günde yaklaşık 230 bin aracın geçtiği köprü.
asya ve avrupa yakasını birbirine bağlayan köprü. diğer ismi ikinci köprü.
dünya üzerinde en kalabalık trafiklerden biri. Bir istanbullunun günde 91 dakikası yılda 24 günü trafikte geçiyormuş. Asya ve avrupa yakasını birbirine bağlayan fatih sultan mehmet köprüsü trafiğin en yoğun noktalarından biri.
öğrenci klişesi değildir. öğrencisine öğrettiği şeyi nerede kullanacağını öğretmeyen öğretmene doğal olarak sorulan soru.
Bilmiyorum ama Hayvanların Dini olsa, şeytan sureti kesin insandı...
Sakarya da bütün patileri kesilip ormana atılan, yavru köpek kurtarılamadı.
Sakarya da bütün patileri kesilip ormana atılan, yavru köpek kurtarılamadı.
Bir bayram hikâyesi var burada ;
Buyrunuz 😁
1965 senesiydi. İşe gireli henüz iki hafta olmuştu. Bir genel müdürlükte, özel kalem müdürünün yardımcısıydım. Bayrama on gün kala, müdürüm hastalandı ve rapor aldı. Ertesi gün, genel müdür, beni odasına çağırdı:
-Buyrun efendim.
-Tebrik kartları hazır mı evladım?
-Hangi tebrik kartları efendim?
-Eyvahlar olsun, Şükrü sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartı göndermeli. Şimdiye çoktan postaya vermiş olmamız gerekirdi.
-Hiç haberim olmadı efendim
-Hemen, hemen hemen ! Yarına istiyorum üç bin adet kartı sabaha kadar yaz ve postaya ver.
-Emredersiniz efendim! dedim ve odadan çıktım. Ancak üç bin adet bayram tebrik kartını tek tek nasıl yazacağım?
Genel müdür, kartların çini mürekkeple ve güzel bir yazıyla yazılmasını isterdi. Üç bin adet kartın iki bin tanesi makamca kendinden aşağıda olanlara şu şekilde yazacaktım:
?Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.?
Kalan bin tanesi de, daha üst makamdakilere:
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.? şeklinde yazılacaktı
Hiç vakit geçirmeden masamın başına geçip kolları sıvadım. Önümde davetiyelerden oluşan irili ufaklı pek çok dağ duruyordu. Ben mesaim bitiyor, az sonra çıkar evime giderim derken, sabaha kadar burada kalıp üçbin kartı yazmak zorunda kaldım. Sızlanmanın faydası yok, işe başlayım:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
5,10,20,50,100, 750,875. Yazıyorum yazıyorum bitmiyor! Vakit gece yarısını geçti gitti bana öyle bir sıkıntı bastı ki, tarif edemem.
Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum.. bitmiyor.
En nihayetinde alt makam kartları bitti. Ama ben de bittim. Şafak sökmek üzereydi. İşi biten kartları masamın üzerinden alıp başka bir yere koydum.
Ama önümde hâlâ bin adetlik bir kart yığını durmaktaydı.
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim? e başladım..
Durmadan yazıyordum. Göz kapaklarım öyle ağırlaşmıştı ki, gözlerimi açık tutmam her bir karttan sonra daha da zor bir hale gelmişti. Resmen işkence çekiyordum.
125,279,400, 689. yazdım yazdım yazdım. Bir vakit sonra, artık ben kaleme değil o bana hakim olmaya başladı. Ama hâlâ yazıyordum:
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.?
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.?
?Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken??
?Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim??
?Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrIca sıhhatle ederim??
?Önce bayramınızı eder, sonra eşinizle Niyazi?ye başarılı günler dilerim??
?Sizin de eşinizin de Niyazi?nin de bayramını saygıyla eder, sıhhat dilerim..?
?Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi?ye başarılar diler aynı zamanda ederim??
?Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi?nin gözlerinden öperim??
?Sizin de, eşinizin de, Niyazi?nin de, bayramını da, tatilini de, gelmişini de, geçmişini de.. saygıyla ederim??
Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı:
-Aferin, dedi. Bitirmen iyi olmuş. Hemen postalayın!
Hemen postaladık.
Üç gün sonra da önce bizim genel müdürü, ardından bendenizi postaladılar?
Aziz Nesin
Buyrunuz 😁
1965 senesiydi. İşe gireli henüz iki hafta olmuştu. Bir genel müdürlükte, özel kalem müdürünün yardımcısıydım. Bayrama on gün kala, müdürüm hastalandı ve rapor aldı. Ertesi gün, genel müdür, beni odasına çağırdı:
-Buyrun efendim.
-Tebrik kartları hazır mı evladım?
-Hangi tebrik kartları efendim?
-Eyvahlar olsun, Şükrü sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartı göndermeli. Şimdiye çoktan postaya vermiş olmamız gerekirdi.
-Hiç haberim olmadı efendim
-Hemen, hemen hemen ! Yarına istiyorum üç bin adet kartı sabaha kadar yaz ve postaya ver.
-Emredersiniz efendim! dedim ve odadan çıktım. Ancak üç bin adet bayram tebrik kartını tek tek nasıl yazacağım?
Genel müdür, kartların çini mürekkeple ve güzel bir yazıyla yazılmasını isterdi. Üç bin adet kartın iki bin tanesi makamca kendinden aşağıda olanlara şu şekilde yazacaktım:
?Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.?
