aşağıdaki şiir yavuz sultan selim'e ait.
şiiri düz okuduğunuzda da üstten alta doğru okuduğunuzda da aynı satırı okuyorsunuz.
yavuz sultan selim
farsça hayranı güze şiir yazan olağan üstü yetenekli osmanlı padişahı.
Rûy-î zemîni tâbi-i fermânı kılmağa
Sultan Selîm Han gibi bir şîr-i ner gelür
Hâkan ki at sürünce bir iklîm-i düşmene
Pîş ü pesinde mahşer-i tîg ü teber gelür
Ey ga-sıb-ı diyâr-ı Arab bekle vaktini
Evvel cezâ-yı saltanat-ı sürh-ser gelür
Kaç fâtih-î zaman gören İran-zemin bugün
Görsün kiminle hangi cüyûş-î zafer gelür
Tekbîrlerle halka ıyân oldu tûğlar
Sahrâ-yı Üsküdâr'e revân oldu tûğlar
Yahya Kemal
Sultan Selîm Han gibi bir şîr-i ner gelür
Hâkan ki at sürünce bir iklîm-i düşmene
Pîş ü pesinde mahşer-i tîg ü teber gelür
Ey ga-sıb-ı diyâr-ı Arab bekle vaktini
Evvel cezâ-yı saltanat-ı sürh-ser gelür
Kaç fâtih-î zaman gören İran-zemin bugün
Görsün kiminle hangi cüyûş-î zafer gelür
Tekbîrlerle halka ıyân oldu tûğlar
Sahrâ-yı Üsküdâr'e revân oldu tûğlar
Yahya Kemal
Tarih Yavuz'un özel ilgi alanıydı. Ayrıca Osmanlı padişahları içerisinde çok okumaktan dolayı gözlerinin bozulduğu ve bu yüzden mercek kullandığını bildiğimiz ilk Osmanlı padişahıdır. Geceleri 3-4 saat uykuyla yetinir,diğer zamanlarını okuyup yazmakla geçirirdi.
Topkapı Sarayı'nda bulunan ve sol kulağında incili bir küpe görünen resim genellikle Yavuz'a atfedilirse de ona ait değildir. Kulağında küpe hele bu resimdeki gibi incili bir küpe taşıdığı söylenemezse de, bazı yerlerde menguş yani bakır bir halka taktığı rivayeti geçmektedir.
Yavuz'un hobisi kuyumculuktu. Dil olarak Farsça, Arapça ve Tatarcayı öğrenmişti.
İyi yay yapmayı, ok atmayı çocuk denecek yaşlarda öğrenmişti. Çok mahir bir avcıydı.
Aynı zamanda bir koleksiyonerdi. Kutsal emanetler koleksiyonu vardı ayrıca Topkapı Sarayı'ndaki çini koleksiyonununda çok önemli bir kısmı ona aittir.
'İki Şerefli Şehrin (Mekke ve Medine) Hâkimi' unvanını kabul etmemiş 'Hakim' yerine 'Hadim' yani 'Hizmetkar' denilmesini istemiştir.
Bazı kaynaklarda Mevlevi olduğu yazılır.
Topkapı Sarayı'nda bulunan ve sol kulağında incili bir küpe görünen resim genellikle Yavuz'a atfedilirse de ona ait değildir. Kulağında küpe hele bu resimdeki gibi incili bir küpe taşıdığı söylenemezse de, bazı yerlerde menguş yani bakır bir halka taktığı rivayeti geçmektedir.
Yavuz'un hobisi kuyumculuktu. Dil olarak Farsça, Arapça ve Tatarcayı öğrenmişti.
İyi yay yapmayı, ok atmayı çocuk denecek yaşlarda öğrenmişti. Çok mahir bir avcıydı.
Aynı zamanda bir koleksiyonerdi. Kutsal emanetler koleksiyonu vardı ayrıca Topkapı Sarayı'ndaki çini koleksiyonununda çok önemli bir kısmı ona aittir.
'İki Şerefli Şehrin (Mekke ve Medine) Hâkimi' unvanını kabul etmemiş 'Hakim' yerine 'Hadim' yani 'Hizmetkar' denilmesini istemiştir.
Bazı kaynaklarda Mevlevi olduğu yazılır.
