Bu gün ziyaretime gelmiş ve beni çok mutlu etmiş sözlük arkadaşım. REsmen komşu gelmişim kendisine.
Sosyal medyadan böylesi güzel insanlar tanımak gerçekten çok hoş.
Edit: Allah mutlu mesud ve bahtiyar eylesin. Beraber ihtiyar eylesin.
kimsenin yazmadığı sözlüktür ..
memur sözlük terkedilmiş sayılmaz çünkü imscrolled yazıyor ..
memur sözlük terkedilmiş sayılmaz çünkü imscrolled yazıyor ..
el an yaşanandır .. gerçi ben de gelince iki kişi olmuş olduk ancak ben çok nadir uğradığım için onun yine tek başına kalacak olması bir realitedir ..
bütün sözlük paralarını sen alacaksın .. yaşadın hadi köfte ..
bütün sözlük paralarını sen alacaksın .. yaşadın hadi köfte ..
"Üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım. Bana, “Ne olmak istiyorsun? “dedi.
“Entelektüel olmak istiyorum.” dedim.
“Senden entelektüel olmaz” dedi.
Şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla;
“Dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersiniz deyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?" dedim.
“Senden Entelektüel olmaz”dedi.
Çok kızmıştım!
"Doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum" dedim.
Prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
"Senden çok iyi bir araştırmacı olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince,sana entelektüel olamazsın dediğimde,bana bir Entelektüel gibi “Niçin olmaz?" diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. Yazarlık bilgi işidir. Entelektüellik bilgi değil,davranış biçimidir. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?Niçin bu şekilde yaşıyorlar. Çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez. Entel feodal köylülere artık diploma ve ünvan da yetmez.
Tıpkı paranın yetmediği gibi.
“Entelektüel olmak istiyorum.” dedim.
“Senden entelektüel olmaz” dedi.
Şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla;
“Dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersiniz deyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?" dedim.
“Senden Entelektüel olmaz”dedi.
Çok kızmıştım!
"Doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum" dedim.
Prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
"Senden çok iyi bir araştırmacı olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince,sana entelektüel olamazsın dediğimde,bana bir Entelektüel gibi “Niçin olmaz?" diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. Yazarlık bilgi işidir. Entelektüellik bilgi değil,davranış biçimidir. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?Niçin bu şekilde yaşıyorlar. Çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez. Entel feodal köylülere artık diploma ve ünvan da yetmez.
Tıpkı paranın yetmediği gibi.
Son dünya şampiyonunu tarihimizde ilk defa yendik hem de 2-0.
Ne kadarda ırmağının akışına ölmelik bir gece. 🇹🇷
TEBRİKLER MİLLİ TAKIM!
Ne kadarda ırmağının akışına ölmelik bir gece. 🇹🇷
TEBRİKLER MİLLİ TAKIM!
Ana yüreği kutsaldır. Hiçbir korku anayı, evladını korumak, sevmek duygusundan alamaz. İrade dışı yapar bunu ana yüreği. Topla tüfekle yıkılmaz. Evlat ananın yarısıdır. Sadece insana özgü değil bu yürek, hayvanlarda da vardır.
eskiden ayakkabı yerine kullanılan ayak giyisisi.
Çanakkale Muharebelerinde Türk askerine ait bu çarık şuan Avustralya Savaş Müzesinde.
Çanakkale Muharebelerinde Türk askerine ait bu çarık şuan Avustralya Savaş Müzesinde.
Çok ciddi sağlık problemlerine sebebiyet veren sigara ve tütün ürünlerinden vazgeçtiğimiz an, sağlığımızda olumu birçok değişim gözlemleyebiliriz.
çok güzel hareketler bunlar.
Adana'da tatlı satan iki çocuğun seyyar tezgahı devrildi. Durumu Fark eden vatandaşlar çocukların yanlarına gelerek yere dökülen bütün tatlıları satın aldı.
kırılan tezgahı topralayıp kaldırdı. Çocukların başını okşayıp gitti.
