imschrolled

uçmağ.

"kadınlar insandır. biz erkekler ise insanoğlu." (neşet ertaş)
(bkz: kutlu olsun)

bir zamanlar hepimiz. temsili filan değil. o ilk cümleden sonra, enter'ın ne işe yaradığını sorup, böyle tek el, tek parmak tak diye basmak. bununla başladı her şey.

enter'a basmak.

serious sam şifresi gibi bir başlık.

çok büyük bir ihtiyaç olmadığı halde bir şeyi temin etmenin ana fikri. çoğu zaman gereksizdir. tahsin yücel'in bu tarz bir konu etrafında şekillendirdiği, "kumru ile kumru" romanı tavsiye edilir.

küçük bir örneğini "poşet biriktirme" ile verebileceğimiz, gereksiz/aşırı tüketim ile insanların belki de farkında olmadan yaptığı.
(bkz: istif)

hem anlamı hem de söylenişi bakımından diğerlerinden ayrılan ve daha bir duygu yüklü olduğunu düşünebileceğimiz tüm kelimeler. keşke, ilk "sözcük" diyen bunun yerine "özcük" kullansaymış. daha bir samimi olurdu, farklı olurdu her cümle, anlam...

bölümleme, sıralama ya da düzenleme anlamlarına gelebilecek ve eskiden sık kullanıldığını duyduğum sözcük.

şaire göre sevdaya dahil olan bir yaşantı ürünü.

kimi zaman "nedir" sorusunun cevabı olan öz cümle.

aşırı miktarda yağış olmadığı sürece cam açık uyuyan biri için hararet sebebidir. zaten giyip uyusa bile uyku halinde çıkarır.

sevindirici ve yüz güldüren bir gelişmedir.

yakın geçmişte barcelona ile zirve dönemini yaşayan 4-3-3 futbolu tercih edildi uzunca bir zaman ve önde gelen takımlar bu sistemi ya pas oyunu (arsenal) ya da direkt futbol (dortmund, real madrid) ile tercih ettiler. Üst düzey oyuncu fabrikası hollanda takımlarında 4-3-3 bir gelenek zaten. juventus tabi ayrı bir ekol (3-5-2) olarak kendi tarzını bozmadı. ispanya milli takımı bir ara, 4-6-0 oynuyordu, merkez forvet kullanmadan.

bizim türk takımlarında ve milli takımda arada birçok sistem denense de tutan tek sistem uzun topa dayalı 4-4-2 oldu. bütün bunların yanında, arjantin'in aguero, higuain, tevez, messi gibi yıldızlara yer açabilmek için bir ara 3-4-3 denemesi olmuştu. ama teknik direktör değişiklikleri bu sistemin gelişmesini engelledi. tabi henüz bir trend haline dönüşmedi ama bununla başarı yakalayan chelsea farklı bir konumda takip ediliyor.

ilk akla gelen kanat oyuncularının fiziksel gücü, dayanıklılığı ve temposu. defans oyuncularının savunma yetenekleri kadar, top kullanma becerisi de önemli. hücumda sayısal üstünlük sağlıyor bir yandan ve daha etkili organizasyon oluşturmada çok değerli. ama riskli yönleri de var. gereksiz top kayıpları eğer rakibin hızlı kanat oyuncuları varsa kötü sonuçlar verebilir.

şahsen, oyunun 3. bölgede oynanmasını seven biri olarak, 2 tane topu eveleyip geveleyen bek oyuncusu oynatmak yerine, bunların birini daha sağlam defans özellikleri olan biri yapıp, diğer oyuncuyu da hücum bölgesinde kendini gösterebilecek yetenekleri olan hücum oyuncusunu oynatmak için kullanmak mantıklı geliyor. bazı bek oyuncuları istisna olsa da, (maicon, alves, carlos, lahm, alaba vs.) hızlı, orta açan, altı pasa giren kanat oyuncusu daha değerlidir bana göre. hem de bunlardan aynı kanatta 2 tane birden varsa, izlemesi cidden keyifli oluyor bu sistemin. belki başarısız olacak bilemiyoruz. sıkıcı futboldan, kurtarsa yeter.

"yeter artık yeter gönül feryat et..."
t: akıllarda yer etmiş bir haluk levent parçasını hatırlatmış sözcük.

zamanla değerini daha sonradan anladığımız birçok güzelliği ifade eder. ya unutulur ya da bir şeylerden sıra gelmez hiç. hatırada kalır öylece.

(bkz: küçükken değeri bilinmeyenler)

(bkz: kar küreyici) (snowpiercer/2013)

t: kemal sunal.

futbolu gerçekten seven erkektir. aynı zamanda, nefis yemekler yapıyordur. zamanında annesi hasta olduğunda ona nane limon yaparak bu alışkanlığı kazanmıştır.

pis esprilere maruz bırakacak akkabıdır.
"hacı, gece nereye park ediyon bunları?"