrın
ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
çaresiz zehirle kusan çılgın bir yılan gibi
burgu burgu içime boşalttığın
o senin ağrın
o senin
attila ilhan
Biz her şeye, esirgeyen ve bağışlayan, çokça esirgeyen ve çokça bağışlayan, hep esirgeyen ve hep bağışlayan Rabbin adıyla başlayan adamlarız Anna.
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir fabrikada hayatta kaldık sırf bu yüzden.
Piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde.
Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de ardarda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında.
İşte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.
İnsaf et Anna!
Gidelim buradan.
Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.
Ölelim diyecektim az kalsın. Ölmeyelim. Hiç ölmeyelim Anna.
Sarılalım diyecektim az kalsın. İçimden böyle şeyler de geçiyor işte. Sarılalım, dudakların…
Tamam sustum.
Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.
Şiir kalsın istersen, sadece otursak.
Oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut.
Ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak.
Yüzüme bak ama Anna, yüzüme bak.
Gözlerime bak, gözlerimin içine bak.
Gözlerim biraz karanlık.
İçinde cenkler, ayinler, kesik damarlar, kapıları yumruklayışlar, cipralexler, Turgutlar, Edipler, Sezailer, siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen baş ağrıları, bildirilerin öfkesi, duvarlara uzun dalmışlıklar var.
Gözlerim biraz yorgun.
İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
Bekleyişler Anna.
Köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela.
Nişanlısı askerde kızlar, kızı ölüm orucundaki baba, babası tersanede oğul, oğlu şizofren anne.
Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var.
Ama geçecek hepsi, geçecek.
Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
Gözlerimin içine bakmaktan korkma Anna.
Sen adımını attığın andan itibaren Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.
Tanrı bizimle de konuşur belki.
Tarık Tufan/ Anna
Büyücülerin, haramilerin, borsacıların, reklamcıların, korsanların, işgalcilerin, bankacıların elinden kurtulmamız da bundan.
Sanayi devriminde bile, karanlık, rutubetli, çok bağırışlı, çok nefessiz, çok sabahsız, çok aşksız, çok çiçeksiz, çok neşesiz, çok kitapsız bir fabrikada hayatta kaldık sırf bu yüzden.
Piyasaların hınçla dolu iniş çıkışlarına kalbimiz dayanıyor bir şekilde.
Kalbimiz derken, ilk gençliğimiz, sakalımız, bir kasetin iki yüzüne de ardarda kaydedip dinlediğimiz şarkımız diyorum aslında.
İşte böyle yaşıyoruz ve yaşamak da sana dair uzayıp giden bir özleme dönüşüyor.
İnsaf et Anna!
Gidelim buradan.
Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim.
Ölelim diyecektim az kalsın. Ölmeyelim. Hiç ölmeyelim Anna.
Sarılalım diyecektim az kalsın. İçimden böyle şeyler de geçiyor işte. Sarılalım, dudakların…
Tamam sustum.
Gitmek istemezsen bir şiir miktarı kadar otursak diyorum.
Şiir kalsın istersen, sadece otursak.
Oturmasan da olur benimle, sadece ellerimi tut.
Ellerimi tutma dilersen sadece yüzüme bak.
Yüzüme bak ama Anna, yüzüme bak.
Gözlerime bak, gözlerimin içine bak.
Gözlerim biraz karanlık.
İçinde cenkler, ayinler, kesik damarlar, kapıları yumruklayışlar, cipralexler, Turgutlar, Edipler, Sezailer, siyahlar, beyazlar, uykusuzluklar, bitmeyen baş ağrıları, bildirilerin öfkesi, duvarlara uzun dalmışlıklar var.
Gözlerim biraz yorgun.
İçinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
Bekleyişler Anna.
Köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela.
Nişanlısı askerde kızlar, kızı ölüm orucundaki baba, babası tersanede oğul, oğlu şizofren anne.
Hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var.
Ama geçecek hepsi, geçecek.
Şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
Gözlerimin içine bakmaktan korkma Anna.
Sen adımını attığın andan itibaren Hira dinginliğine dönüşecek ortalık.
Tanrı bizimle de konuşur belki.
Tarık Tufan/ Anna
tuna nehri akmam diyor
etrafımı yıkmam diyor
şanı büyük osman pasa
plevne'den çıkmam diyor
olur mu böyle olur mu
evlât babayı vurur mu
sizi millet hainleri
bu dünya size kalır mı
düşman tuna'yı atladı
karakolları yokladı
osman paşa'nın kolunda
beşbin top birden patladı
kılıcımı vurdum taşa
tas yarıldı baştan başa
askerinle binler yaşa.
nâmı büyük osman paşa
etrafımı yıkmam diyor
şanı büyük osman pasa
plevne'den çıkmam diyor
olur mu böyle olur mu
evlât babayı vurur mu
sizi millet hainleri
bu dünya size kalır mı
düşman tuna'yı atladı
karakolları yokladı
osman paşa'nın kolunda
beşbin top birden patladı
kılıcımı vurdum taşa
tas yarıldı baştan başa
askerinle binler yaşa.
nâmı büyük osman paşa
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?