Adana'da tatlı satan iki çocuğun seyyar tezgahı devrildi. Durumu Fark eden vatandaşlar çocukların yanlarına gelerek yere dökülen bütün tatlıları satın aldı.
kırılan tezgahı topralayıp kaldırdı. Çocukların başını okşayıp gitti.
Matematik hiç bilmedi ki;
Bedir'deki 313 Müslüman şimdiki 1,5 milyar Müslüman' dan daha çoktu...
doğu türkistana ses verin müslümanlar.
Bedir'deki 313 Müslüman şimdiki 1,5 milyar Müslüman' dan daha çoktu...
doğu türkistana ses verin müslümanlar.
bu gün resmen kuruldu. aynıgün berahitdin albayrak öldü.
Uzun zamandır kuruluş çalışmaları devam eden Türkiye Uzay Ajansı resmen kuruldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Milli çıkarlarımız uzayda da gözetilecek" dedi.
Haberin devamı için tıklayınız.
Uzun zamandır kuruluş çalışmaları devam eden Türkiye Uzay Ajansı resmen kuruldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Milli çıkarlarımız uzayda da gözetilecek" dedi.
Haberin devamı için tıklayınız.
laaaan acayip gurur duydum bu murat abiden. Çok yaşa murat abi.
olayın özeti şu;
Çin'de yapılan bir sosyal deneyde, bir restorana kötü görünümlü birisi getiriliyor. Yemek yemek istediğini söyleyen kişi çok geçmeden ise garson tarafından uzaklaştırılmak isteniyor. O sırada konuşmalara kulak misafiri olan bir Türk ise duruma müdahale ederek garsonun restorandan kovmak istediği kişiyi masasına davet ediyor. 👏 İşte o anlar...
olayın özeti şu;
Çin'de yapılan bir sosyal deneyde, bir restorana kötü görünümlü birisi getiriliyor. Yemek yemek istediğini söyleyen kişi çok geçmeden ise garson tarafından uzaklaştırılmak isteniyor. O sırada konuşmalara kulak misafiri olan bir Türk ise duruma müdahale ederek garsonun restorandan kovmak istediği kişiyi masasına davet ediyor. 👏 İşte o anlar...
Ramazan Bayramı veya Kurban Bayramı'nın ilk günü Güneş'in doğmasından yaklaşık 50 dakika geçtikten sonra cemaatle birlikte kılınan namaz.
O kadar çok eksiğimiz var ki!
Takım yedekler ile oynamayacak resmen.
Başarılar Galatasaray.
Takım yedekler ile oynamayacak resmen.
Başarılar Galatasaray.
Öğretmene de helsl olsun bölmeyip arkasında bekledi sonra ikisini de kucakladı muazzam bi görüntü tebrik ederim
Bu görüntüye bir ömür verilir ..
Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde engelli arkadaşının çözülen ayakkabı bağcıklarını bağlayan öğrenci ve onu alnından öpen öğretmen...
Hepiniz çok güzelsiniz.
Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde engelli arkadaşının çözülen ayakkabı bağcıklarını bağlayan öğrenci ve onu alnından öpen öğretmen...
Hepiniz çok güzelsiniz.
Sokrates Öğretmenlere der ki; Öğrencilerinize bir şey öğretmeyin, onları düşünmelerini sağlayın.Çünkü onlar düşünmeye başlarsa zaten kendi çabalarıyla öğrenirler..Ve çaba sonucu öğrenilen bilgi, en kalıcı bilgi olur.Asla silinmez..!
"TABURCU OLMAK" deyiminin destansı sebebi!
Neden Türk hekimleri hastalarını iyileştirdikten sonra ''taburcu'' ederler; ''gitsin'', ''evci'' gibi kelimeler kullanmazlar, hiç aklınıza geldi mi? Taburcu kelimesinin çok hüzünlü bir hikayesi vardır aslında. Bakın anlatayım dilim döndüğünce…
Özellikle 1. Dünya ve Çanakkale Savaşı sırasında ülkenin tıp eğitimi veren tek kurumu Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane, hocalarını, öğrencilerini cepheye yolluyor, eğitime ara vermek zorunda kalıyor, binası ise tamamen hastaneye dönüşüyordu. Sadece cephede savaşmakla kalmıyor, savaş olmadığında ya da geride kalan kıdemsiz tıbbiyeliler, direnişte bizzat çalışıyorlardı. İzmir'in işgalinin üç gün sonrası, 18 Mayıs 1919'da, okulda hararetli, hüzünlü konuşmaların yapıldığı, hemen direniş gruplarının örgütlendiği bilinir.
