casper

bir işin yapılması için saatin çok erken olduğunu gösteren deyim.

bir olay karşısında gözünü kırpmadan gereğinden fazla cesaretli davranmak, kendine fazla güvenmek.

türk milleti olarak çoğumuzun sahip olduğu fobi; kitaplardan korkma.

yaşa başa bakmayan, şu yaşa gelmeme rağmen bende de mevcut olan iğne fobisi.

çıkılacak alışveriş için gösterilen en iyi neden.

kişinin ilgi alanı ya da bilgisi olmaksızın reklam yapmak, kültürlü görünmek adına cümleler kurması daha fenası aynen kopyala yapıştır yapmasıdır.

bir olayın hep olumsuz kısmını baz alan, olayları kötüye yoran, söyleyeceklerinin gerçekleşmesinden korkulan kimse.

ingilizlerin hindistan işgali sırasında yaşadığı büyük zorluklardan biri ,bölgede oldukça yaygın olan zehirli kobra yılanlarıydı. bölgeye alışık olmayan ingiliz askerleri sıkça yılanlar tarafından sokuluyor, zayiat veriliyordu.

çözüm olarak ingilizler, hint halkını kullanmayı amaçlayarak bir kampanya başlattılar, "zehirli kobra ölüsü" getirenlere 1 sterlin ödül verilecekti.

amaç soyu kurutmaktı. kampanya başlarda çok iyi gitmiş sokulmalar oldukça azalmıştı.

ama tek akıllı ingilizler değildi. durumu fırsata çeviren hintliler ,bahçelerinde zehirli kobralar beslemeye başladılar. kolay para kazanımı kısa süre içinde bu beslemeyi üretime çevirdi ve binlerce sterlin para dağıtılmasına sebep oldu.

kurnazlığın farkına varan ingilizler,kampanyayı durdurma kararı aldı.

kampanyanın durduğunu öğrenen işgal altındaki hintliler para kaynakları kesilince bütün zehirli kobraları doğaya salmaya başladılar. durum ilk baştakinden çok daha vahim boyuta ulaştı. ve zehirli kobra populasyonunun patlama yapmasına sebep oldu.

kötü giden bir şeyin düzelmesi için yapılan mücadele sebebiyle durumun daha da kötüleşmesine kobra etkisi denmiştir.

bir ortamın temel direği, her şeyin başı gibi görülmesine rağmen hiç bir işe yaramayan, hiç bir görevini yerine getirmeyen, kimseye yararı olmayan kimse.

ne yapılırsa yapılsın bir çözüme ulaşamama durumu, çıkmaza girmek, iki ucu pis değnek.

tükürüğün dönüp dolaşıp yüzünü bulması ile sonuçlanacak eylemdir.

anlam olarak ise; kendi gücünü aşan bir işle uğraşmak isteyen kişilerin yaptığı iş kendi zararlarına olur.

rüşvet almanın kılıfa uydurulmuş şekli.

bu mantıkta olanlar baksanız mükemmel şeyler yapıyorlar, her görevi yerine getiriyorlardır. ama işin aslı öyle değildir. laf olsun diye iş yapar, iş yapıyor gibi görünüp gösteriş yaparlar ama yemezler işte.

bir şeyi sürekli tekrarlayıp tekrarlayıp icraatte bulunmayan kişinin yaptığı eylemdir. oysa yapsa hem kendisi rahatlayacaktır hem de çevresi.

kişinin ağzından çıkanı ne pahası olursa olsun yerine getirmesi, yapacağım dediğini mutlaka yapması aynı şekilde yapmam dediğinin de yapmaması, davranışlarında tutarlı olmasıdır. keşke herkeste bu özellik olsa.

fiilen ortamda olup pozisyonunun gerekliliğini yerine getirmeyen kişiler için kullanılan söz. böyle olacaksa keşke görüntü de olmasa dedirtir.

ters bir hareket sonrası ya da kasların çeşitli nedenlerle ağrıması sonucu hareket edemez duruma gelmek.

(bkz: 3 aralık dünya engelliler günü)

debreli hasan, askerde kendisine hakaret eden komutanını dayanamayıp vurmuş ve dağlara çıkıp "drama" civarında eşkıya olmuştur. rivayetlere göre gayrimüslimleri soyup fakir türklere dağıtmış halkın sevgisini kazanmış, bir süre sonra yaptıklarına pişman olmuş ancak geri dönememiştir. öldükten sonra da onun için "drama köprüsü" türküsü söylenmiştir.

olayın olası sonuçlarını tahmin ederek kabullenmek, bir bakıma risk almak.