Sekiz küsür yıllık saltanatının yedi küsür yılı at üstünde geçmiş büyük padişah.
geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni,
yatma tilki gölgesinde ko yesun arslan seni.
yatma tilki gölgesinde ko yesun arslan seni.
Çok büyük bir padişahtır. NEt.
Mercidabık savaşı ( 1516) kazanılmış sıra Mısır‘ın fethine gelmiştir. Osmanlı ordusu Mısır‘a doğru hareket etmiş ve karşılarına Mısır‘a ulaşmaları için doğal bir engel olan Sina çölü çıkmıştır. Osmanlı askerleri 1,5 senedir seferde bulundukları için yorgun düşmüşler ve vezirlerden bazılarıda bu çölün geçmenin imkansız olabiliceğini geçilse bile çok asker kaybı olacağını düşündükleri için pek istekli olmamamışlardı. Bunu hisseden Yavuz ordusuna hitaben bir konuşma yaptıktan sonra atı Karaduman‘ı Sina Çölüne sürmüş ver arkasından Osmalı ordusuda çöle doğru yürüyüşe geçmiştir. Çölde yürüyüş çok çetin olmuş su idareli kullanılmış teyemmüm ile abdest alınmıştı. Çölü geçiş sırasında bir ara Yavuz Sultan Selim atından inerek yürümeye başlayınca doğal olarak padişahın yürüdüğü bir sırada kimsenin altı srıtında olamayacağından bütün orduda at sırtında olanlar vezirler, beyler beyiler ve sipahiler atlarından inerek yürümeye başladılar. Son derece cevval ve heybetli Yavuz Sultan Selim derin bir huşu içerisinde önüne bakarak yürüyordu, vezirler ve askerler bu durumu merak etmişlerdi acaba sultan neden yürüyordu? Hemen vezirler padişahın nedimesi, sohbet arkadaşı ve sırdaşı olan Hasan Can‘a müracaat ederek durumu öğrenmesini istediler Hasan Can padişahın padişahın yanına yaklaşarak;
- Hayırdır inşaallah Sultanım bütün ordu merak eyler; Devletlü padişahımız, aceb niçin yaya yürürler?diye telaş ederler,dedi.
Yavuz Sultan Selim büyük bir maneviyat ve huşu içerisinde Hasan Can‘a dönerek;
-”İki cihan sultanı Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem önümüzde yaya yürürlerken biz nasıl at üzerinde olabiliriz Hasan Can?…
Bir müddet bu şekilde giden Selim Han, tekrar atına binmesiyle geri kalanlarda atlarına binerek yollarına devam ettiler.
Ve geçilmez denilen Sina Çölü 13 gün gibi kısa bir sürede geçilmiş, yaklaşık 100 yıldır yağmur yağmayan çöle ordunun geçiş sırasında yağmur yağmıştır...
- Hayırdır inşaallah Sultanım bütün ordu merak eyler; Devletlü padişahımız, aceb niçin yaya yürürler?diye telaş ederler,dedi.
Yavuz Sultan Selim büyük bir maneviyat ve huşu içerisinde Hasan Can‘a dönerek;
-”İki cihan sultanı Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem önümüzde yaya yürürlerken biz nasıl at üzerinde olabiliriz Hasan Can?…
Bir müddet bu şekilde giden Selim Han, tekrar atına binmesiyle geri kalanlarda atlarına binerek yollarına devam ettiler.
Ve geçilmez denilen Sina Çölü 13 gün gibi kısa bir sürede geçilmiş, yaklaşık 100 yıldır yağmur yağmayan çöle ordunun geçiş sırasında yağmur yağmıştır...
Katliamlarla adı özdeşleşen kişilerdendir.
Çamur değil yaptıklarından dolayı.
Tabii çift yönlü tarihten dolayı kimi için kahraman olan kimisi için başka birşeydir.
Çamur değil yaptıklarından dolayı.
Tabii çift yönlü tarihten dolayı kimi için kahraman olan kimisi için başka birşeydir.
ilk türk- islam halifesidir. Ayrıca çamur etmeden önce araştırılması gereken zattır. şöyle bir diyaloğu mevcuttur:
Yavuz Sultan Selim bir ara Mekke’ye uğrar. Cuma günüdür. Hutbeyi dinlerken hoca şöyle der:
“Mekke ve Medine hâkimi aramıza katılmıştır.”