Daha çok bahsedilecek olay, anlatılacak konu var ancak, söylemek istediğim şudur;
Ülkede herkes askerdir, eli silah tutan tüm erkekler savaştadır. Gerçek kurumsal düzeyde tek hastane vardır, ülkenin her yanındaki cephelerde tüm hekimler subaydır, askerdir. Yaralılar iyileştirilir, komutan hastalarını, askerlerini dolaşır. Hastanede, kışlada, revirde, cephede çadırda, savaşta. Tabip subay, iyileşenleri, tekrar silah tutabilecekleri savaşa, taburuna yollar, ''taburcu'' eder. Başka hiçbir milletin, ülkenin hastanesinde, hastalar iyileştiklerinde ''taburuna yollanmaz, taburcu'' edilmez. Bazı değerleri, yaşamının içine böylesine sindirmiş başka bir millet yoktur. Başkalarını bilmem ama, taburcu ettiğim her hastada, göğsümün ağlamaklı kabarması bundandır. Ordusunu, askerini, bağımsızlık mücadelesini, tüm aziz şehitlerini, yaşamına böyle sindiren başka bir millet yoktur. Bazı hususıyyetlerin, farkında olmasak da her zaman, sonsuza kadar bizimle yaşayacaklar…
İşte size 'TABURCU''luğun hikayesi
Neden Türk hekimleri hastalarını iyileştirdikten sonra ''taburcu'' ederler; ''gitsin'', ''evci'' gibi kelimeler kullanmazlar, hiç aklınıza geldi mi? Taburcu kelimesinin çok hüzünlü bir hikayesi vardır aslında. Bakın anlatayım dilim döndüğünce…
Özellikle 1. Dünya ve Çanakkale Savaşı sırasında ülkenin tıp eğitimi veren tek kurumu Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane, hocalarını, öğrencilerini cepheye yolluyor, eğitime ara vermek zorunda kalıyor, binası ise tamamen hastaneye dönüşüyordu. Sadece cephede savaşmakla kalmıyor, savaş olmadığında ya da geride kalan kıdemsiz tıbbiyeliler, direnişte bizzat çalışıyorlardı. İzmir'in işgalinin üç gün sonrası, 18 Mayıs 1919'da, okulda hararetli, hüzünlü konuşmaların yapıldığı, hemen direniş gruplarının örgütlendiği bilinir.
Daha çok bahsedilecek olay, anlatılacak konu var ancak, söylemek istediğim şudur;
Ülkede herkes askerdir, eli silah tutan tüm erkekler savaştadır. Gerçek kurumsal düzeyde tek hastane vardır, ülkenin her yanındaki cephelerde tüm hekimler subaydır, askerdir. Yaralılar iyileştirilir, komutan hastalarını, askerlerini dolaşır. Hastanede, kışlada, revirde, cephede çadırda, savaşta. Tabip subay, iyileşenleri, tekrar silah tutabilecekleri savaşa, taburuna yollar, ''taburcu'' eder. Başka hiçbir milletin, ülkenin hastanesinde, hastalar iyileştiklerinde ''taburuna yollanmaz, taburcu'' edilmez. Bazı değerleri, yaşamının içine böylesine sindirmiş başka bir millet yoktur. Başkalarını bilmem ama, taburcu ettiğim her hastada, göğsümün ağlamaklı kabarması bundandır. Ordusunu, askerini, bağımsızlık mücadelesini, tüm aziz şehitlerini, yaşamına böyle sindiren başka bir millet yoktur. Bazı hususıyyetlerin, farkında olmasak da her zaman, sonsuza kadar bizimle yaşayacaklar…
İşte size 'TABURCU''luğun hikayesi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?