Kalan bin tanesi de, daha üst makamdakilere:
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.? şeklinde yazılacaktı
Hiç vakit geçirmeden masamın başına geçip kolları sıvadım. Önümde davetiyelerden oluşan irili ufaklı pek çok dağ duruyordu. Ben mesaim bitiyor, az sonra çıkar evime giderim derken, sabaha kadar burada kalıp üçbin kartı yazmak zorunda kaldım. Sızlanmanın faydası yok, işe başlayım:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
5,10,20,50,100, 750,875. Yazıyorum yazıyorum bitmiyor! Vakit gece yarısını geçti gitti bana öyle bir sıkıntı bastı ki, tarif edemem.
Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum.. bitmiyor.
En nihayetinde alt makam kartları bitti. Ama ben de bittim. Şafak sökmek üzereydi. İşi biten kartları masamın üzerinden alıp başka bir yere koydum.
Ama önümde hâlâ bin adetlik bir kart yığını durmaktaydı.
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim? e başladım..
Durmadan yazıyordum. Göz kapaklarım öyle ağırlaşmıştı ki, gözlerimi açık tutmam her bir karttan sonra daha da zor bir hale gelmişti. Resmen işkence çekiyordum.
125,279,400, 689. yazdım yazdım yazdım. Bir vakit sonra, artık ben kaleme değil o bana hakim olmaya başladı. Ama hâlâ yazıyordum:
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.?
?Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.?
?Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken??
?Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim??
?Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrIca sıhhatle ederim??
?Önce bayramınızı eder, sonra eşinizle Niyazi?ye başarılı günler dilerim??
?Sizin de eşinizin de Niyazi?nin de bayramını saygıyla eder, sıhhat dilerim..?
?Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi?ye başarılar diler aynı zamanda ederim??
?Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi?nin gözlerinden öperim??
?Sizin de, eşinizin de, Niyazi?nin de, bayramını da, tatilini de, gelmişini de, geçmişini de.. saygıyla ederim??
Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı:
-Aferin, dedi. Bitirmen iyi olmuş. Hemen postalayın!
Hemen postaladık.
Üç gün sonra da önce bizim genel müdürü, ardından bendenizi postaladılar?
Aziz Nesin
ADAYLIğının hakkını vermiş. 37 Günde 84 Miting!
Köprüden İNCE son çıkış...
Hurşide, Afşin'de yaşıyor ve 4. sınıfta. Annesi şizofren ve 5 kardeşine annelik yapıyor, yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor ve okula gitmeye çalışıyor.
Mercedes Benz StartUP yarışmasında, final için yarışan 60 girişim arasına girmiş proje. metrobüs duraklarında rüzgar türbinleri ve enerji üretimi yapacak.
Bilgi kirliliğ mevcut. Hedefimiz 1kW saatlik üretim, sistemin kovan gibi çok sayıda birleştirilmesi ve karayollarımıza entegresi ile gazeteciler tarafından yapılmış bir hesaplama bu. Ortada bir satış yok amacımız prototip ile bilgi üretmek.
Bilgi kirliliğ mevcut. Hedefimiz 1kW saatlik üretim, sistemin kovan gibi çok sayıda birleştirilmesi ve karayollarımıza entegresi ile gazeteciler tarafından yapılmış bir hesaplama bu. Ortada bir satış yok amacımız prototip ile bilgi üretmek.
ENLİL projesini gerçekleştiren genç. Güzel insan.
güzel ülkemde güzel şeyler de olmuyor değil hani.
Her gün Kadıköy'den Yenibosna'ya iş için giden genç mühendis Kerem Deveci, yolculuk sırasında aklına gelen bir projeyle İstanbul'un enerji ihtiyacına destek sağlayacak. ENLİL ismini verdiği projesiyle Deveci, metrobüslerin geçişi esnasında oluşturduğu rüzgarı yakalayarak 20 bin eve elektrik enerjisi üretecek.
Yan yana geçen metrobüsler elektrik üretecek
Her gün Kadıköy'den Yenibosna'ya iş için giden genç mühendis Kerem Deveci, yolculuk sırasında aklına gelen bir projeyle İstanbul'un enerji ihtiyacına destek sağlayacak. ENLİL ismini verdiği projesiyle Deveci, metrobüslerin geçişi esnasında oluşturduğu rüzgarı yakalayarak 20 bin eve elektrik enerjisi üretecek.
Yan yana geçen metrobüsler elektrik üretecek
Gelişmiş bir çok ülkede bu tarz hastaneler bölünmeye uğraşılıyor. Biz ise övünüyoruz. Kendi alanında uzman kompleksleri ayrı ayrı yapıp insan,araç ve mikrop trafiği gibi etkenleri azaltmak olmalı aslında amaç. Ama biz tüm avmlerin ortak bağlandığı Eskişehir yolu üzerine yapıp acil durumda trafikte sıkışmış bakalım kaç ambulans göreceğiz. Kanser tedavisi için gidenler toplu taşımada veya hastanede diğer hastalardan alacakları çok basit grip gibi mikropları kapıp ne acılar çekecek kim bilir. Belki lüks yataklarıyla dev bir otel gibi hizmet verecek bir çok yeri.Gidemeyeceğiz ama alkışlayacağız.
insanlar kafa atan adamı görüp seviniyorken, ben kafa atan adam gelene kadar ortada kimsenin olmayıp da, kafadan sonra ortalığın pazar yerine dönmesine üzülüyorum. o adam olmasa, o kadına kimse yardım etmeyecekmiş, yazık...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?