O günkü tâbirle “Hâkimü’l-Haremeyn”, yani “Mekke ve Medine’nin hâkimi”. Yavuz buna itiraz eder:
“Ben Mekke ve Medine’nin hâkimi değil, hàdimiyim [hizmetçisiyim]. Lütfen o ifadeyi düzeltin; ‘Hàdimü’l-Haremeyn’ deyin.”
Hâlen Suud’un çevrelerinde krallara “Hàdimü’l-Haremeyn” derler.
Allah ondan razı olsun..
edit: katliam ile ilgili olarak şunları söyleyeyim: en çok bilineni aleviler hakkında olanıdır ve tek kaynak idris-i bitlisi'nin eserinde geçen 40 bin alevinin katledilmesi olayıdır. buna neredeyse bütün tarihçiler güler çünkü bu sayı şehir tarihçilerinin araştırmalarının sonucuna göre 4-5 vilayet( il) anlamına gelmektedir ve bunun tahrir defterlerine yansımamasına imkan yoktur. yani bu bilgi kesinlikle yanlıştır. eğer önemli olan sayı değil, bir insan bile değerlidir diyorsak ki öyle olmalı zaten.. o zaman bunu belgelemek gerek. safevi kaynaklarında bile yavuz'un katliam yaptığı yazmıyor iken neden olmayan şeyler üstüne iftiralar atılır bilmem. ha kesinlikle yapılmamıştır diyemem ama kesinlikle yapılmıştır da diyemem. iftira atmamak için sükut önemli olan güzel bir meziyettir. ayrıca safevi kaynakları kendilerinin sünnilere katliam yaptıklarını da açık açık yazarlar.. yani kendi yaptıkları katliamı yazanlar başkasının yaptıklarını yazmaları gerekir diye düşünüyorum.. saygılar efendim..
Yavuz Sultan Selim bir ara Mekke’ye uğrar. Cuma günüdür. Hutbeyi dinlerken hoca şöyle der:
“Mekke ve Medine hâkimi aramıza katılmıştır.”
O günkü tâbirle “Hâkimü’l-Haremeyn”, yani “Mekke ve Medine’nin hâkimi”. Yavuz buna itiraz eder:
“Ben Mekke ve Medine’nin hâkimi değil, hàdimiyim [hizmetçisiyim]. Lütfen o ifadeyi düzeltin; ‘Hàdimü’l-Haremeyn’ deyin.”
Hâlen Suud’un çevrelerinde krallara “Hàdimü’l-Haremeyn” derler.
Allah ondan razı olsun..
edit: katliam ile ilgili olarak şunları söyleyeyim: en çok bilineni aleviler hakkında olanıdır ve tek kaynak idris-i bitlisi'nin eserinde geçen 40 bin alevinin katledilmesi olayıdır. buna neredeyse bütün tarihçiler güler çünkü bu sayı şehir tarihçilerinin araştırmalarının sonucuna göre 4-5 vilayet( il) anlamına gelmektedir ve bunun tahrir defterlerine yansımamasına imkan yoktur. yani bu bilgi kesinlikle yanlıştır. eğer önemli olan sayı değil, bir insan bile değerlidir diyorsak ki öyle olmalı zaten.. o zaman bunu belgelemek gerek. safevi kaynaklarında bile yavuz'un katliam yaptığı yazmıyor iken neden olmayan şeyler üstüne iftiralar atılır bilmem. ha kesinlikle yapılmamıştır diyemem ama kesinlikle yapılmıştır da diyemem. iftira atmamak için sükut önemli olan güzel bir meziyettir. ayrıca safevi kaynakları kendilerinin sünnilere katliam yaptıklarını da açık açık yazarlar.. yani kendi yaptıkları katliamı yazanlar başkasının yaptıklarını yazmaları gerekir diye düşünüyorum.. saygılar efendim..
zamanında osmanlı devletinin toplam nüfusu 12 milyon kişiden ibaretmiş. şuan ki İstanbuldan küçük.
(bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
(bkz: öğrenildiğinde hiçbir işe yaramayan bilgiler )
(bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
(bkz: öğrenildiğinde hiçbir işe yaramayan bilgiler )
osmanlı padişahları arasında idolümdür kendimi görmek istediğim kişidir adamdır yavuzdur asidir candır.
not: üçüncü köprünün adıdır
not: üçüncü köprünün adıdır
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?